‘Rojava Devrimi Mücadelemize Işık Tutuyor’
Rojava Devrimi dördüncü yılında, 19 Temmuz Salı günü, Londra’da, Suruç şehitleri anısına açılan çadırda hatırlandı.
Sosyalist Kadınlar Birliği, Gikder ve Kürt Halk Meclisi’nin ortaklaşa düzenledikleri etkinlikte yapılan konuşmalarda Rojava’da gerçekleşen devrimin, Kürdistan’ın her parçasındaki mücadeleye ışık tuttuğu ifade edildi.
Geçen yıl, 20 Temmuz’da Suruç’ta Daiş’in bombalı saldırısı sonucunda hayatını kaybedenlerin anısına, Manor House’da açılan çadırda gerçekleşen anmada, PYD adına bir konuşma yapıldı.
Kürt Halk Meclisi eşbaşkanı Ali Boyraz’ın sunduğu program bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından, Gik-der temsilcisi Kemal Denli, Kürt Halk Meclisi eş başkanı Evrim Yılmaz, Gik-der temsilcisi Helin Pekgöz ve Ciwanan Azad UK temsilcisi birer konuşma yaparak, Rojava devrimini- günümüzde gelişen siyasi süreçte- değerlendirdiler.
Konuşmaların ardından, İbocan ve Hakan Kobane ve Rojava devrimi üzerine yazılan türküler seslendirerek bir müzik sunumu yaptılar. Etkinlik çadırda bulunan halkın halayları eşliğinde sona erdi.
Boyraz açılış konuşmasında AKP hükümetinin Rojava devrimine karşı olumsuz tavrının başarısız olması sonucunda Kürdistan’daki savaş politikasını ağırlaştırdığını ifade ederek, şunları söyledi: ‘‘Rojava’da başarısız olan AKP faşizmi, özellikle Kürdistan’da, Sur, Gever, Silopi, başta olmak üzere bir çok öz yönetim alanlarını- Şırnak gibi şehirleri- yerle bir etti. Rojava’da Kürtlerin direnişini kıramayan, Kürtlere boyun eğdiremeyen AKP faşizmi özellikle Kürdistan’da bunu yapmaya çalıştı. Kürdistan’da da özellikle öz yönetim ve direnişte olan kitlemize boyun eğdiremediği zaman şehirlerimizi, ormanlarımızı, tarihimizi bombalayarak yok etmeye çalıştı. Bugün aynısını Türkiye halkına da yapmaktadır. Özellikle Daiş aracılığıyla Rojava’da yapılmak istenen, bugün çok fazlasıyla Kürdistan’da ve Türkiye’de yapılmak isteniyor. Özellikle Kürtlere, muhaliflere ve sosyalistlere yapılmak isteniyor. Bunun karşısında ancak tek bir yolla durabiliriz. Daha fazla örgütlülük, daha fazla direniş.’’
Rojava devrimini değerlendiren Denli Rojava devriminin Orta-Doğu halkları için önemine değinerek, özellikle kadınların öncülük etmelerine vurgu yaptı.
Denli şöyle konuştu: ‘‘Bundan tam dört yıl önce Rojava’da, Kobane kantonunun ilan ettiği bir öz yönetim vardı. Kobane kantonu kendi meclislerini ilan etti. Dört yılın öncesine gittiğimizde Suriye’deki Kürtlerin durumunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Adları, kimlikleri, yaşamları olmayan bir halkın dört yıl içinde kendi devletlerini kurduğu kendi yaşamlarını örgütlediklerine tanık olduk. Bu bize şunu gösteriyor öncelikle: nerede olursak olalım, kim olursak olalım direnişin, mücadelenin, kararlılığın, örgütlülüğün, bize çok kısa zamanda çok büyük başarılar kazanıldığını gösterdi.
‘‘Özellikle kadınlar başka bir anlam ifade ediyordu Orta-Doğu coğrafyasında. Onun içindir ki, Rojava devriminin özelliklerinin en temelinde kadın devrimi olmasıdır. Rojava halkı, özellikle kadın yoldaşlarımızın, kadın gerillaların sırtından başka bir noktaya taşındı. Bugün Orta-Doğu’da Rojava devriminden bahsederken aynı zamanda kadın devriminden bahsediyoruz. Kadının özgürlüğünün ve gücünün ne olduğunu bize Rojava’daki yoldaşlarımız çok iyi gösterdi. Biz bunu bugün Kürdistan’ın çok yerinde yaşıyoruz. Kürt Ulusal hareketinin bize kazandırdığı bu başkaldırıyı kadınların kendi omuzlarında sürdürmesi başka bir anlam ifade ediyor.
‘‘Gençlik zaten Kürdistan’ın dört bir parçasında da bunu yıllardır yapıyor; bedeller ödüyor. Bu güne kadar Kürdistan coğrafyasında binlerce gencimizi kaybettik; on binlerce gencimizi tutsak verdik; yüz binlercesi yaralandı, gazi oldu.
‘‘Rojava’nın özgürlüğü başka bir anlam ifade ediyor. Dünya halkları için gerçekten bir özel yan taşıyor. Dünyanın bir çok ülkesinde devrimler, kalkınmalar oluyor ama Rojava devriminde özgün olarak şöyle bir şey yaşandı. Dünyanın bir çok ülkesinde devrimciler, demokratlar sosyalistler, Rojava devrimine katıldı. Rojava devrimi Orta-Doğu halkları için de bir umut oldu. İspanya’dan, İrlanda’dan, Avusturalya’dan, Amerika’dan, Kanada’da, Nepal’den, Cin’den, Türkiye’den bir çok insan Rojava devrimine katılmak için Kürdistan’a geldi. İngiltere dahil, bir çok ülkeden Rojava’ya giden devrimciler, Rojava devrimini ileri taşımak için mücadele veriyorlar.
‘‘Türkiye’de bugün iktidarın iki gücü arasında kavgada biz yine devrimle çıkacağız. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Biz zaten Kürdistan’da yıllardır askeri darbeyi yaşıyoruz. Devrimciler zaten Türkiye’de yıllardır öldürülüyorlar, katlediliyorlar, ceza evine atılıyorlar. Bunlar kendi aralarındaki kavga. Bizim avantajımız, devleti ortadan kaldırdılar; devlet geleneği diye bir şey kalmadı. Devrimciler ve yurtseverler bunu bir adım ileri taşımak zorundalar. Rojava devrimiyle Türkiye ve Kürdistan’daki devrimi birleştirmek zorundalar. Artık zaman o zaman. Onun için umutsuzluk değil. Umudumuzu büyüteceğimiz umutlarımızı daha da büyüteceğimiz bir döneme girdik. Sorumluluklarımız artacak.
‘‘Daha bir kaç ay önce Lice’de katledildik. Cizre’de yakılarak katledildik. Ve hala devam ediyor bunlar. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki, mücadelenin örgütlülüğü, bizi ileriye taşıdığı gibi, bizi devrime de taşıyacak. Rojava’nın ışığını Türkiye ve Kürdistan’a taşımalıyız ve taşıyacağız.’’
‘‘Türkiye devrimci hareketinin bir çok bölüğü bugün Rojava’da Kürt Ulusal Hareketiyle birlikte hareket ediyor; şehitler veriyor, gaziler veriyor. Rojava devrimini kendi devrimleri olarak görüyorlar. Bugün burada 33 tane pıril pıril genç insandan bahsediyoruz. Bunlar Rojava’nın üçüncü yıl dönümünde Rojava’ya ses olmak için, Rojava’ya hareket ettiler. 19 Temmuz günü bir kısmı Rojava’ya girebildi, bir kısmını Türk devleti geçmelerine izin vermedi. Geri kalanlar bunu protesto etmek ve Rojava devrimini anmak, Rojava devrimiyle dayanışmak için basın açıklaması yapmak istediler ve katledildiler.
‘‘Bizim için bir milat oldu bu. Son bir yıl yaşanılan süreç, Kürdistan devriminin Türkiye devrimiyle iç içe geçtiği bir sürece dönüştü. Bunlar Türkiye devrimci hareketinin çok değerli insanlarıydı. Hepsi gençti, hepsi yetenekliydi, hepsi geleceğin devrimci önderleriydi. Biz bu devrimci önderlerimizden aldığımız ışığı Kobane’ye taşıdık. Onlarla beraber giden ve bir gün önce Kobane’ye giden bütün gençlerimiz bugün Kobane’de savaşıyorlar. Hepsi Kobane’nin, Rojava’nın mücadelesinin bir parçası olmuşlar. Onların ışığını bizler de taşıyoruz.
‘‘Rojava devrimi var olan bir gerçek ve Orta-Doğu’da bir ışık yarattı. Dune kadar görevimiz Rojava ışığını korumaktı. Bugün, Rojava devrimini Orta-Doğu, Türkiye ve Kürdistan’ın dört parçasına yaymak gibi temel bir görevimiz var.’’
Yılmaz, kadınların Rojava devrimini bireysel olarak herkesin kendi hayatlarında yaşatmalarının önemine vurgu yaparak, şöyle konuştu: ‘‘Öncelikle 19 Temmuz Rojava devriminin mimarı olan başta Başkan Apo’nun, yine enternasyonalist tüm devrimci şehitleri, Türkleri, Kürtleri, başta kadınlar olmak üzere, burada tekrar tekrar anmak gerekiyor. Rojava devrimi başta Kürt halkı olmak üzere, tüm halklara, tüm insanlığa, kutlu olsun.
‘‘Kadın devrimi olması özelliğiyle tüm kadınlara kutlu olsun diyoruz. Orada bir devrim yapıldı, bir insanlık devrimi yapıldı. Bu devrim toplumun değişimi, dönüşümü; bu devrim direniş devrimi; bu devrim diktatörlüğe, kapitalizme, tüm egemen sistemlere karşı yapılan bir devrim; bu devrim bir halk devrimidir. Bütün halkları buluşturdu. Tüm Orta-Doğu’da, tüm Dünya’da bütün halklara bir umut kaynağı oldu. Bizlere nefes açtı. Bu anlamda bu devrimi sahiplenmek hepimizin boynunun borcudur. Bu devrimin aynı zamanda bütün alanlarda, başta bizlerde olmak üzere zihniyetimizde, yaşam tarzımızda ve örgütlülüklerimizde kendini göstermesi gerekiyor. Büyük bir kahramanlığın sonucu büyük şehadetler sonucu oluşan bir devrimdir. Önümüzü aydınlatan, geleceğimizi aydınlatan bir devrim.
‘‘Rojava devrimini bütün alanlara yayarak anlam bulur. Kadın olarak da daha güçlü sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum.’’
Pekgöz, de konuşmasında kadınların Rojava devrimini daha fazla sahiplenmeleri gerektiğini ifade ederek, Suruç’ta öldürülen genç kadınların Rojava devrimi ve devam eden mücadelelerine ışık tutacağını ifade etti. Pekgöz şöyle devam etti: ‘‘Rojava devriminin bir kadın devrimi olduğunu söylüyoruz ama maalesef kadınlar olarak belki de yeterinde sahiplenmiyoruz. Rojava’da düne kadar, kadınlara güven olmayan bir süreçte Rojava’da kadınlar direnişin başına geçtiler, önderlik yaptılar. Rojava devrimi Batı’yı ve Kürdistan’ı birleştirdi. Batı’da, Kürdistan’da kadınlarımız direnişlerin başına ve öz savunmaya geçtiler. 33 canımız şehit düşerken, içlerinde hayatlarını yitiren Polen’lerimiz, Ezgi’lerimiz, Hatice’lerimiz Rojava’ya giderken şöyle dediler, ‘biz kadın cephesine, silkilerek gideceğiz, oradaki kadın mücadelesini kuşanarak gideceğiz’, dediler. Ve giderken de şehit düştüler. Bunlar bize ışık tutacaklar.’’
Müzik programına geçmeden önce, etkinliğe katılanlar arasında da Rojava devrimine ilişkin konuşma yapanlar oldu.