Kıbrıs’ın Kuzeyinde Seçimden Sol Çıktı!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak isimlendirilen ve 1974 yılında Türkiye’nin adaya gerçekleştirdiği askeri harekat ile Kıbrıs topraklarında kurulan devlet 4. Cumhurbaşkanı’nı hafta sonu gerçekleştirilen ikinci tur seçimlerde belirledi. Türk askerinin halen adada aktif olarak bulunduğu yine Türkiye Cumhuriyeti devletinin maddi kaynakları ile ekonomisi ayakta tutulan ve 2003 yılında da barış sürecinden geçen Kıbrıs’ın Kuzey’inde sol kökenli bağımsız aday Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanlığı yarışında, aşırı milliyetci aday Derviş Eroğlu’nu büyük oy farkı ile geride bırakarak sandıktan çıkan isim oldu.
Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçiminde yüzde 60.5 oy oranıyla seçilen Mustafa Akıncı, Toplumcu Kurtuluş Partisi ile uzun yıllar siyaset yapmış ve bir dönemde başkent Lefkoşa belediye başkanlığı görevinde de bulunmuştu.
Uluslar arası tanınmışlığı henüz bulunmayan ve Kıbrıs’ın Kuzeyindeki KKTC devleti Cumhurbaşanlığı seçimlerinin hemen ardından Türkiye’den tehdit mesajları gecikmedi.
Sol görüşlü ve adada yaşayan Kıbrıslılar arasında barışı destekleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya seçilmesinin ardından Recep Tayyip Erdoğan gönderdiği ‘teprik’ mesajı ile yine gündem olmayı başardı. Sosyal medyada ve haber sitelerinde ayrıca toplumsal boyutta da büyük tepkilerin gösterildiği Erdoğan’ın tebrik mesajı, göreve yeni başlayan Akıncı’ya ve Kıbrıs Türk toplumuna yönelik ‘büyük tehditler’ içerdiği savunuluyor.
KKTC Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Mustafa Akıncı’dan, “Yavru vatan değil, kardeş ülkeyiz” sözlerine “Ağzından çıkanı kulağı duymalı” diyerek sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a anında yanıt geldi. Erdoğan’ın konuşması sırasında CNN Türk’te canlı yayın konuğu olan Akıncı, “Hep yavru vatan mı kalalım, büyümeyelim mi?” dedi. “Söylediklerimin arkasındayım” diyen Akıncı, “Sadece kulaklarımla duymuyorum, kalbimle de beynimle de konuşuyorum. Söylediklerim inandıklarımdır, doğru olandır” ifadesini kullandı.
Canlı yayında Erdoğan’a cevap veren Akıncı, programdan ‘Sayın Erdoğan şu anda hattaymış, konuşacağım’ diyerek ayrıldı.
Akıncı’nın Erdoğan’ın sözlerine ilişkin olarak yaptığı değerlendirme şöyle:
“Ben şunu söylemek istiyorum. Dün sonuçlanan seçimler, benim programımı, düşüncelerimi ve paylaştıklarımı halkıma anlatarak, halkımın onay verdiği düşüncelerdir. Neden rahatsız olunuyor, iki kardeş ilişkisinden anlamakta zorlandım. Yavrunun büyümesini istemiyor mu Türkiye?
Biz hep yavru mu kalalım, ayaklarımızın üzerinde durmasını beceremeyelim mi? Artık yetişkin bir ülke olmayalım mı? Söylediklerimin arkasındayım. Sadece kulaklarımla duymuyorum, kalbimle de beynimle de konuşuyorum. Söylediklerim inandıklarımdır, doğru olandır.
Cumhurbaşkanı seçimini kazandığım ilk günde böyle bir tartışmanın içine çekilmekten mutlu değilim. Anlaşılan o ki Sayın Erdoğan’a bazı konular anlatılmış, o yüzden o şekilde konuşuyor. Ben Türkiye ile ilişki istemeyen, dışlayan bir söylemde bulunmadım. Tam tersine sağlıklı ilişkiden bahsettim ama belli ki bu konuda farklı yaklaşımlar var. Olabilir, oturur değerlendiririz. Kıbrıs Türk halkı elbette anavatan sevgisini yüreğinde taşımaya devam edecektir ancak bu topraklarda da artık Rum toplumuyla baş edebilmek adına, kendi kişiliğini kanıtlamak adına, bebeklikten, yavruluktan kurtulup ayakları üzerinde durmalıdır. Bu adada kök salabilmenin başka yolu yoktur. Bu Türkiye’nin de yararına, ısrarla söylüyorum. Yavru olarak görmenin çok doğru bir siyaset olduğunu düşünmüyorum. Burada bir devlet var ve Türkiye de bu devleti tanıyor. Yavru vatan söylemi yüreklerde olması gereken bir söylemdir, ama eşit ilişki gereklidir.
Küçük bir toplum olabiliriz, küçük bir toprak parçasında yaşıyor olabiliriz ama biz bir varlığız. Bu varlığın Türkiye tarafından da tanınmasını istiyoruz. Sanıyorum ki bunda da anlaşılmayacak bir tutum yok.
Türk kamuoyuna şunu söylemek istiyorum. Bizi daha ilk günümüzden kimse yanlış yere oturtmasın. Karşınızda bir Türkiye düşmanı yoktur. Türkiye’nin esenliğini isteyen, çok daha demokratik, şeffaf, güçlü bir ülke, AB üyesi olmasını isteyen birisi var. Türkiye’nin Kıbrıs’la hem bir garantör ülke olarak, hem de yakın ilişki içinde olmasının önemini bilen biri var. Güney’le olan ilişkide, evet 10 yıl önce onlar hayır, biz evet dedik ama günün sonunda yeni bir dönem başlıyor.
Birbirimizi suçlayarak bir yere varamayız, dolayısıyla yeni bir dönem başlıyor. Rumlara da bu fırsatı vermemiz lazım, hatalarını gözden geçirsinler.