Londra’dan Kürtlük Manzaraları
-Aaa siz de mi Türksünüz?
–Yok, Kürdüm
-Ne farkeder ki! Hepimiz aynıyız.
–Aynı derken?
-Türk-Kürt ne farkeder ki..
–O zaman siz de Kürdsünüz?
-Yok ben Türküm Allah’a şükür
***
Türkçe konuşan herkesi Türk kabul eden bir beyinsizle;
-Türk müsünüz?
–Yok, Kürdüm
-Türkçe konuşuyorsunuz da
–Başlangıçta siz de İngilizce konuştunuz ama! İngiliz oldunuz mu?
-Yoook. Elhamdülillah Türküm ben.
***
İngiltere’de doğup İngilizleşmeyen, ama ne hikmetse Türkleşen bir Kürd ile;
-Siz de Türksünüz..
–Yok maalesef, ben Kürdüm.
-Aaa ben de Kürdüm.
–Eee siz de mi dediniz ama?
-Ağız alışkanlığı işte..
–Kaç senedir İngiltere’desiniz?
-Burada doğdum ben.
–‘İngilizim’ diye bir ağız alışkanlığınız oldu mu hiç?
-Yok canım, neden olsun ki!
***
‘Kürdüm’ demeyi siyaset olarak algılayan bir Mamut ile :
-Kardeş Türksünüz siz de..?
–Yok kardeş, Kürdüm ben.
-Siyaset yapmanın ne alemi var şimdi!
–Siyaset? Nasıl yani?
-Hepimiz Türküz, kardeşiz, niye siyaset yapıyorsun?
–Siz Ermenisiniz sanırım?
-Haşşa! git işine ya, bela mısın! Rabbime şükürler olsun ki Türküm ben.
–Niye siyaset yapıyorsunuz ki sevgili kardeşim?
***
Bir Kürdün Cafe’sinde:
–Bir siyah çay lütfen.
-Türk çayı mı olsun?
–Türk derken?
-Türk çayı işte.
–Hangi demi kullanıyorsunuz?
-Mevlana olmalı.
–Size zahmet gidip Mevlana çayı kutusuna bakıp, ırkını öğrenebilir misiniz?
-Baktım. Üzerinde ‘Srilanka’ yazıyor.
–Siz bana bir Srilanka çayı verin o zaman.
-Tamam beyefendi..
***
Kürdlük ile Türklüğü ayırt edemeyen bir Kürd entelektüel ile
–Heval sizi dernekte ilk defa görüyorum, yenisiniz sanırım?
-Yok, beş sene oldu, ama Türklerden uzak duruyorum.
–Ben de öyle yapıyorum. Peki bizden niye uzak durdunuz?
-Anlamadım…?
–Boşver heval…! bir kaçak çay içermisin?
***
Kobane öncesi bir İngiliz ile:
-Where are you from (Nerelisiniz?)
–Kurdistan
-Kirghizistan! Ohh nice (Kırgızistan! Güzel)
–No, Koor disss taann! Turkey, Iraq, Syria, İran (Hayır Kürdistan)
-Oh yes yes (Haa, tamam tamam)
–Where l am from? (Nereliyim?)
-Sorry! But l did not get it… (Pardon! Ama anlamadım)
–Ok that is fine. We havent got it yet asweell (Sorun değil, biz de alamadık daha)
-You havent got what? (Neyi alamadınız?)
–Kurdistan
-ohh okay.. (Aaa tamam)
***
Kobane sonrası bir İngiliz ile:
-Where are you from? (Nerelisiniz?)
–Kurdistan
-Yess! F..k isis (Evvvet! Daiş’i s…)
***
Belediye’de bir memur, Türk tercüman ve Malatyalı bir Kürd kadın;
-What is your nationality? (Milliyetiniz?)
-She is Turkish (Türk o)
-Can you ask her self please (Onun kendisine sorabilir misiniz lütfen)
-ooh sorry. Milliyetinizi soruyor.
–Kürdüm
-Yok onu demiyor
–Nasıl?
-Türk müsünüz diye soruyor
–Yok, Kürdüm dedim ya.
-Öyle değil
–Nasıl peki?
-What is happening? (Neler oluyor?)
-She doesn’t understand my question (Sorumu anlamıyor)
-What did she say? (Ne dedi?)
-She said that she is Kurdish (Kürdüm dedi)
-We havent got ‘Kurdish’ as an option in the form.
-Sana söyledim, Kürt diye bir şık yokmuş diyor.
–Eee ne varmış o zaman?
-Türk var
–Ondan olsun o zaman.
***
Kürdlere kürtçe öğretmeme anlam veremeyen bir İngiliz ile;
-What do you do? (Ne iş yaparsınız?)
–l teach Kurdish (Kürtçe öğretiyorum)
-That is nice. Who do you teach? (Güzel. Kimlere öğretiyorsunuz?)
–Kurds (Kürtlere)
-Who? (Kim?)
–Kurds (Kürtlere)
-Whaa… oo kay, l see … (Taamam, anladım)
***
Home Office’in iltica başvurusu yapan Antepli birisinin Kürd olduğuna inanmadığı için başvurusunu ret ettikten sonra gittiğim bir ‘Milliyet Testi’;
1.Kürtçe bilmiyor,
2.Kürdistan kültürünü tanımıyor,
3.HDP’nin başkanının Abdullah Öcalan olduğunu söylüyor,
4.Nevruz’un 23 Nisan’da kutlandığını iddia ediyor,
4.PQQ’ya yardım ve yataklıktan yargılandığını söylüyor,
***
Londra Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Boris Johnson’un[1] 2009 yılında Trafalgar Meydanı’nda Kürtlerin, ‘Turkish Troops out of Kurdistan (Türk ordusu Kürdistan’dan defol)’ sloganlarıyla kutladığı Newroz etkinliğine gönderdiği aptalca ve ırkçı mesaj;
‘‘Benim büyük dedem gibi, Türk geçmişi olan birçok insan Londra’yı kendi yuvaları yaparak, Türkiye’nin ve Türkçe konuşan ülkelerin zengin tarihini, kültür ve geleneklerini başkente taşımış olmalarından çok mutluyum.
Farklı toplumlardan Londralıların belediye başkanı olmaktan çok mutluyum, en çok ta Türk soyundan gelenlerin. Newroz, Belediye ile Newroz’u kutlayan insanların arasındaki bağları güçlendirmek için büyük bir fırsat.’’
***
Ve Kürde Kürd dememek için zoraki üretilen o meşhur tanımlama;
‘Türkçe konuşan Toplum’ (Turkish speaking community)
***
Anlayacağınız Kürd olmak zor bu memlekette de.
Kadınlara ve çocuklara Türkçe dersleri veren kurumlar, (yöneticileri ve üyelerinin yüzde 99’u Kürd ve ders verdikleri kadınlar İngiltere’de yaşadıkları halde İngilizce bilmiyor, zaten tek bildikleri dil Türkçe, ama daha temiz konuşsunlar isteniliyor),
Anadolu ve Mezopotamya mutfağını Türk mutfağı diye Britanyalılara pazarlayan restoranların Kürd sahipleri,
AKP’nin ve CHP’nin Britanya’daki örgütlenmelerinin başındaki Kürdler,
Yukarıda bahsettiğim gazetelerde tüm Kürdleri Türk yapan Kürd editörler,
Bu gazeteleri ayakta tutan Kürd işletmeler,
Kendilerini Türk diye pazarlayan Kürd siyasetçiler,
Çocukları ‘Türküm’ diye övünen Kürd ana babalar,
Hepinize selam olsun….
…
Aladdin Sinayiç
…
[1]. Şuanki Dışişleri Bakanı Boris Johnson’un gururla bahsettiği dedesi Ali Kemal’in Türk soyu, Ali Kemal’i gözaltındayken çekiç, bıçak ve taşlarla linç etti(1922). Cesedi sokaklarda dolaştırıldı, İsmet İnönü’nün Lozan’a giderken treninin geçtiği güzergah üzerinde ağaca asılarak teşhir edildi. İşte Boris’in övündüğü kültür bu.