“Rap Müzik İle Kadın Özgürlüğünün Sesi Olabiliriz”

“Rap Müzik İle Kadın Özgürlüğünün Sesi Olabiliriz”

Kimisine göre isyanın sözlere ve müziğe nakşedilmesi, kimisine göre de müzikten öte birşey. Rap müziği ile ilgili çok farklı yaklaşımlar olsa da, gençlerin sınır tanımadan öfkesini ve isyanını dile getiriş tarzı da diyebiliriz. Çoğu zaman sözlerinde küfür olması aslında bu öfkenin bir yansıması.

 

Övgü Kaya-Telgraf

Rap’in “Rhytm And Poem” (Ritim ve Şiir ya da Ritmik Şiir) veya “Rhytmic African Poetry” (Ritmik Afrika Şiiri) sözcüklerinin kısaltması olduğu görüşü yaygın olsa da aslında rap kelimesi, Oxford sözlüğüne göre İngilizce sözlük anlamı olarak “ağır eleştiri” anlamına gelmektedir.

Rap daha çok 1970’li yıllarda Afrikalı gençler ile özdeşleşse de şuan dünyanın dört bir yanında geçlerin yoğun ilgi gösterdiği bir müzik tarzı. Janset te bu gençlerden birisi. Londra’da doğup, büyümüş başarılı bir müzisyen olan Janset Sayar ile sanat ve müzik hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Janset

Türkiye’ye sık sık gidiyor musunuz? Radikal bir karar alıp, orada yaşayabilir misiniz?

2 yaşımdan bu yana sık sık gidiyorum İstanbul’a ama ergenlik dönemimde 6 yıl kadar gitmedim. Sonrasında yetişkin bir birey olarak tek başıma gittiğimde İstanbul’a aşık oldum. Aslında sadece müzik yazmak için bir süre yaşamak istedim ama koşullar uygun olmadı. Londra’da doğdum, büyüdüm ve bütün hayatım burada. Yaşadığın yeri terk etmek hayli zor bu yüzden bu kararı veremem ama bağımı asla koparmak istemem. Türkiye’deki kültürü, oradaki dostlukları seviyorum. İstanbul’da bu durum (dostluklar, bağlar) biraz daha farklı, insanlar için daha kıymetli. Burada bunları yakalamak zor.

Türkiye’den ve Londra’dan çok fazla arkadaşınız var. Aralarındaki farklar sizin için nelerdir ve nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında benim burada çok fazla Türk arkadaşım yok, son senelerde yeni yeni tanışmaya başladık. Benim gözümde bariz bir fark yok, daha ziyade insanlığa önem veriyorum. Ayrıca müzikle hitap ettiğim için değerlendirme noktası bambaşka oluyor. Londra’da büyüyen ve Türkiye’de büyüyen Türk gençleri arasında ise gördüğüm; hayata bakışları bambaşka. Burada birden fazla kültür etkisi altında büyüyoruz ve genel anlamda değerlendirirken birçok şeyi, kendi hayatımıza odaklanıyoruz. Ailenin ve dış faktörlerin dışında. Sanırım biraz daha benciliz. Türkiye’deki gençlerin daha ince düşündüğüne rastlıyorum. Aile, dostlar ve yakın çevre onlar için daha önemli olabiliyor. Tabii bunun bir dengesi olmasını isterdim. Ayrıca kendimizi açıklamaktan imtina etmiyoruz biz burada. Hayatımızda yanlış anlaşılmaya pek yer bırakmıyoruz.

Rap müzik yapıyorsunuz. Toplumda “Rap müzik erkeklere yöneliktir” gibi bir yakıştırma var. Bir kadın olarak; sektör hakkında ne düşünüyorsunuz?

İnsanlar sizin kadın olduğunuz için Rap müzik yapamayacağınıza inanıyor. Çocukken kızlar bundan korkuyor, bir kitleye ulaşamayacaklarına inandıkları için bu müzik tarzını sevse bile yaklaşmıyor. Ben bir beklentiye gitmeden Rap müzik yapmaya başladım. Kendimi, hislerimi ve düşüncelerimi ifade edebileceğim en iyi yolun bu olduğuna karar verdim. Rap yapmak; şarkı söylemenin ve hatta yazmanın da dışında bambaşka bir enerjiye sahip. Bu aslında bir noktada özgürlük savunması. Kendimizi savunmanın, ifade etmenin en özgür yanı. Düşünceleri ve hisleri aktarma olayını müzik ile birleştiriyoruz. Şimdi sektörde daha fazla kadın rapper var, daha fazla da olmalı. Kadınlar olarak bu tarzı iyi yansıttığımız sürece aykırı olmanın ötesinde; başka sesleri de duyurabilir, kadın özgürlüğünün sesi olabiliriz. Ayrıca Londra’daki tek Türk kadın rapper olduğumu sanıyorum çünkü henüz görmedim.

Janset

Sarkopenya, 9canlı gibi ünlü Türk Rapper’lar ile çalışmalar yaptınız. Hatta “Kandırılamaz” isimli yeni, yarı Türkçe, yarı İngilizce bir video klibiniz yayınlandı. Türkiye’de yapılan rap müziğin kalitesi sizi tatmin ediyor mu?

Aslında biraz ediyor ama asla tamamen tatmin olduğumu söyleyemem. Daha iyi bir noktada olabilir, olması gerekir. Yapılan tüm eserler neredeyse birbirinin aynısı, yeni şeyler duymak güç. İki dille bir rap yapmak uzun zamandır yapılmayan, unutulmuş bir şeydi. İki farklı kültürü bir eserde birleştirmek çok daha fazla şeyi ifade etmeye eşdeğer. Bundan dolayı gurur duyuyorum.

Londra’da zaten sürekli etkinliklerin içinde yer alıyorsunuz. Türklere yönelik bir etkinlik planınız var mı?

Tabii ki var! Yener Çevik, Sansar Salvo ve TekMill gibi büyük isimlerle birlikte bu yılın sonuna doğru bir festival organize ediyoruz.

Janset Sayar kimdir?

Babası Çeçen, Annesi Çerkez olan Janset, 1989 yılında Londra’da dünyaya geldi. London Metropolitan Üniversitesi’nde İşletme ve Hukuk eğitimi aldı. Müzik hayatına ilk olarak 14 yaşında şiir yazarak başladı ve şiirlerini müzikle birleştirmeye başladı. Müzik hayatına devam etmenin yanı sıra 2013 yılından bu yana TFL’de çalışma hayatına devam ediyor.

CATEGORIES
TAGS
Share This