“Kürecik’te Füze Kalkanı’na Hayır” kampanyası için İngiltere komitesi kuruluyor
Malatya’nın Kürecik İlçesi’nde yapımına başlanan füze kalkanına karşı “Füze Kalkanına Hayır-Avrupa Komitesi” herkesi duyarlı olmaya ve buna karşı mücadele etmeye çağırıyor. Bu hafta Gik-Der’de ‘İngiltere’de Füze Kalkanı’na Karşı Komite’ oluşturmak amacıyla bir toplantı düzenlenecek.
Malatya’nın Kürecik Bölgesinde yapılacak olan füze kalkanı konusunda 4 Aralık günü saat 14.00’da Gik-Der’de bir toplantı yapılacak.
Hem süreci daha kapsamlı tartışmak hem de ‘İngiltere’de Füze Kalkanı’na Karşı Komite’ oluşturmak amacıyla düzenlenen toplantıda Füze Kalkanı Projesi konuşulacak. Toplantıyı düzenleyen Füze Kalkanına Hayır-Avrupa Komitesi neden füze kalkanına karşı olduklarına dair bir açıklama yaptı. Açıklamada “Füze Savunma Kalkanı Projesinin” ABD eksenli bir NATO projesi olduğu ve ABD’nin Ortadoğu, Avrasya ve Akdeniz Havzasını korumaya yönelik nükleer askeri saldırıların en önemli halkasının bu proje olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca bu projenin tehlikelerine dikkat çekildi ve şöyle denildi:
“Birincisi nükleer radyasyonun yayılma tehlikesi nedeniyle ve hem bölge insanı hem de doğası ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Bu bakımdan, kanser vakalarının çok sık yaşandığı bölge halkının sağlığı çok daha ciddi bir tehditle karşılaşacaktır. İkincisi ise askeri tehlikedir, bölgeye yerleştirilecek olan füze kalkanı ve onu koruyacak askeri sistemi, özellikle Ortadoğu halkları için her zaman bir tehlike oluşturacaktır. Bu nedenle Kürecik, tersten karşıt devletlerin nükleer silahlarının hedefinde olacaktır. Herhangi bir çatışmada ilk hedef Kürecik’tir. Üçüncüsü kurulmasına başlanan füze kalkanının çevresindeki 18 kilometrelik alan güvenlik bölgesi olarak ilan edileceğinden, güvenlik bölgesi alanında bulunan köylerin boşaltılması gündeme gelecek. Bu, bir bakıma Kürecik bölgesinin insansızlaştırılacağı anlamına geliyor. Dördüncüsü, Malatya’nın Hekimhan İlçesi çevresinde çok yoğun olarak bulunan Toryum elementinin kullanılır hale getirilmesi için siyanür gibi kanser içeren kimyasal maddeler çok yoğunluklu olarak kullanılacaktır. Bölgenin ekolojik yapısı çok ciddi oranda bozulacaktır.”