Londra’dan Nuriye ve Semih İçin Çağrı: Onları Öldürecek Açlık Değil, Bizlerin Sessizliğidir
Kuzey Londra’da bulunan Wood Green kütüphanesi önünden bir araya gelen Britanya Demokratik Güç Birliği üyeleri137 gündür açlık grevinde bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma amaçlı eylem düzenlediler.
Kanun Hükmünde Kararnamelerle işlerinden atılan Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işlerine dönebilmek için başlattıkları açlık grevleri 137 günü geride bıraktı. Hayati durumları riskli bir noktaya ulaşan Gülmen ve Özakça için dün Londra’da yapılan eylemde duyarlılık çağrısı yapıldı.
Londra’nı kuzeyinde bulunan Wood Green kütüphanesi önünde bir araya gelen Britanya Demokratik Güçbirliği bileşeni kurumların temsilcileri yağan yoğun yağmurun altında bir açıklama yaptılar. Gülmen ve Özakça’nın resimlerinin taşındığı eylemde sık sık ‘‘Nuriye ve Semih yalnız değildir, Siyasi tutsaklara özgürlük, Türk devleti faşist devlet’’ gibi sloganlar atıldı.
https://youtu.be/pwHQT_sIJ4c
‘Onları Öldürecek Açlık Değil, Bizlerin Sessizliğidir’
Grup adına bir konuşma yapan İbrahim Avcıl, Nuriye ve Semih’in çığlıklarına ses vermek için toplandıklarını belirtti. Avcıl şunları belirtti;
‘‘Darbe girişiminden bu yana Türk devletinin onbinlerce insanı tutuklandı. Muhaliflere yönelik akıl almaz bir şekilde hedef alındılar, sindirme politikaları ve saldırılar en üst düzeye ulaştı. Faşist Türk devleti tarafından 117 basın kuruluşu hukuksuz bir şekilde kapatıldı. 170’ten fazla gazeteci tutuklandı. Onbinlerce emekçi işinden kovuldu. Nuriye ve Semih işlerine geri dönebilmek için 136 gündür açlık grevindeler. Nuriye ve Semih’i öldürecek olan açlık değil, toplumun sessizliğidir. Bu yüzden bugün burada Nuriye ve Semih’in çığlığına ses vermek için buradayız.’’
‘Onların açlığı ülkemizin adalete olan açlığını temsil ediyor’
Eylemde bir konuşma yapan Britanya Alevi Federasyonu başkanı İsrafil Erbil, ülkede artarak devam eden faşizmi aç kalarak dünyaya duyurmaya çalışan Nuriye ve Semih’in eylemlerinin bir adalete olan açlığın bir sembolü olduğunu ifade etti. Erbil şunları belirtti;
‘‘Nuriye ve Semih’in açlıkları ülkemizin adalete olan açlığını temsil ediyor. Ülkemizdeki faşizmin, diktatörlüğün, her gün biraz daha fazlalaştığını, onlar aç kalarak duyurmaya çalışıyor. Onların derdi sadece kendi işleri değil. Onlar aç kalarak dünyaya bir mesaj verdi ve Londra’daki Demokratik Güçbirliği bu mesajı bir kez daha iletmeye çalışıyor, onların sesi olmaya çalışıyor. Eşitliğe açız, dayanışmaya açız, birlik beraberlik ve mücadeleye açız, bu açlığımızı giderip bir olmak, güçlü bir şekilde faşizmin karşısında durmak gerekiyor. Nuriye ve Semih yalnız değildir. Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir.’’
‘Uydurma darbe iddiasıyla ülkeyi yarı açık cezaevine çevirdiler’
Gülmen ve Özakça ile dayanışma eyleminde bir konuşma yapan Day-Mer temsilcisi Feyzullah Cinpolat ise ülkenin yarı açık bir cezaevine dönüştüğünü belirtti. Cinpolat şunları ifade etti;
‘‘Bugün Nuriye ve Semih’in bedenlerini açlığa yatırmalarına sebep olan şeyi anlamak için, son yıllarda Türkiye’de gelişen olaylara bakmak gerekiyor. 7 Haziran seçimlerini kaybeden Erdoğan ve şürekâsı iktidarını kaybetmemek için ellerinden gelen her türlü hileleri yapmaya başladılar. Bu hile ve hırsızlıkları halen devam ediyor. 15 Temmuz diye uydurdukları bir darbe senaryosu ile ülkemizi yarı açık cezaevine çeviriyorlar. Bugün diktatörlüklüğü oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken on binlerce emekçiyi işlerinden ekmeklerinden ettiler. KHK’larla ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Cezaevlerini aydınlarla, gazetecilerle, akademisyenlerle doldurdular. Bunlara karşı bizler İngiltere’de örgütlü Demokratik Güçbirliği bileşenleri olarak bu çalışmalarımızı devam ettirmek azmindeyiz.’’
Yapılan konuşmaların ardından eylem sona erdi.