Ülkeler Arası Bilgi Paylaşımları Başladı
Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bilgi paylaşımı sözleşmesi yürürlüğe girdi ve ilk paylaşımlar 2018 yılının ilk günlerinde maliye yetkilileri ve bankalar arasında gerçekleşti.
Konunun önemini paylaşımlar sonrası idrak etmeye başlayan Avrupa’da yaşayan Türkiyeli vatandaşlar; panik yaşamaya başladı ve ne yapacaklarını bilmeden yetkili kişilerden bilgi almaya çalışıyorlar. Biz de konu hakkında finans konusunda yıllardır uzmanlaşmış bir kurum olan Ulus Group yetkilisi Haydar Ülüş’ten bilgi almaya çalıştık. Ülüş, konu ile ilgili özellikle İngiltere merkezli HSBC Bank’tan müşterilerine mektuplar gittiğini anlattı. Telaşa kapılmış onlarca müşterisinin de kendisini arayarak bilgi almaya çalıştığını dile getiren Ülüş, “Yıllardır dilimizde tüy bitti, insanlarımıza anlatamadık. Bu ülkenin vergi sistemi şeffaflığı talep ediyor. Bu şeffaflık yerine getirilmediği taktirde ağır yaptırımlar ve cezalar öngörüyor. Şimdi artık bu aşamaya gelinmiş durumda. Önerimiz insanların biran evvel bilgili ve tecrübeli muhasebeciler ile çalışmaları” dedi.
Hem Yardımlar Kesilecek Hem de Ceza Kesilecek!
Avrupa’da yerleşik olup doğdukları ülkelerde yatırımlar yapan ve bu yatırımları yerleşik oldukları ülkelerin maliyesine bildirmeden yardım alan her kişiyi yakından ilgilendiren bu konu, 2018 yılının gündemini işgal edeceğe benziyor. 2015 yılında 106 ülke arasında imzalanan anlaşma gereği mal beyanı yapılmasını gönüllük çerçevesinden çıkarıp zorunluluk çerçevesine sokan anlaşma 1 Ocak 2018 itibariyle hayata geçirilmeye başladı. Daha önce mal beyanını mahkeme aracılığıyla yetkili birimlere aktaran ülkelerin maliye yetkilileri, şu anda istedikleri zaman istedikleri bilgiyi 2018 yılında 106 ülke arasında imzalanan anlaşma gereği maliye yetkililerinden talep edebilecek.
Bu anlaşmaya göre; Britanya’da ve Avrupa’da yaşayan bir kişinin Türkiye’de hesabı varsa, varlığı varsa yerleşik olduğu ülkenin maliyesiyle bu bilgiyi paylaşma zorunluluğu var.
“Türkiye Uyguladığı Kararları Akıllıca Alıyor”
Bu bilgi paylaşımının bugün gündeme gelmesinin nedenini sorduğumuz Haydar Ülüş, Uluslararası terörizme karşı finans kaynaklarını durdurmak ve engellemek başlığı altında böyle bir sözleşmeye imza atıldığına dikkat çekti. Türkiye’nin bu bilgi paylaşımı anlaşmasının altına imza atma nedenlerinin sorgulanması gerektiğine de dikkat çeken Ülüş, alınan siyasi kararların çok akıllıca alındığını ve ötekileştirilmeye çalışılan bir milletin varlığını tehdit eder bir sistem uygulanmaya çalışıldığına işaret etti. Son 10 yıldır bu çalışmanın alt yapısının oluşturulmaya çalışıldığının bilgisini veren Ülüş, “Bu yılın ilk günlerinde bu çalışma yaşama geçmeye başladı. Özellikle İngiltere merkezli çalışan HSBC’den müşterilerimize mektuplar gelmeye başladı. Elinde mektuplar kapımızı aşındıran müşterilerimizin işlemlerini en ince ayrıntısına kadar inceleyip formlarını dolduruyoruz. Gereken makamlara; müşterilerimizin bir suç işlemediğini, bilgi eksikliğinden kaynaklı böyle bir durum yaşadıklarını anlatıyoruz. İngiltere Maliye Bakanlığı’na bağlı Gelirler ve Gümrük Departmanı (HMRC) verdiğimiz bilgilerin doğruluğunu inceliyor ve gereğini yapıyor” dedi.
Yalan Beyanda Bulunuyorsanız Suç İşliyorsunuz!
Bu durumun sadece Türkiyelileri kapsamadığının da altını çizen Haydar Ülüş, “Britanya’da yaşayan herkes için geçerli bu durum. Hindistanlılar, siyahiler, Türkiyeliler bu gibi milletlerin kendi ülkelerinde yatırımları var. Britanya’da yaşayıp Britanya’da vergi mükellefi iseniz ve yurt dışında kaynaklarınız ve gelirleriniz var ise bunları yerleşik olduğunuz ülkelerdeki vergi birimlerine bildirmeniz gerekiyor. Örnek verirsek; sosyal yardım veya emeklilik maaşı, patent haklarından para aldınız mı? Veya şahıslardan para mı aldınız, başka ülkede para kaynağınız var mı? Hesaplarınız arası faiz kazançlarına kadar; sizin diğer kira gelirleriniz dahi varsa bunları bildirmeniz gerekiyor.
Siz bu bölümü doldurmazsanız yalan beyanda bulunuyorsunuz. Suç işlemiş oluyorsunuz. Birçok insan bu suçu işledi ve bu suçun içinde. Önemli olan bunun farkına varılması ve gereken bildirimleri uygun zaman diliminde yetkili birimler ile paylaşmak. Aksi taktirde mevcut yardımlarınızın kesilmesinin yanında geçmiş 6 yıl hatta 10 yıla kadar vergi incelemesine tabi tutulabiliyorsunuz ve vergi cezasının yanında caydırıcı ve örnek oluşturması açısından ciddi cezalarla da karşı karşıya kalabilirsiniz” diyerek durumun ciddiyetinin farkına varılması gerektiğini anlattı.
Formların Amacı
Özellikle son dönemlerde, bankalar tarafından mevduat sahiplerinden istenen; hangi ülkede mukim yani yerleşik olduğumuz, hangi ülke veya ülkelerde vergilendirildiğimiz, vergi numaralarımız ve diğer adres vs. gibi soruları içeren formların esas gayesi, bilgi paylaşımı altyapısının oluşturulmasına yöneliktir.
Aslında, devletler arasında zaten yürürlükte olan “Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları” bu paylaşıma imkan tanıyordu. Ancak, sadece özellikli durumları veya talep edilmesi durumunda bu bilgi paylaşımına izin veren uygulama yetersiz kaldığı gerekçesi ile, CRS sistemi uygulamaya geçirildi. Bu sistem, tüm bilgilerin dönemsel olarak ve düzenli bir şekilde, talep edilmeksizin paylaşılmasını zorunlu kılıyor.
Bilgi Paylaşımı Nedir?
Dünya üzerinde sermaye ya da para hareketleri, çeşitli faktörlerin etkisi ile sürekli hareket halinde. Düşük vergi oranları, yüksek faizler, bilgilerin gizliliği, güvenlik gibi faktörler paranın hareketlerini belirleyen en önemli unsurlar. Devletler vergi gelirlerini kontrol altında tutmak, vergi kayıplarını önlemek ve en önemlisi de terör bağlantılı ekonomik girdi çıktıların kontrolünü sağlamak amacıyla kendilerince önlemler almaya başladılar. Bu önlemler devletlerin gerçekleştirdiği G20 zirvesi görüşmelerinde gündemi oluşturan önemli maddelerden biriydi.
Ülkelerarası yapılan antlaşmalar çerçevesinde yürürlükte olan ve birçok ülkenin de taraf olduğu önemli 2 anlaşma mevcut. Bu antlaşmaların biri; ABD tarafından hazırlanan ve tüm ülkelere imzalatılmış olan FATCA (Foreign Account Tax Compliance Act) anlaşmasıdır. Bu anlaşma sayesinde Amerika Birleşik Devletleri, vatandaşlarının tüm dünyadaki gelir ve gelir kaynaklarını izleyebiliyor. Diğer anlaşma ise OECD tarafından hazırlanan ve hem Avrupa Birliği ülkelerini, hem de OECD ülkelerini kapsayan “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi”dir. Türkiye’nin her iki anlaşmada da imzası bulunuyor.
Özellikle, OECD tarafından hazırlanan anlaşmanın, Otomatik Bilgi Değişimi (OBD) ya da CRS (Common Reporting Standart) olarak bilinen bölümünün hayata geçirilmesi 2018 itibariyle başladı.
CRS sistemi, özü itibariyle; üye her devletin, kendi bünyesinde yer alan banka ve finansal kuruluşlarından bilgileri toplayıp, bu bilgileri diğer üye devletlerin maliye sistemlerine bildirmesi esasına dayanıyor.
CRS sistemine dahil olan ülkelerin sayısı bugün 106 ülkeye ulaşmış durumda.
Paylaşımlar Neye Göre Yapılıyor?
Burada önemli bir nokta; bilgi paylaşımı, vatandaşlık esasına göre değil, yerleşik olma esasına göre yapılıyor. Yani örneğin; Almanya’da yerleşik olan bir Türk vatandaşının, İngiltere’de bulunan banka mevduat bilgisi, İngiltere devleti tarafından Almanya Maliye sistemi ile paylaşılacak. Türkiye’ye herhangi bir bildirimde bulunulmayacak.
Karşılıklı paylaşılacak olan bilgiler ise; isim ve adres bilgileri, vergi yükümlülüğünde yerleşik olduğu ülke, vergi numarası, doğum yeri ve tarihi, hesap numarası, hesap bakiyesi/değeri, hesaba yapılan ödemeler ve hareketler.
OECD ülkeleri arasında imzalanan bu anlaşma, sadece Bilgi Paylaşımı ile sınırlı değildir. Aynı zamanda, ülkeler arası eş zamanlı vergi incelemeleri, yurtdışında vergi incelemeleri, tahsilat ve tebligat konularında da birtakım iş birlikleri sağlıyor.