İklim krizi: Bilim insanları koronavirüs önlemleriyle azalan karbon salımının tekrar hızla artmasından endişe ediyor

İklim krizi: Bilim insanları koronavirüs önlemleriyle azalan karbon salımının tekrar hızla artmasından endişe ediyor

Bilim insanlarına göre, Covid-19 salgınına karşı hükümetler tarafından alınan önlemlerin zirvesine çıktığı dönemde, küresel ısınmaya yol açan günlük karbon salımında yüzde 17 civarında düşüş yaşandı.

Bu konuda şimdiye kadar yürütülen en kapsamlı araştırmanın sonuçlarına göre, bu rekor düzeyde düşüşün neredeyse yarısı motorlu araç kullanımındaki azalmadan kaynaklandı.

Fakat Nature Climate Change (Doğa İklim Değişikliği) adlı bilimsel dergide yayınlanan araştırmanın yazarları, salgınla ilgili önlemler kaldırılıp herkes işine döndükçe, motorlu araç kullanımının yeniden artacağından ve karbon salımlarının da kriz öncesi düzeyini aşabileceğinden korkuyorlar.

Uzmanlar bu kaygıyla, siyasetçilere, önlerine gelen bu fırsattan istifade ederek, bireysel seyahat ve taşımacılık konusunda kalıcı değişikliklere gitme çağrısı yapıyorlar.

Birleşik Krallık’ın Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, bu doğrultuda, yürüme ve bisiklet alt yapılarının geliştirilmesine 250 milyon sterlin ayıracağını açıkladı. Başka ülkeler de benzer planlar üzerinde çalışıyor.

Hangi faktörler rol oynadı?

Covid-19 salgınıyla başedebilmek için hükümetlerin uygulamaya koyduğu önlemler, hemen her türlü insan faaliyetinin yol açtığı karbon salımlarını ciddi boyutlarda azaltan bir etki yarattı.

Hem motorlu araç kullanılan kara yollarında hem de hava ulaşımında büyük bir azalma yaşandı.

Ne var ki İngiltere’de önlemler gevşetilir ve çalışanlar yavaş yavaş işe dönmeye başlarken Ulaştırma Bakanı Shapps, kamu taşıma araçları yerine insanlara “yürüyerek, bisikletle ya da kendi arabalarıyla” işe gitmelerini tavsiye etti.

“Yürüyemiyor ya da bisiklete binemiyorsanız ama arabanız varsa, lütfen otobüse, trene ya da tramvaya binmek yerine arabanızı kullanın” dedi.

Koronavirüs önlemleri ile dünyanın hemen her yerinde sanayi üretimi de durdu ve enerji talebi düştü.

Şimdi, uzmanlar ilk kez bütün bu değişimlerin insanlığın, iklim değişikliğine yol açan sera gazları salımını nasıl etkilediğini detaylarıyla gösterdi.

Telif hakkı Getty Images
Image caption Dünya çapında hava ulaşımının durması karbon salımı konusunda düşünüldüğü kadar etki yapmadı

Bilim insanları, koronavirüs nedeniyle sıkı sokağa çıkma önlemleri uygulanan 69 ülkeden gelen verileri değerlendirdiler.

Bunlar, aynı zamanda küresel karbon salımlarının yüzde 97’sinden, yani tamamına yakınından sorumlu olan ülkeler.

Nisan ayında salgının dünya çapında dorukta olduğu günlerde karbon salımlarının, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 17 azaldığı görüldu.

Bu her gün dünya çapında 17 milyon ton daha az karbon gazı salımı gerçekleştiği anlamına geliyor.

Bu düşüşteki en büyük pay otomobil kullanımına ait. Kara ulaşımı yoluyla üretilen karbon gazlarındaki düşüş yüzde 43 düzeyinde. Bu, sanayi ve enerji santrallerinin ürettiği karbon salımı toplamındaki düşüşe eşit bir miktar.

Salgının ekonomiye etkisi bakımından her ne kadar başlıklarda en fazla dikkat çeken sektör ise de hava taşımacılığının durmasının sera gazları salımındaki düşüşe katkısı sadece yüzde 10 olmuş.

En büyük karbon salımı düşüşü Çin’de. Onu ABD,Avrupa ve Hindistan izliyor.

 

İhtimaller önlemlere bağlı

Dünya çapında ekonomik faaliyetlere konulan bazı sınırlamalar yıl sonuna kadar devam ederse, küresel düzeyde karbon salımının yüzde 7 civarında düşeceği tahmin ediliyor.

Eğer Haziran ayı ortalarında ulaşım ve ekonomide salgın öncesi koşullara dönülürse karbon gazı salımındaki yıllık düşüş yüzde 4’de kalacak.

Fakat araştırma ekibi, sınırlamaların kaldırılmasıyla, özellikle motorlu araç kullanımının artabileceğinden ve bunun da karbon salımında yeniden bir yükselişe yol açabileceğinden kaygı duyuyor.

Araştırmayı hazırlayanlardan, East Anglia Üniversitesi’nden Profesör Corinne Le Quere “Herkes işine döndüğünde insanların doğal olarak arabalarını kullanmak isteyeceği ve bunun da eskisini aşan karbon salımı düzeylerine yol açabileceği kaygısı büyük” diyor.

Uzmanlar, karbon salımlarının iklim değişikliğini yavaşlatacak ölçüde azaltılabilmesi için, köklü bir sistem değişikliği gerektiğini söylüyorlar.

Profesör Le Quere, taşımacılık söz konusu olduğunda bu konuda müthiş fırsatlar olduğunu düşünüyor.

Le Quere 2008’de bir çok sanayi ülkesinde etkisini gösteren mali krizden sonra Çin, ABD ve Almanya gibi ülkelerde hükümetlerin rüzgar ve güneş enerjisine kayda değer yatırımlar yapmasının, yenilenebilir enerjinin maliyetini düşürdüğünü hatırlattı.

“2020’de, şu an, aynı şeyi elektrikli ulaşım araçlarına geçiş bakımından yapmanın koşulları var. Akü fiyatları düştü. Tasarlanmış bir çok model var ve hükümetler de ekonomilerini canlandırma ihtiyacı içinde. Bu faktörler biraraya getirilebilirse, yarının taşımacılığında dev değişiklikler yapabiliriz” diye konuştu.

Virüsün sunduğu fırsatları değerlendirmek, iklim değişikliği konusunu değerlendiren şirketlerin de gündeminin başında.

Birlikte piyasa değerleri 2 trilyon 400 milyar doları bulan 155 şirket, kamuoyuna açık bir mektupla, tarafından Covid krizine net-sıfır karbon salımını hedefleyen yanıtlar geliştirilmesi çağrısı yaptı.

Carlsberg, Iberdrola, EDF ve Coca Cola Avrupa’nın da dahil olduğu şirketler, hükümetleri “Gri ekonomiden yeşil ekonomiye daha hızlı ve daha adil bir geçişi öncelemeye” çağırdı.

Karbon salımlarıyla ilgili son kapsamlı çalışmanın yazarları da hazır salımlar geçici olarak düşmüşken, gezegeni tehdit eden küresel ısınmaya karşı harekete geçmek için bu fırsattan yararlanmak gerektiğini söylüyorlar.

 

CATEGORIES
Share This