Londra Parlamentosunda Toplantı:‘Açlık grevini Boby Sands’tan biliriz’
Sinn Fein Milletvekili Francie Molloy “Boby Sands ve arkadaşları açlık grevindeyken dünyanın birçok yerinden dayanışmaya şahit olduk. Şimdi Leyla Güven ve arkadaşları için dayanışmayı büyütmek gerekiyor” dedi.
Birleşik Krallık Parlamentosu’nda yapılan “Türkiye’deki devlet hukuku, insan hakları ve Abdullah Öcalan davası” konulu toplantıda açlık grevlerine ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekildi. Yapılan konuşmalarda Leyla Güven’in sağlık durumunun kritik bir aşamaya geldiği belirtilerek, geç olmadan Türk devletinin adım atması çağrısı yapıldı.
Birleşik Krallık Parlamentosu’nda Salı akşamı yapılan toplantıya Kürt Halk Önderi Abdulah Öcalan’ın avukatlarında İbrahim Bilmez, Sinn Fein Milletvekili Francie Molloy, İnsan Hakları avukatı Margaret Owen, akademisyen Thomas Jeffrey Miley, Öcalan’a Özgürlük Uluslararası İnisiyatifi Sözcüsü Reimar Heider, Unite Sendikası Uluslararası Direktörü Simon Dubbins ve Daimi Halk Mahkemesi Genel Sekreteri Dr. Gianni Tognoni konuşmacı olarak katıldı. Britanya Kürt Halk Meclisi, Kürdistan’a Barış, KNK ve Öcalan’a Özgürlük Kampanyası tarafından ortak organize edilen toplantıyı Elif Sarıcan yönetti.
Boby Sands ve Leyla Güven
Toplantının ev sahipliğini yapan İrlandalı Sinn Fein Milletvekili Francie Molloy İrlanda halkı olarak, Kürt halkının sürdürdüğü direnişe yabancı olmadıklarını, sahiplendiklerini ve dayanışmayı büyüteceklerini ifade etti.
“Bu kritik dönemde sesimizi daha da yükseltmemiz gerekiyor” diyen Molloy şöyle konuştu: “Bugün burada Öcalan’ın özgürlüğü ve açlık grevinde olanların taleplerini anlatmak, mevcut duruma dikkat çekmek için buradayız. Benim için ayrı bir anlam ve önemi var tabi. Biz açlık grevi eylemlerini yakından bilen bir halkız. Boby Sands ve arkadaşları açlık grevlerinde yaşamlarını yitirdi. Biz halklar arası dayanışmanın ne kadar önemli ve hayati olduğunu çok iyi biliyoruz. Boby Sands ve arkadaşları açlık grevindeyken dünyanın birçok yerinden dayanışmaya şahit olduk. Şimdi de Leyla Güven ve arkadaşları için dayanışmayı büyütmek gerekiyor. Çok geç olmadan taleplerin karşılanması, Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması çağrısı yapıyoruz. Biz parti olarak bunun takipçisi olmaya ve bu sesi yükseltmeye devam edeceğiz.”
Kürt halkına yaklaşımı ile paraleldir
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarında İbrahim Bilmez, İmralı cezaevi koşullarına dikkat çektikten sonra, devletin tecrit politikasının aynı zamanda Kürt sorununun çözümsüzlüğü anlamına geldiğini ifade etti. Bilmez, “Tecrit demek Kürt sorunun çözümsüzlüğü demek. Türk devletinin Sayın Öcalan’a yaklaşımı Kürt meselesine yaklaşımı ile aynıdır. Türk devleti ilk günden bu yana uyguladığı tecrit ile Öcalan’ı psikolojik olarak bitirmek istedi. Ancak Sayın Öcalan bunun tersine daha güçlü bir iradeyle direnerek, Kürt sorunun demokratik çözümü için yoğun çaba harcadı” dedi.
Güven ve arkadaşları kararlı
Leyla Güven ve arkadaşlarının eylemlerinde kararlı olduklarını vurgulayan Bilmez, “Leyla Güven ve arkadaşları kararlı. Ölümü göze almışlar. Güven’in durumu çok kritik. Tüm demokratik çevrelerin haberdar edilmesi gerekiyor. Türkiye’de medyanın duruşundan kaynaklı halen Türkiye’deki birçok kesim haberdar bile değil açlık grevlerinden” diye belirtti.
Kopuş ölümlerle tamamlanır!
Bilmez, açlık grevi eyleminde gerçekleşecek bir ölümün Kürt halkında devam eden duygusal kopuşu tamamlayacağını vurgulayarak “Açlık grevleri ölümle sonuçlanırsa, Sur, Cizre ve Nusaybin’de derinleşen duygusal kopuş tamamlanacaktır. Kürtlerin tüm duygusal bağları kopacaktır. Türkiye büyük bir kaosun içine sürüklenecektir” uyarısında bulundu.
Öcalan özgürleşene kadar
İngiltere’nin en büyük sendikalarından birisi olan Unite Sendikası Uluslararası Direktörü Simon Dubbins de “Öcalan’ın ve Kürt hareketinin bağlı olduğu değerler ve prensipler aynı zamanda biz emek hareketinin de değerleridir. Yıllardır aynı değerler çerçevesinde biz de mücadele veriyoruz. Bu yüzden şu an Kürtlerle dayanışmamızın nedeni çok açık. Bu yüzden Öcalan’a Özgürlük Kampanyası başlattık” dedi. Başlattıkları kampanyanın büyümeye devam ettiğini söyleyen Dubbins, “6 milyon emekçinin temsiliyetini yapan 15 sendika kampanyanın resmi yürütücüsü ve bu sayı daha da büyümeye devam edecek. Öcalan özgürlüğüne kavuşuncaya dek bizim mücadelemiz durmayacak” diye konuştu.
Cezaevleri toplama kampı gibi
Türkiye’deki insan hakları ihlallerini yakından takip eden ve kısa bir süre önce bir delegasyon ile birlikte Amed’e giden insan hakları avukatı Margaret Owen ise Türkiye’deki cezaevlerinin durumuna dikkat çekti: “Cezaevleri toplama kampına dönüşmüş, işkence merkezleri gibi. Adil yargılama kalmamış, yıllarca yargılamadan tutuklu kalıyor tutsaklar. Diyarbakır’dan yeni döndük. Leyla Güven’in açlık grevindeki 66’ıncı günüydü, onu ziyaret etmek istedik. Bildiğiniz gibi Boby Sands 66’ıncı gününde yaşamını yitirmişti. Bırakın Güven ile görüşmemize izin çıkmasını, polisler hunharca bize de saldırdı.”
Dünyayı değiştirebiliriz
Abdullah Öcalan’ın görüşlerine dikkat çeken Owen, Öcalan’ın görüşlerinin ve sistem önerilerinin dünyayı mevcut krizden kurtarabileceğini belirterek ekledi: “Dünyadaki hiçbir erkek lider bugüne kadar cinsiyet eşitliği ve özgürlüğü konusunda Öcalan gibi bir rol oynamadı. Öcalan’ın önerdiği sistem modeli tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu bir sistem. Dünyayı değiştirebiliriz.”
Yapılan konuşmalardan sonra, 39 gündür Galler’in Newport kentinde açlık grevinde bulunan İmam Şiş telefonla bağlanarak açlık grevine girme gerekçelerini anlattı.