Linsdey German: İngiltere Ortadoğu’da çok onursuz tarihi bir pratiğin sahibi
‘‘Erdoğan’ın çok korkunç ve kirli bir gündemi var, Kürtlerin bağımsız olmasını ve kendilerini yönetmesini istemiyor. Türkiye’nin kendi içerisinde Kürtlerle yıllardır çatışıyor zaten, ve şimdi Erdoğan Türkiye’de Kürtlere yaptıklarını Suriye’de de yapmak istiyor. Erdoğan Kürt halkına yönelik etnik temizlik yaparak bölgeye Suriyeli mültecileri yerleştirmek niyetinde, bu Erdoğan’ın Avrupa ile yaptığı ve Avrupa’yı mültecilerle tehdit ettiği bir anlaşmanın sonucu aslında, ayrıca bu insanları aslında Erdoğan olmak istemedikleri bir yere illegal bir şekilde yerleştirmeye çalışıyor.’’
Aladdin Sinayiç
Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal saldırıları Rusya ve Amerika ile yapılan antlaşmalara ve tepkilere rağmen devam ediyor. Bu saldırılarda savaş suçu kapsamına girecek haberler de gelmeye devam ediyor. Şimdiye kadar 200 binde fazla insan işgalden kaynaklı göç ederken, 90 sivil yaşamını yetirdi, yüzlerce sivil de saldırılarda yaralandı. Saldırılarda beyaz fosfor da içinde olmak üzere kimyasal silah kapsamında değerlendirilen silahların kullanıldığı bir çok bağımsız kurum tarafından teyit edildi.
Türk devletinin devam eden saldırılarını ve bu saldırılar karşısında NATO ve İngiltere’nin tavrını Savaşı Durdur Koalisyonu (Stop The War Coalition-SWC) kurucusu ve yöneticisi Linsdey German ile konuştuk. Amerika ve İngiltere’nin Irak’a müdahalesine tepki olarak 2003’te kurulan SWC yıllardır Emperyal güçlerin Ortadoğu’ya müdahalesine karşı kampanyalar ve eylemler organize ediyor.
SWC kurucularından Linsdey German, İngiltere’nin Ortadoğu’da tarihi olarak çok onursuz bir tarihe sahip olduğunu, ve şu anda İngiltere’nin dünyanın en büyük silah tüccarı olduğunu ifade etti.
‘‘İngiltere Ortadoğu’da tarihi olarak çok onursuza bir rol oynadı. Osmanlı imparatorluğundan, birinci dünya savaşından bu yana hep böyle, İngiltere çok kötü bir rol oynadı. Sınırların çizilmesinde vesaire. Tarihi olarak kötü bir rol. Tarihte ilk hava bombardımanını dönemin İngiltere başbakanı Winston Churchill Irak’ta yaptı. İngiltere’nin burada tarihi emperyalist bir duruşu var. Bana göre İngiltere’nin bu yüzyıldaki rolü dehşet verici. Evet 2003’teki müdahale olmasaydı neler olurdu kestirmek zor.’’
Dünyanın en büyük silah tüccarı!
İngiltere’nin Ortadoğu’daki müdahalelerini dehşet verici bulan German, şu an İngiltere’nin dünyanın en büyük silah ticareti yapan ülke olduğunu ifade etti.
‘‘İngiltere şu anda dünyanın en büyük silah tüccarı. Rejim ne kadar iğrenç olursa olsun fark etmiyor, silah satıyoruz onlara. Ve biliyorlar ki bu silahlar sivil halka karşı kullanılacak.’’
German, Suriye’de İŞİD sonrası bir nevi savaşın sona ereceği beklentisi ve belli bir istikrar oluşmuşken Türk devletinin saldırılarının yeni bir kaosu tetikleyeceğini ifade etti.
‘‘Tam da İŞİD bir şekilde yok edilmiş ve bölge bir nevi istikrarlı bir ortama ve politik çözüme doğru gidiyor gibi görünüyordu. Bu durum şimdi tekrardan çöküyor. Çöküyor çünkü İŞİD halen tam olarak bitmedi, ve bölgede farklı noktalarda halen bulunuyorlar. Ama halen işgal devam ediyor, Amerika askerlerini bir kısmını çekse de, yabancı ordular halen bölgede mevcut. Son haftalarda ise Türkiye’nin müdahalesi var, Erdoğan ile Suriye’de Kürtlere yönelik saldırı başlattı. Bu yeniden bölgeyi yeni büyük bir kaosun içine sürükleyecektir.’’
Erdoğan’ın korkunç bir gündemi var!
Erdoğan’ın çok kirli ve tehlikeli bir ajandası olduğunu belirten German, Kürt halkına dönük etnik temizlik tehlikesine dikkat çekti.
‘‘Erdoğan’ın çok korkunç ve kirli bir gündemi var, Kürtlerin bağımsız devletine ve kendilerini yönetmesini istemiyor. Türkiye’nin kendi içerisinde Kürtlerle yıllardır çatışıyor zaten, ve şimdi Erdoğan Türkiye’de Kürtlere yaptıklarını Suriye’de de yapmak istiyor. Erdoğan Kürt halkına yönelik etnik temizlik yaparak bölgeye Suriyeli mültecileri yerleştirmek niyetinde, bu Erdoğan’ın Avrupa ile yaptığı ve Avrupa’yı mültecilerle tehdit ettiği bir anlaşmanın sonucu aslında, ayrıca bu insanları aslında Erdoğan olmak istemedikleri bir yere illegal bir şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Erdoğan bunları yaparken de Kürtler birçok bedeller ödüyor. Bu bölge hakları için çok tehlikeli bir durum, bölgedeki yıllardır mücadele veren Kürt halkı için Suriye’nin ve mücadelesini verdikleri ülkelerinin işgal saldırısına uğraması Kürtler açısından çok endişe verici, ayrıca Türkiye’nin çok önemli bir NATO üyesi olması açısından da bu çok tehlike yaratan bir durum.’’
Büyük bir savaş tehlikesi var
Daha büyük bir savaş tehlikesine dikkat çeken German, Türkiye’nin NATO üyesi olmasından kaynaklı Suriye üzerinden Rusya ile karşı karşıya kalma tehlikesinin kaos ortamı yaratacağını ifade etti.
‘‘NATO kendi içerisinde bazı çatışmalar yaşıyor, evet normal şartlarda öylesi bir durumda Türkiye’nin NATO tarafından desteklenmesi gerekiyor, Ancak şu anda İngiltere ve Fransa için Türkiye tarafından doğru bu savaşa müdahil olmasını beklemek gerçekçi değil, çünkü çok açık bir şekilde saldıran taraf Türkiye. Ancak eğer Türkiye Suriye üzerinden Rusya ile karşı karşıya gelirse bu nokta da farklı bir senaryo ortaya çıkacak ve NATO Rusya’ya karşı duracaktır. Rusya’nın Suriye’de olmaması gerektiğini düşünüyorum, Rusya’nın insanları bombalamasına bende karşıyım, böylesi hassas bir durumda bölgede herhangi bir NATO üyesinin soruna dahil olması ciddi problemleri de beraberinde getireceğini düşünüyorum, şu ana kadar gördüklerimizden daha büyük bir savaşa neden olabilir, Kürt halkı, Azeriler ve Suriye’deki bütün halklar bundan çok ciddi anlamda olumsuz etkilenecektir.’’
Bölgedeki halk isyanları umut verici
Bölge halklarının artık savaş istemediğini ve barış içerisinde yaşamak istediğini ifade eden German, son dönem Arap ülkelerinde yaşanan halk isyanlarının umut verici olduğunu söyledi.
‘‘Ortadoğu daha da karışmaya devam edecek gibi görünüyor. İran açısından büyük bir tehlike var. Trump İran ile olan Nükleer antlaşmasını bozdu, İran da biz Nükleer güç imal etmeye devam edeceğiz diyor. Büyük bir çatışma ortamı var, aynı şekilde Filistin halen çökmüş bir ülke, ve halen bu güçler tarafından müdahale altında. Rojava’daki Kürtler gibi bölge halkları savaş istemiyor, karmaşa istemiyor, diktatörlük istemiyor. İnsanlar barış içinde yaşamak istiyor, çocuklarına iyi bir eğitim iyi bir gelecek bırakmak istiyorlar. Göç etmek istemiyorlar. Etnik temizlik korkusu, bombardıman korkusu altında yaşamak istemiyorlar. Bu konularda halklar arasına bir fikir birliği var. Ve ben bunların hiçbirisinin ‘dış müdahale’ ile gelebileceğine inanmıyorum. Halkların kendisi ancak kendi hayatlarının kontrolünü ellerine geçirerek bunu başarabilir. Lübnan’da, Irak’ta, Cezayir’de, Tunus’ta, sadece Arap ülkelerinde de değil Şili’de ve birçok yerde yaşanan protestoları takip ediyoruz. İnsanlar memnun değil sistemden haklı olarak. Bu dan benim umudum. Değişim, barış için savaşan bu insanlara güç verilmeli. Mesela Türkiye’de mevcut sisteme karşı olan çok insan var, umarım daha da güçlenirler, ve hükümete karşı bir hareket inşa edebilirler. Biliyorum çok zor, Kürt sorununda kaynaklı. Kürt sorununu bölücülük gerekçesi olarak kullanıyorlar. Aynı şekilde İrlanda sorununu da bu şekilde kullandılar. Fakat hep birlikte yapabileceğimize inanıyorum.’’
3 Aralık’ta Trump ve Erdoğan protesto edilecek
Aralık ayında başkent Londra’da yapılacak NATO liderler toplantısına Erdoğan ve Trump da katılıyor. Savaşı Durdur Koalisyonu NATO’yu protesto için büyük bir eyleme hazırlık yapıyor. 3 Aralık Salı günü saat 16:00’da Trafalgar Meydanında başlayacak protesto yürüyüşü Buckingham Palace’ta son bulacak.