Ülke topraklarında özgürlüğün ve adaletin yolunu açmak

Ülke topraklarında özgürlüğün ve adaletin yolunu açmak

Geçtiğimiz hafta HDP Britanya Seçim Koordinasyonu kuruldu. Demokratik Güç Birliği’nde örgütlenmiş birçok kitle örgütünün içerisinde yer aldığı HDP Britanya Seçim Koordinasyonu, Britanya’da bulunan yaklaşık 80 bin seçmenin en az 30 bininin oyunu almayı hedefleyen bir çalışma planı çıkardı. Bu, oldukça iddialı ve fakat gerçekleşebilir bir iddia. Aslolan buna inanmak ve çıkan / çıkarılacak olan planlara uygun davranmak…

Rojava devriminin kazanımları, Kobanê zaferi ve Yunanistan’da demokratik cephe ittifakının seçim kazanımı, koşulları dünden çok daha fazla lehimize çevirmiş bulunmakta.

Bunun da ötesinde, Avrupa’da milyonlarca açlık, yoksulluk, adaletsizlik, cins kırımı, işkence ve kimliksizleştirme saldırıları ile kendilerine ülke topraklarında yaşam hakkı tanınmayan göçmen ve politik mülteci bulunmakta. Ve fakat maalesef, sistemin direk etkilediği ve sürgüne çıkarmış olduğu bu devasa kitle, yaşadığı sürgünün bir sonuç olduğunu ya bilmiyor ya da görece yaşam standartlarının iyileşmesi nedeniyle mevcut sonucu ve durumunu sorgulamamakta. Politik sürgünlerin önemli bir kısmı ise devrimciliği ülke topraklarına sıkıştıran anlayışlarların oluşturduğu barikatlara çarparak etkisizleşmiş bulunmakta.

Uzun yıllardan sonra nihayet, -özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte- yurtdışında sürdürülen çalışmaların önemi açığa çıkmaya başladı. Nitekim oy hırsızlığının resmi yollarından biri olan “seçim barajı” nın parçalanmasında, Avrupa’daki seçmenin stratejik önemde olduğu açığa çıktı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden farklı olarak bu dönem, ülke topraklarında adaletin, barışın, eşitlik ve özgürlüğün kapılarını aralayacak tek demokratik cephe olan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Avrupa’da da seçim çalışmalarını koordine edecek merkezi ve yerel seçim komiteleri oluşturdu. HDP Parti Meclisinden görevlilerin de bulunduğu bu koordinasyon ve komiteler ile oldukça yoğun, kapsayıcı, kucaklayıcı ve somut hedeflere kilitlenmiş bir seçim çalışması yürütülecek.

Öncelikle bilmeliyiz ki; kapitalist, sömürgeci sistemin harabetine uğramış, daha iyi bir yaşam için yerini, yurdunu ve sevdiklerini terk etmek zorunda kalmış milyonlarca insan, hala kendisini sürgüne çıkmak zorunda bırakan sistemin çıkarlarına hizmet eden parti ve örgütlerle hareket etmekte. Bu, açıktırki demokratik cephenin eksikliklerine işaret eder.

Bu noktada yaşanan eksiklikleri tespit ederek başlatılacak seçim çalışmaları, hedef kitle ile doğru ilişkilenmenin yolları ve araçlarını bizlere verecektir. Aynı zamanda, uzun vadede yürütülecek çalışmalar bakımından da fikir verici olacaktır.

Örgütlü ilerici, demokrat, devrimci, yurtsever kurum ve bireylerin birleşik mücadelesinin örgütlenmesi ve başarısı ise tüm kurum ve bireylerin sorumluluğu altındadır.

Seçim barajını parçalamak için Avrupa’dan en az 400 bin oy almayı hedefleyen HDP’nin başarı ya da başarısızlığı açıktırki kendisini ezilenden, sömürülenden, baskı altına alınandan yana gören kesim ve kişilerin tutarlılığı ile doğru orantılı olacaktır.

Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerinin, fiili eşitlikler mücadelesinin seçim yarışı içerisindeki tek temsilcisi HDP’nin başarı ya da başarısızlığı; kadın özgürlük mücadelesi yürütücülerinin kendi kavgalarına sahip çıkması ile doğru orantılı olacaktır.

Alevilerin eşit yurttaşlık talebenin gerçek ve tek savunucusu HDP’nin başarı ya da başarısızlığı; Alevi demokratik hareketin, kendisini satılmış “Alevi”lerden ayırd ederek taleplerine sahip çıkan onurlu duruşu ile doğru orantılı olacaktır.

Kısacası seçim süreci; bir turnusol kâğıdı misali tüm renklerin, duruşların ve samimiyetin açığa çıktığı bir süreç olacaktır. Saflaşma ve kirlerimizden arınmanın da…

Adalet, özgürlük ve vicdanın kazanması umuduyla…

 

CATEGORIES
Share This