HEPİNİZ SAHTEKARSINIZ!!!

HEPİNİZ SAHTEKARSINIZ!!!

HEPİNİZ SAHTEKARSINIZ! 1

Birleşik Krallık parlamentosunun bugün yaptığı oylamanın sonucu önceden belliydi. Zira hem iktidar partileri, hem de ana muhalefet partisi tezkereyi destekliyordu. Ancak bizim açımızdan sürpriz olan tezkerenin sadece Irak ile sınırlı kalması. İşid’in askeri merkezleri Suriye’de, ve en önemlisi de 10 gündür İşid’in saldırılarının yoğunlaştığı yer yine Rojava. 10 gündür Kobane kantonuna yönelik çok ağır saldırılar var. Rojava büyük bir katliama gebe. Ve bu risk her saniye daha da büyüyor. Binlerce insan şimdiden Türkiye sınırına dayandı. Büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Genç, yaşlı herkes tabancasını, keleşini kuşanmış metal canavarlara (tank-top) karşı irade savaşı yürütüyor. Bu direniş kesinlikle o keleş ve tabancayla yürütülmüyor, bu tamamen bir inanç ve irade savaşı. İşid’e karşı inancın direnişidir.

Kobane, Musul değil!

Kobane’deki tehlike çok büyük! Kobane, Musul değil. Ve asla da Musul olmayacak. Musul’da savaşması gereken güçler o ağır silahlarına rağmen tek bir mermi bile sıkmadan, Musul’u çetelere teslim etti. Ancak Kobane’de durum çok farklı. Tarihte eşi görülmemiş şeyler yaşanıyor. Kürdistan’ın dört parçasından gençler savaşmak için Kobane’ye akıyor. Tarifi imkansız kahramanlıklar, sessiz destanlar yazılıyor. Dün Kobane’ye savaşmaya giden bir genç, gerekirse taşlarla savunuruz Kobane’yi. Bu tarihi bir açıklamadır. Oradaki irade ve inanç savaşının en büyük örneğidir.

Kobane düşer mi?

Evet düşebilir. Çetelerin yüzlerce tank, top ağır silahlarla Kobane’ye doğru yürüyüşü devam ediyor. Kobane ancak içindeki herkes şehadete ulaştıktan sonra düşer! Bu da büyük bir katliam demektir. Ve bu tehlike her an yaşanabilecek kadar ciddi ve büyük. Durum bu kadar açıkken, herşey bu kadar net iken, İşid’e karşı koalisyon adındaki sahte oluşum sadece izliyor. Katliamın yaşanmasını bekliyor. Aynı Şengal’de beklediği gibi. Sonra da ortaya çıkıp ben buradayım, kurtarıcınızım, insanlığı savunan tek gücüm, mazlumun yanındayım diye sahte brifingler verecek.

Samimi değiller, dürüst değiller, sahtekarın daniskasılar! İşid kadar vicdansız ve acımasızlar! İki gündür Suriye’yi sözde bombalıyorlar. Peki nereyi bombalıyorlar? Neden saldırının olduğu Kobane’nin etrafına değil, neden hareket halinde, çıplak kırsalda Kobane’ye doğru yürüyen tank ve topları vurmuyorlar!!!

Biraz önce ajanslara haber düştü. İşid çeteleri Suruç tarafında bekleyen Kuzey Kürdistanlıların üzerine ateş açmış. Türk askeri de Rojava’daki sivillerin üzerine ateş açmış. Ölü ve yaralılar var. Vaziyet böyleyken, İşid ile Türk devletinin farklı güç olduklarını bu saatten kimse bize yutturamaz. Türk devleti İşid’tir, İşid Türk devletinin kendisidir. Ve Türk devletidir şuan Kobane’yi düşürmeye çalışan. İşid’in Kobane ile ne sorunu olabilir? İşid’in Sünni Kürt ile ne sorunu olabilir? Niye Esad rejimine değil de Kürtlere saldırıyor. Bunun cevabı, İşid’in Serxet’tekilere ateş açması, Türk askerinin de Binxet’tekilere saldırmasında saklıdır.

Tarih Kürde karşı acımasızlıklarla dolu. Ve bu tarih Kürde karşı hiç değişmedi, yumuşamadı. Sertleştikçe sertleşti. O yüzdendir ki şuan metal canavarlara karşı taşlarla Kobane’yi savunuruz diyen kahramanlıklar var. Ve bu tarih bu kahramanlıklar karşısında yeni sayfalar açmaya mecbur kalacaktır.

Kısacası bu koalisyon, bu tezkere zerre kadar samimi değildir. Sahtekarlıklarla dolu bir kandırmadan ibarettir. Irak’taki çıkarlarını korumak için çıkarılan tezkereleri bize insani adım olarak yutturamazsınız. Emdiğiniz kadar emdiniz. Sömürdüğünüz kadar sömürdünüz. Katlettiğiniz kadar katlettiniz. Kürtler günlerdir çağrı üzerine çağrı yapıyor; katliam adım adım geliyor, yardıma, silaha ihtiyacımız var diyor! Ve sen bu sese kulaklarını kapatıyorsun. İşid’i finanse eden devletleri koalisyona katıyorsun ama İşid’e karşı cephede irade savaşı yürüten esas gücü görmezden geliyorsun.

Bu çığlığa kulağını kapatan her ülke, Kürtlerin gözünde İşid’tir artık. Bu nasıl bir dünyadır! Bu nasıl bir ahlak ve vicdandır! Dünyanın gözü önünde katliam çanları yaklaştıkça yaklaşıyor! Ama bir tane ülke çıkıp bu çığlığı duymuyor! Ne sosyalisti, ne koministi, ne dincisi, ne dinsizi, ne Müslümanı, ne Hristiyanı, ne Yahudisi! Hiçbirisi!

Neden mi?

Çünkü orası Kobane’dir. Çünkü orada Kürtler var. Çünkü orada kimsenin askeri olmak istemeyen özgür bir irade var. Ve esasında yaşanan bu özgür iradeden öç almaktır. Benim askerim olmazsan sana dünyayı dar ederim, katlederim, aç bırakırım, susuz bırakırım, çöllerde yalnız bırakırım, birilerine kafanı kestiririm diyor!

Bakın, hayatı ve mesleği PKK muhalifi olan Kürde! O da aynı alçaklık ve onursuzluk çizgisinde. Rojava’dan dönen bir heyetle yaptığım röportajda şöyle bir gözlem vardı; ‘‘şuan o kantonlarda yaşayan bir çok Kürt siyasi parti ve kişilik, acaba ne zaman Rojava devrimi kırılır diye pusuda bekliyor. Ve bunun tek gerekçesi de, ‘bak yapamadınız işte’ diyebilmek.’’ Kendi ahlaksız egosunu tatmin etmek için bir halkın özgürlüğünün ve topraklarının siyah sakallı şeytanlara kalmasını kabul edebilecek kadar onursuz Kürtler de var.

Şimdiye kadar hiçbir devletin PKK felsefesi üzerine yaptığı komplo yaşam bulmadı. Tüm gücünü halktan ve özgürlük inancından alan bu felsefe bu komplonun da üstesinden muhakkak gelecektir.

Metal canavarlara karşı taşlarla direnen bir halk asla kaybetmeyecektir!

ARAS ARARAT  

CATEGORIES
Share This