SEÇİMLER: TARİHİN YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRMEK SENİN ELİNDE!
Bazı tarihi olaylar vardır ki yüzlerce yıl hatta binlerce yıla yön verir.
İşte 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak seçimler de böyle bir arifedir. Kesinlikle klasik bir seçim olmayacak ve sonuçları yeni bir dönemi başlatacak, geleceğimize yön verecektir.
Bu seçim tıkanan ırkçı, gerici, tekçi, militarist, erkekçi, vahşi kapitalist, işçi düşmanı, doğa talancısı, din kullanıcısı, farklı kimlikler düşmanı, …FAŞİST ZİHNİYET ile eşitlikçi, özgürlükçü, çoğulcu, anti Militarist, anti cinsiyetçi, sosyal üretimci, üreten yanlısı, doğa dostu, ahlaklı demokratik dinler, farklı inanç ve kimliklerin destekçisi demokrasi cephesi arasında olacaktır.
Iyilik ve kötülük, esaret ve özgürlük, karanlık ve aydınlık arasındaki savaşın birinin lehine uzun bir dönem olacağı seçimdir.
Bu seçim demokratik cephenin kazanması halinde, lokal anlamda Ülkenin eşitliğe ve özgürlüğe dayalı yeni bir sosyal ekonomik kültürel ve siyasal işleyiş ahlak ve hukukun kurulmasına yol açabilme fırsat yaratıyor ve kartopu gibi büyüyecektir.
Bu seçim aynı zamanda uluslararası alanda, Ortadoğu ve dünya çapında dinsel siyasal kültürel ekonomik ve sosyal bir model olma boyutlarıyla etkileri olacaktır.
Demokratik cephenin kazanması halinde:
1- Ülkenin kuruluşundaki tekçilik yerini çoğulculuğa bırakacaktır. Demokratikleşen kimlikler ve İnaçlar oluşacak ve birbirini kabullenmeler olacaktır. Kimlikler ve inançlar demokratik evrensel boyutlara evrilecektir.
A-Dolayısıyla başta sömürmek amacıyla zehirlenmeye çalışılan Türk kültürü özgür olacak. Türk halkına dayatılmak istenen ırkçı duruş ortadan kalkacak.
B-Tekçi ulus devlet anlayışıyla zor ve aşağılama ile yokluğa mahkum edilen kimlikler ve inançlar varolabilecekler. Öteki kimlikler kendilerini inkar hatta yaşama dürtüsüyle işbirlikçi ihanetçi ve sırf kendilerini egemen olan topluma kabul ettirebilmek için popülist kimliklere sahiplenme davranış bozukluklarından kurtulmuş olacaklardır.
2-Demokratik Üretim ve üretim araçları gelişecektir. Özgür kimlik ve inançlarıyla varolabilen insanlar eşit, adil ve sosyal üretimin sağlanmasında vijdan sahibi olacaklar ve eşit, sosyal üretim ve paylaşımın önünü açacaklar. Sosyal devlet, sendikalar, toplumsal hukuk, özgür bilim, ….vb toplumsal esasların önü açılacak.
3- Demokratik kimlik, inanç ve üretim; faşizm kısırdöngüsüne sahip erkek egemenlikli cinsiyetçiliği doğal olarak ortadan kaldıracak. Demokratik eşit cinsiyetçilik ikame olacaktır. Insanın insandan üstünlüğü olmayacak, yaşamın kaynağı ve emekçisi kadının üstün emeği ortaya çıkacaktır.
4- Demokratik kimlik, inanç, üretim ve cinsiyetçilikle kendini var edebilen insanoğlu keza üzerinde yaşadığı ve bir ana gibi kendisini besleyen doğayla dengeli bir ilişki kurabilecek. Sağlıklı yaşam için organik tarımcılık ve doğal (güneş, rüzgar,…) enerjiler elde edilecek. Doğanın ve canlıların DNA’sıyla , genetiğiyle oynayan bir üretim biçimi insanın kendisini ve doğayı hasta etmesinden başka bir şey değildir.
Yukarda saydığım bilimsel diyalektiği savunan tek parti HDP’dir.
Geriye kalan diğer partiler her ne kadar yukarda saydığım diyalektiğin kısmi parçalarını savunsalar da, genel mantık döngüsünü eksik uyguladıklarından bugün Var olan adaletsiz sistem, ırkçı kimlik, gerici inanç, sabit ideolojilerin,…biricik var edenleri ve sebepleridirler.
1-Bugün MHP izlediği milliyetçilikle Türk Halkının üstünlüğünü savunarak veya başka kültürlere yokluğu, asimilasyonu dayatarak Türk halkına hangi erdemi kazandırabilir veya faydası olabilir. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük o halkın diğer halklardan üstünlüğünü savunmak veya diğerlerin haklarını gasp etmektir. Bu politikalar o halkın adaletini, özgürlüğünü, ahlakını, üretimini, eşitliğini ve toplumsallığını çürütür.
2-CHP izlediği tekçi anlayışla gericiliğin ve Irkçılığın besleyeni olageldi. Bilimsel sosyal demokrasi ilkelerinin içeriğini özgürlük, adalet, eşitlik, özgür kimlik ve inançlarla, sosyal devlet anlayışı , kadın erkek eşitliği, demokratik üretim ve doğa dostu politikalarla dolduracağına tekçi kimlik ,sahte laiklik ve demagojilerle adeta çürümeye, gericiliğe kapı açtı, bügün bir çok faşist gerici yapı mevcut ise, bunun doğuranı evrensel ilkeleri izlememesinden dolayı CHP’dir.
3- AKP’nin son on üç yıl iktidar olmasının temel nedeni toplumu çürüten ulus devlet anlayışıdır. Ulus devlet oluşturma projesiyle çerçeve milliyetçilik , dincilik, militarizm ile ekonomik sosyal kültürel ve siyasal güdük bir toplum yaratıldı. Zor ile iradesiz, düşüncesiz, kendini veya karşındakini inkar eden bir toplum ortaya çıktı.
AKP’li önderler kendileri de özünde bu politikalardan mağdurdular ancak oportünist taraflarda yer tuttular. Halkın özgürlük, eşitlik, barış, çoğulculuk, …taleplerini kendilerine sermaye edip iktidar oldular.
Iktidarda kalabilmek için de sorunları çözmek yerine Laik Kemalizm’in yerine dinci Kemalist paralel oluşturma gayretine girdiler ve ülkeyi talan ettiler. Ülkedeki Sosyal siyasal ekonomik ve kültürel değerleri güven ve ahlak erozyonuna uğrattılar. Ülkede Yolsuzluk ve hırsızlık en büyük gündem olmuş durumdadır.
Dolayısıyla AKP’nin doğuranı tekçi ve ulus devlet anlayışı CHP Ve MHP’dir.
Onun için bu seçimler faşizm ve faşizm yaratıcılarından kurtuluşun başlangıç günü olacaktır. Yukarda saydığımız partilerin de dönüşümünü tetikleyecektir.
Halkların hakiki Kardeşliği için,
Gerçek demokratik inançlar için,
Özgürlük ve eşitlik için,
Hak ve adalet için,
İşçi ve kadın hakları için,
Çocuk ve Öğrenci hakları için,
Zindandaki siyasiler için,
Ülkesinden kopmuş gurbetçi için,
Sağlığımız ve Organik tarım için,
Can çekişen doğa için,
Özgür yaşam için,
Vicdan için,
GÜN NAMUS GÜNÜDÜR DIYOR HDP’YE OY VERİYORUZ!
Irkçılara karşı,
Rantçılara karşı,
Sömürgeci ve işbirlikçilere karşı,
Hain ve ihanetçilere karşı,
Kendini yok sayanlara karşı,
Emek düşmanlarına karşı,
Kimlik ve inançlarımıza düşman olanlara karşı,
Özgürlüğe ve eşitliğe olanlara karşı,
Kadına ve işçiye düşman olanlara karşı,
Canlıya ve doğaya düşman olanlara karşı,
İKİ ELİMİZ KANDA DA OLSA SANDIĞA KOŞUYOR VE HDP’ye OY VERİYORUZ!