SOAS’ta Rojava ve Kürdistan’daki son gelişmeler tartışıldı
Londra merkezde bulunan SOAS üniversitesinde yapılan panelde Güney Kürdistan ve Rojava’daki son durum ve Daiş çetelerinin saldırıları tartışıldı.
Dün akşam (Cumartesi) Londra merkezde bulunan SOAS üniversitesinde ‘Kürdistan’a uluslararası destek neden önemli’ adı altında gerçekleştirilen panele PYD Britanya temsilcisi Alan Şemo, Güney Kürdistan Bölgesel hükümeti Britanya temsilcisi Bayan Sami Abdurahman, İngiltere merkezli düşünce kuruluşu RUSİ Ortadoğu direktörü Michael Stephens ve Reading üniversitesi öğretim görevlisi Marianna Charountaki konuşmacı olarak katıldı.
SOAS Kürt Topluluğu tarafından organize edilen panele yoğun ilgi vardı. Bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan panel 10 dakikalık sinevizyon gösterimi ile devam etti. Gösterilen video son dönemde Daiş’in Kürdistan’a yönelik saldırılarının yanında yardım çağrılarını işledi. Salonun girişinde Heyva Sor a Kürdistan vakfı standı kurularak Kobane için para toplandı.
Kürdistan bölgesel hükümeti Daiş’in bin km komşusu
Kürdistan bölgesel hükümetinin kendisini bir anda Daiş’e bin kilometre komşu bulduğunu belirten Kürdistan bölgesel hükümeti Britanya temsilcisi Bayan Sami Abdurrahman bunun çok ciddi güvenlik sıkıntısı ortaya çıkardığını dile getirdi. Bayan Abdurrahman şunları belirtti: ‘‘Irak bir gecede değişti ve Kürdistan bölgesel hükümeti kendisini bir anda Daiş’e bin kilometre komşu buldu. Bu da güvenlik açısından çok ciddi bir sıkıntı yarattı. Bundan kaynaklı peşmergeyi 1000 kilometrelik sınıra yerleştirdik. Daiş Irakta, Şengal başta olmak üzere kendisi gibi olmayan herkese saldırdı. Şuanda Kürdistan bölgesel hükümeti sınırları içerisinde 1.5 milyon mülteci ve yerinden edilmiş Kürt, Arap, Hristiyan mevcut. 5 Milyonluk nüfusumuza göre çok yüksek bir rakam bu. Bu her anlamda, elektrik, sağlık, eğitim gibi konularda ülkeyi zora sokuyor. Halen yüzlerce okulumuz mültecilere ev sahipliği yaptığı için kapalı.’’
Bağdat Kürdistan bölgesine ambargo uyguluyor
Bağdat hükümetini ve başbakan Abadi’yi eleştiren Bayan Sami Abdurrahman konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘Irak merkezi hükümetinden bu konuda yardım alamıyoruz. Bazen gerçekten Irak’ın bir parçası olup olmadığımızı düşünüyorum. Bu kadar soruna rağmen, yerinden edilen bu kadar insana rağmen Irak başbakanı Abadi halen bir kampı ziyaret bile etmiş değil. Bu insanlar ırak vatandaşı değilmi? Bağdat bu kadar ağır koşullarda yardım etmemenin yanında aynı zamanda Kürdistan bölgesel hükümetine ambargo uygulamaktadır. Bazıları ödemenin yapılmamasını Kürdistan bölgesel hükümetinin petrol ihracatına bağlıyor, ancak ödeme Ocak ayında durduruldu ve petrol ihracatı ise Mayıs ayında başladı. Daiş ilk saldırıdığında, zayıflık gösteren bazı peşmergeler oldu. Ağır silahlarla saldırılar oldu, Peşmergenin elinde ağır silahlar yoktu. Peşmerge son dönemde Zumar kentinin de Daiş’ten geri alınması ile beraber ilerleme kaydediyor, ancak Peşmergenin Daiş’i tamamen kovması için ağır silahlara ihtiyacı var.’’
Kürdistan bölge için büyük bir umut
Kürdistan’ın Daiş ile mücadelede yeterince desteklenmediğini belirten Micheal Stephens, koalisyon güçlerinin mücadelesinin yeterli olmadığını ifade etti. Stephens sunumunda şunları belirtti: ‘‘Daiş’in büyümesinin temelinde Beşar Esad’ın halkına yaptığı zulümden çok, batının ve bölge devletlerinin Suriye’ye yönelik yalnış politikalar ve yalnış okumaları var. Koalisyon güçlerinin Daiş’e karşı mücadelesi yeterli değil. 2003 Irak müdahalesinde ABD Bağdatı bir gecede 475 defa bombaladı, bu rakam Daiş’e karşı mücadelede 6 haftalık yaptığı bombalama sayısına denk düşüyor. Kürtler şuanda Daiş’e karşı mücadelede yalnız durumda. Ne Bağdat’tan, ne de Şam’dan bir yardım yok. Herşeye rağmen Kürtler Bağdat’tan ve Şam’dan daha güçlü ve daha ideolojik. Bir taraftan da Türkiye olgusu var, bu noktada Türkiye kimi destekleyeceğini bilmiyor, kafalar karışık. Bu da bölgeyi zor duruma sokuyor. Ben kendim Türkiye ile ilgili ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir gün Kürtlere terrorist diyor, diğer gün değil diyor. Daiş’e terrorist deyip dememekte kararsızdı, şimdi bunu aştı. Ama Türkiyenin daha fazla aktif çabasına ihtiyaç var. Birrşeyler yapılmazsa Daiş daha çok uzun süre bölgede kalacak. Kürtler Suriye ve Irak’ta çok kıt koşullara rağmen Daiş’e karşı savaşabilen etkin tek güç. Bu noktada Kürdistan bölge için büyük bir umuttur.
YPG güçlerinin de askeri olarak koalisyon güçleri tarafından eğitilmesinin ve silah yardımının yapılmasının önünde Türkler engeldir. Ancak Özgür Suriye ordusu formülü içerisinde Türkler ikna edilebilinir.’’
Bir diğer konuşmacı akademisyen Marianna Charountaki ise, Daiş’in sadece bölge için değil uluslararası toplum için de tehlike arz ettiğini ifade ederek, Kürtlerin bu noktada yalnız bırakılmayıp desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Uluslararası güçler Kürtleri görmezlikten gelemez artık
PYD Britanya temsilcisi Alan Şemo ise sunumunda Daiş’e yönelik bölge ülkelerinin ve uluslararası bazı güçlerin desteğine değindi. Şemo şunları belirtti: ‘‘Din adına ortaya çıkan barbar Daiş; Katar, Türkiye, Suudi Arabistan başta olmak üzere bir çok ülke tarafından desteklendi. Suriye olayları başlayınca Kürtler akıllı davranıp kimsenin tarafı ve kimsenin askeri olmadı, kendi kendilerini organize ederek, kendi topraklarını koruma çabası içerisinde oldu. Rojava farklı inançların ve halkların bir arada yaşama iradesi gösterdiği bir model. Ancak uluslarası ve bölgesel güçler bu demokratik yapılanmayı görmezlikten geldi ve dışlandı. Suriye muhalefetinin yapılanmasına baktığımızda kendimizi onun içinde göremiyoruz. Çünkü başka ülkelerin çıkarlarına dönük davranarak Suriye’yi şekillendirmeye çalışıyorlar. Ancak Kürtlerin direnişi ve ortaya koyduğu demokratik modeli daha fazla görmezden gelemediler. Kobane direnişi uluslararası alanda ilgi geliştirdi. Uluslararası güçler özgür suriye ordusu adı altında çok fazla para ve silah gönderdi. Bu para ve silah şuan kimlerin elinde bunu net olarak tüm dünya gördü.
Kürdistan elbet bir gün bağımsızlığına kavuşacak
Daha önce Güney Kürdistan’da yapılması düşünülen bağımsızlık referandumunun ne durumda olduğu ile ilgili soruya Bayan Sami Abdurrahman, referendum hiç takvime bağlanmamıştı, o yüzden ertelenmekten bahsetmek yersiz olur, Ancak şunu net olarak söyleyebilirim, elbet bir gün Kürdistan bağımsızlığını kazanacak, dünya beğense de beğenmese de bu elbet bir gün gerçekleşecek, sadece daha akıllı bir şekilde yapmak gerekiyor.
Dört parça Kürdistan birlikte hareket ediyor
Kürtlerin birliği ile ilgili soruya da Bayan Sami şu cevabı verdi; Dört parçada Kürtler şuan birlikte çalışıyor. Musul düşünce ve Kürdistan bölgesel hükümetine dönük saldırılar başlayınca dört parça Kürdistandan siyasal güçler Kürdistan hükümetine gelip, savaşmaya hazır olduklarını ve Güney Kürdistan’ın kazanımlarının aynı zamanda kendi kazanımları olduğunu söylediler. Bana göre Kürtler bölünmüş değil bu anlamda, sadece Ortadoğudaki politik karışık bazen olumsuz etki yapıyor. Son olarak Duhok toplantısıyla beraber bu ortaklaşma daha da büyüyor. Konuyla ilgili Alan Şemo da aynı şekilde Kürtlerin şuan birlikte ortaklaşa hareket ettiğini dile getirdi.