Tecrit acilen kaldırılmalı

Tecrit acilen kaldırılmalı

Türkiye ve Kürdistan’da bir dizi görüşme yapan Uluslararası Barış Delegasyonu: “Açlık grevinde bulunan insanların durumu tehlikeli bir noktaya ulaşmıştır. Daha fazla şiddet yaşanmadan ve kan dökülmeden Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin acilen son bulması gerekir.”

Türkiye ve Kürdistan’da 11-16 Şubat tarihleri arasında bir dizi görüşme yapan Uluslararası Barış Delegasyonu, Türk devletini açlık grevleri için adım atmaya, uluslararası kamuoyunu da sessizliğini bozmaya çağırdı.

Aralarında sendikacı, hukukçu, siyasetçi ve sanatçıların da bulunduğu Uluslararası Barış Delegasyonu; HDP’li yetkililer, süresiz dönüşümsüz açlık grevindeki HDP Milletvekili Leyla Güven, İnsan Hakları Derneği, Barış Anneleri, DTK, sendikalar, kadın örgütleri ve Asrın Hukuk Bürosu’nun da aralarında olduğu birçok çevreyle geçtiğimiz hafta görüşmede bulunmuştu. Heyet dönüşü sonrası ortak yazılı bir açıklama yaptı.

Sessizliğinizi bozun

İnsan hakları savunucusu Beverley Ann Keene, TSSA Sendikası Genel Başkanı Manuel Cortes, Sanatçı Maxine Peak, sendikacı hakları avukatı Paul Scholey, UNITE Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Tony Burke, İzlanda eski Adalet Bakanı Ögmundur Jonasson ve Connor Hayes imzalı “Abdullah Öcalan üzerindeki hukuksuz ve insanlık dışı tecrit acilen kaldırılmalı” çağrısı ile başlayan açıklamada, açlık grevlerinin çok riskli bir noktaya geldiği ve ölümlerin yaşanabileceği uyarısı yapıldı. Açıklamada devamla şunlar kaydedildi: “Kürt lider Abdullah Öcalan’ın tutsaklığının yirminci yılını, Leyla Güven’in açlık grevi direnişinin 100’üncü gününü geride bıraktık. Leyla Güven ve 330 açlık grevcinin durumları kritik aşamanın da ötesine geçmiş durumda. Türk devletinin kendi anayasasında belirtilen basit insani hakları bile uygulamaması çok ciddi bir insan hakları ihlalidir. Bu çerçevede uluslararası kamuoyunu yaşanan insan hakları ihlalleri karşısında sessizliğini kırmaya çağırıyoruz.”

AP ve yetkili kurumlara çağrı

Türkiye Adalet Bakanı’na 21 Ocak’ta görüşme talebini de içeren mektuba cevap verilmediği hatırlatılan açıklamada şunlara dikkat çekildi: “20 yıldır İmralı Cezaevi’nde tutulan Sayın Öcalan 2011 yılından bu yana avukatları ile görüştürülmüyor, 2015’ten bu yana ağırlaştırılmış bir tecrit durumu var. Sayın Öcalan ve yanındaki 3 tutsağa yönelik bu politika sadece Türk devletinin tarafı olduğu uluslararası hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlali değil, aynı zamanda Türk devletinin kendi anayasasının da ihlalidir. Türkiye’deki insan hakları ihlalleri konusunda Avrupa Parlamentosu ve yetkili tüm kurumları görevlerini yapmaya çağırıyoruz.”

Kendi yasalarına saygı göster

Leyla Güven’i açlık grevinin 98’inci gününde ziyaret ettiklerini açıklayan eheyet üyeleri, Güven’in kendilerine, “yaptığı eylemin bir intihar olmadığını, aksine insanın onurlu bir yaşam sahibi olması için yaşam için sevgi eylemi olduğunu” ifade ettiği dile getirdildi.

Açıklamanın sonunda şunlar ifade edildi: “Açlık grevinde olan Leyla Güven, Galler, Strasbourg, Hewlêr ve zindanlardaki 313 kişinin talepleri çok nettir; Türk devletinin kendi yasalarına saygı göstermesi ve uygulamasıdır. Biz aynı talebi görüştüğümüz tüm kurumlardan da duyduk. Öcalan Kürdistanlılar tarafından kabul edilen siyasi bir temsilcidir. Kürt sorununa barışçıl çözüm ve Ortadoğu’da devam eden savaş ve krize demokratik çözümü getirmek için büyük çaba sarf eden sayın Öcalan’dır. Açlık grevinde bulunan insanların durumu tehlikeli bir noktaya ulaşmıştır. Daha fazla şiddet yaşanmadan ve kan dökülmeden Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin acilen son bulması gerekir.”

Yazılı açıklamada imzası bulunan heyet üyeleri;
• Beverley Ann Keene – İnsan Hakları savunucusu, Dialogue 2000-Jubilee South, Arjantin
• Manuel Cortes – TSSA sendikası genel başkanı, Birleşik Krallık, İrlanda
• Maxine Peak – Sanatçı
• Paul Scholey – Sendikacı hakları avukatı
• Tony Burke – Unite sendikası genel başkan yardımcısı, Birleşik Krallık
• Ögmundur Jónasson – İzlanda eski adalet bakanı
• Connor Hayes – Felsefe öğrencisi

CATEGORIES
TAGS
Share This