Tahir Elçi Amnesty International’da anıldı

Tahir Elçi Amnesty International’da anıldı

Geçtiğimiz Kasım ayında Diyarbakır’da katledilen Diyarbakır baro başkanı Tahir Elçi, Londra’da düzenlenen, arkadaşları ve eşi Türkan Elçi’nin de katıldığı bir etkinlikle anıldı.

Haber: Tom Webb

Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır’ın merkezindeki tarihi dört ayaklı minare ve diğer tarihi eserlerin korunması için yaptığı basın açıklaması sırasında çatışma süsü verilerek katledilmişti. Üzerinden geçen onca zamana rağmen olayı aydınlatmaya yönelik hiçbir somut çalışma yürütülmemişti.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), 1990’larda Türkiye’nin en karmaşık bölgesinde bulunan Cizre’de tüm imkansızlıklara rağmen korkusuzca, insan haklarını savunarak, işkence görenlerin, gözaltına alınanların, kaçırılanların yanında olan ve onların haklarını korkusuzca savunduğunu belirttiği; Türkiye Uluslararası Af Örgütü kurucularından olarak tanımladığı Tahir Elçi için geçtiğimiz Çarşamba günü, Londra’nın Shoreditch bölgesinde bulunan merkezinde bir anma gerçekleştirdi.

Tahir Elçi Amnesty International’da anıldı 1

Anmada İngiltere Hukuk Derneği başkanı Tony Fisher ve Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner’in yanı sıra, Tahir Elçi’nin yakın arkadaşı, yazar, insan hakları savunucusu Orhan Kemal Cengiz ve Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi’de konuşma yaptılar.

FİSHER: ELÇİ KARARLI VE KORKUSUZ BİRİYDİ

Tony Fisher konuşmasına böyle bir panelde konuşma hazırlamanın kendisi için ne kadar zor olduğu ve aslında böyle bir konuşma yapmayı zaman zaman hiç istemediğini belirterek başladı. Bu konuşmanın aslında Tahir Elçi için hep yapmayı istediği ve imkan bulamadığı kişisel vedası olduğunu da vurgulayarak Elçi ile olan tanışmalarını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki sıkça karşılaşmalarından bölümler anlatarak devam etti. Tahir Elçi’nin kararlı, korkusuz ve çok önemli bir insan hakları savunucusu olduğunu sıklıkla vurguladı. Elçi ile olan anılarını anlatırken yer yer sesinin titremesi ve duraklaması duygusal anlara yol açtı.

CENGİZ: EN ÇOK DİYARBAKIR’DA GÜVENDE OLACAĞINA İNANIYORDUK

Panele Türkiye’den katılan Orhan Kemal Cengiz, Elçi’nin bilinmeyen yönlerini, savunduğu davalarla ilgili kendilerine çıkarılan zorlukları ve Elçi’nin bu zorlukların üstesinden gelmek için ne kadar çaba sarf ettiğinden bahsetti. Tahir Elçi ile yaptıkları sohbetlerde duyduğu korkunç hikayelere inanmakta güçlük çektiğini ve gerçekleri gördükçe dehşete kapıldığını vurgularken, Elçi’nin bir davadaki pratik düşünüşünü ve davayı çözüme ulaştırışını şöyle anlattı; ‘7-8 köy Türk Silahlı Kuvvetleri uçakları tarafından havadan bombalanmıştı. Bu dava yıllar sürdü. Tahir en sonunda o bölgede, bombalama yapılan saatlerdeki uçuş yapmış tüm uçakların bilgilerini havacılık merkezinden istetmiş, sözü geçen savaş uçaklarının tamda o saatte bombalanan yerlerin üzerinde uçtuğunu ispatlayıp davanın kazanılmasına yol açmıştı.’ Konuşmasının bir yerinde Elçi’nin CNN Türk’te katıldığı Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programındaki PKK ile ilgili yorumları sonrası üzerinde oluşan yoğun linç etme ve baskı politikası döneminde Diyarbakır’dan uzaklaştırıp güvene almadıklarına pişman olduğu zamanda, Elçi’nin Ankara metrosunda uğradığı fiziksel saldırıdan sonra aslında Diyarbakır’da çok daha güvende olduğuna inandığını anlattı. Televizyon programından sonraki dönemin aslında Elçi’nin yaşamının nasıl bir cehennem havasında geçtiğini o zaman kavradığını duygulanarak sözlerine ekledi.

GARDNER: EN UMUTSUZ ZAMANLARDA BİLE ELÇİ UMUT OLURDU

Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner konuşmasına Tahir Elçi’nin 1993 yılından itibaren davasına baktığı bir aile ile olan karşılaşmaları anlatarak başladı. Aileye tek umut veren, tek sevinç kaynağı olan şeyin Tahir Elçi’nin avukatları oluşunu söylediklerini, onların davalarını tüm zorluklarına rağmen sonuna kadar ve korkusuzca götürüşünü anlattı. Elçi’yi tanıdığı andan itibaren samimiyetini, içtenliğini, umut dolu oluşunu, kibarlığını gördüğünü ve bunun yanında büyük bir insan hakları savunucusu oluşunu hayranlıkla izlediğini konuşmasına ekledi. ‘Tahir’in insan hakları savunucusu olarak iyi bir rol model oluşunun sadece Diyarbakır gibi doğu illerinde değil aynı zamanda İzmir, İstanbul gibi batı illerinde de etkili oluşu, onun bir tehdit ve hedef olarak görülmesinde büyük etken olmuştur’ dedi. Tahir Elçi’nin Doğu ve Güney Doğu’da olan insan hakları ihlallerini anlatabilmek için ne kadar çabaladığını birkaç kez tekrarladı. Kendisinin en umutsuz olduğu durumlarda bile Elçi’nin ona umut olduğu günleri anlattı.

TÜRKAN ELÇİ: SADECE BİZİM DEĞİL, İNSAN OLMAYI BAŞARABİLEN HERKESİN KAYBIDIR

Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi düzenlenen bu panele gelme konusunda tereddüt ettiği ve geldiğine çok memnun olduğunu belirterek başladığı konuşmasına, eşinin ne kadar sakin, anlayışlı, umut dolu olduğunu anlatarak devam etti. Büyük bir insan hakları savunucusu olan Elçi’nin sadece kendilerinin değil insan olmayı başarabilen herkesin bir kaybı olduğunu söyleyerek sözlerini bitirdi.

Panel izleyicilerinden de Tahir Elçi ile tanışmış ve anıları olanların yanı sıra hiç tanımadığı halde üzüntülerini dile getirenlerin ardından Olcay Bayır’ın keman ve gitar eşliğinde seslendirdiği iki eser sonrası Milena Buyum Jackson organizesinde gerçekleşen panel sona erdi. Panel sonrası Tahir Elçi’yi katledenlerin biran önce bulunmasını talep eden dilekçeler imzaya açılırken, Elçi için hazırlanan anı defterine de katılımcılar tarafından duygu yüklü yazılar yazıldı.

CATEGORIES
Share This