Kampanyaları Sahiplenelim…

Kampanyaları Sahiplenelim…

SKB ve Demokratik Güç Birliği’nin sürdürdükleri kampanyalar hepimizindir… SAHİPLENELİM!…

Ezidi Kürtlerin yaşadığı soykırım vahşeti dünyayı sarsarken seyirciliğini sürdüren ABD ve AB emperyalistleri; HPG ve YPG güçlerinin IŞİD’in ele geçirdiği kentleri kurtarmaya başlaması ve kurtarılan bölgelerdeki halkın silahlanarak HPG ve YPG saflarında direnişe katılması ile birlikte nedense birden “yardım” yapmak akıllarına geldi.

“Peşmergeye silah gönderme” kararlarından ABD’nin IŞİD üslerini bombalaması haberlerine kadar birçok şaşaalı haberler servis edildi. 4-5 Eylül günlerinde Büyük Britanya’nın Galler bölgesinde toplanan emperyalizmin askeri örgütü NATO, Ukrayna üzerinde Rusya ile gelinen savaş olasılıklarını tartışmak üzere toplanmışken araya IŞİD meselesini de sıkıştırarak adeta en temel tartışma gündemi IŞİD’e karşı geliştirilecek tutummuş gibi bir hava estirdiler. Obama ve Cameron’un bu konuda özel görüşmeler yaptıklarından, ABD dışişleri bakanı Kerry’in IŞİD’e karşı birlik çağrılarına kadar pek çok haber ile NATO’nun IŞİD vahşetine çözüm üreteceğine dair yanılsatıcı haberler yayınlattılar.

Oysa NATO, bu konuya dair sadece Irak’a yönelik güvenlik desteği için koordinasyon içinde olma kararı dışında elle tutulacak hiç bir karar almadı. Çünkü NATO, efendilerinin çıkarları için savaşmakla yükümlüydü. Ne zaman IŞİD efendileri için de tehdit oluşturur, hiç kuşkusuz o zaman harekete geçebilirdi. Şimdilik kamuoyu baskısı nedeniyle IŞİD’in kulağını çekmenin ötesine geçmek gerekmezdi.

Tüm bu gerçeğe karşın, yapılan haberler aracılığıyla kamuoyunu rehavete sokma planı işledi. Zaten seyirci halinde olan yığınlar, yeni bir beklentiye sokuldu.

Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) ve Londra Demokratik Güç Birliği’nin sürdürdükleri kampanyalar bu nedenle her zamankinden çok daha önemli hale geldi.

Özellikle SKB’nin iki ayak üzerinden sürdürdüğü kampanyanın, toplumsal dinamikleri harekete geçirmek bakımından çok özel bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Sosyalist kadınların, yerli-göçmen kitle hareketi ve örgütlerinde, kadın ve kadın örgütlerinde yaşanan seyirciliği ve tepkisizliği silkeleme hareketi olarak tanımladıkları kampanya, uzun vadeli bir kavganın ön hazırlıklarının oluşturulması bakımından da önemi gayet açık.

Birincisi; kampanyanın aydınlatma ve birleşik bir hareketi yaratma perspektifi; dayanışma ve mücadelenin, geleceğini örgütleyebilmek bakımından önemli. Savaşa, karanlığa ve köleliğe karşı (yerli-göçmen) birleşebilecek bir kadın hareketinin koşullarını zorlamak, çalışmanın başarısı ve sürekliliği bakımından oldukça önemli.

İkincisi; dağlarda ve kamplarda bulunan soykırım mağdurları için yüzünü sokağa dönen bir çalışma modeli ile toplanan yardımlar başta olmak üzere somut talepler etrafında yığınları buluşturma çalışması bakımından da önemsenmesi gereken bir kampanya.

Keza, emperyalist-kapitalist sistemin iki yüzlü örgütlerine ve emperyalist birlik BM’ye yönelik eylemler eşliğinde gitmeyi de planlayan kadınlar, bu çalışma yöntemi ve araçları ile bir yandan yıllarca propaganda ve ajitasyonlarla ikna edilememiş yığınları kendi pratiklerinde eğitirken diğer yandan bu kurumlar üzerinde toplumsal basınç yaratmayı da sağlayacaklar.

En geniş halk yığınlarına; kendi parlamentolarına ve vekillerine mektup göndermelerini, vahşeti durdurmak için çeşitli talepleri (talepler haber sayfamızda) iletmelerini de isteyecek olan kadınlar, somut ürünlere dönüşebilecek bir kampanya ile yol alıyorlar.

Gerek SKB’nin ve gerekse de LDGBP’nin sürdürdüğü kampanyalar, kadını erkeği ile tüm ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever, sosyalist kuvvetlerin sahiplenmesi, sorumluluk üstlenmesi gereken kampanyalar.

Sürdürülmekte olan kampanyaların başarısı; örgütlü-örgütsüz, kadını-erkeği tüm kuvvetlerin sorumluluk paylaşımı ile mümkün olacağı gerçeği ise asla akıllardan çıkarılmamalıdır!..

CATEGORIES
Share This