KCC’de ‘Aile içi ve ev içi’ şiddet konulu panel düzenlendi
Britanya Kürt Kadın İnisiyatifi ve Roj Kadın Vakfı tarafından “Aile içi ve Şiddet ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi” konulu panel düzenlendi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısı ile Londra KCC binasından düzenlenen panele, Refuge Vakfı’ndan Aile İçi Şiddet Danışmanı Leman Adıyaman ile Roj Kadın Vakfı Temsilcisi Çiğdem Sterk panelist olarak katıldı. Kadınların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, ev içi şiddet ve bu şiddetin kadın ve çocukları yansıması ele alındı. Kadına dönük şiddetin önlenmesi ve hukuki haklar gibi başlıkların tartışıldığı panelde, ‘aile içi şiddet’in kadına yönelik şiddet fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel, sözlü her türlü şiddet oluşturan tutum ve davranışı kapsadığının altı çizildi.
Refuge Vakfı Aile İçi Şiddet Danışmanı Leman Adıyaman, pandemi sürecinde kadına yönelik şiddetin boyutlarını aktararak, kadınların örgütlü alanlar ve şiddete maruz kalma durumunda nasıl bir yol izleyeceklerini anlattı. İngiltere’de kadınların önemli haklar elde ettiğini ifade eden Adıyaman, şiddete maruz kalan kadınların yeni bir eve ya da sığınma evine yerleştirilebildiğini söyledi. Şiddete uğrayan kadının başvurusu halinde erkeğe uzaklaştırma kararı alınabildiğine dikkat çeken Adıyaman, kadınların ‘şiddet’ durumunda daha profesyonel ve ilgili alanlardan yardım almaları gerektiğinin altını çizdi. Kadınların örgütlendikçe şiddetin daha fazla önlenebildiğini belirten Adıyaman, geçmişe dönük daha fazla haklar elde edildiğini ve iktidarların kadın mücadelesi sayesinde hukuksal düzenlemelere gittiğini aktardı.
‘SÖZLÜ ŞİDDET SUÇTUR’
Roj Kadın Vakfı Temsilcisi Çiğdem Sterk ise kurumsal deneyimlerinden söz ederek, özellikle ‘ev içi şiddet’ ve bu şiddetin fiziksel, sözlük ve psikolojik yönlerini anlattı. Şiddetin nasıl tanımlandığının önemli olduğunu ifade eden Sterk, “Şiddeti nasıl tanımlıyoruz? Şiddete nasıl maruz bırakılıyoruz? Şiddet sadece fiziksel değil sözlü şiddet daha yaygın olarak aile içinde gelişiyor. Bu şiddet durumunun çocuklar üzerindeki etkileri kısa ve uzun vadede korkunç sonuçlara yol açıyor. Örneğin, erkek çocuk şiddete daha meyilli oluyor. Kız çocukları da şiddete uğrayan anne rolünü alıyor ve bu cinsiyetçi bir yaklaşımı ortaya çıkarıyor. Şiddet artık o kadar olağan hale geliyor ki, örneği, ‘sözlü şiddet’ sadece erkekten değil evin içindeki diğer yaşayan aile bireyleri tarafından da uygulanmaya başlıyor. Tüm bu şiddet türlerine karşı bilinçlendiğimizde şiddetin önüne geçmiş oluruz” dedi.
İngiltere’de yasaların sözlü şiddeti de suç kapsamına aldığına dikkat çeken Sterk, Roj Kadın Vakfı’nda yapılan atölye ve üretim süreçlerinin kadının bilinçlenmesi ve özgüven kazanması açısından önemini anlattı. Yapılan tartışmalar da ise kadının konuşma, tartışma ve daha fazla bilinçlenmeye ihtiyacı olduğu vurgulandı. Roj Kadın Vakfı, önümüzdeki dönem yapılacak çalışmaları da aktararak, kadın örgütleri ile birlikte şiddete yönelik atölyeler düzenleneceği belirtildi.