Gürkan: “Kürt halkının taleplerini savunmak bizim görevlerimizdendir”
EMEK Partisi genel Başkanı Selma Gürkan gazetemize son dönemlerideki gelişmeler, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları, İngiltere’nin AB’den çıkıyor olması Türkiyeyi nasıl etkileyecek ve ayrıca devletin aralıksız baskı uyguladığı aydın,akademisyan ve gazetecileirn ülkedeki son durumuna ilişkin konuştu.
Erem Kansoy
Londra’da toplumlarımız sizi kucakladı, buradaki sosyalist ve yurtsever halkımız nasıl bir atmosfer içerisinde buldunuz?
Gürkan: “Londra’da sıcak mücadelenein üzerine geldim. İngiltere’nin AB’den kalıp çıkma tartışmalarının üzerine buraya geldik. Londra’da farklı kesimşerin AB referandumu ile ilgili ortak fikirler ürettiğini birlikte sokakata yürüdüğünü gördük. Önemlibir süreçti bu süreçte Londra’da çeşitli irade güçlerinin dayanışmasınada tanık olduk.
İngiltere’nin AB’den çıkıyor olması Türkiye’yi nasıl etkileyecektir?
Gürkan: “Öncelikle şunu belirtmek gerekir, bu sadece İngiltere hükümetinin AB’de ayrılış yada kalış tartışması değil Avrupa işçi sınıfı ve emekçilerinin AB’nin ekonomik sosyal yasalarına arşı itirazı diye okumak gerekir İngiltere’de çıkan hayır cevabını. Sonuçta biliyoruz ki diğer ülkelerde de AB’nin ortaya koyduğu politikalara karşı bir itiraz söz konusudur. Yunanistanda örneğin kemer sıkma politikalarına karşı Yunanistan işçi ve emekçileri mücadele ediyor, Fransada yine ayni durum söz konusu, bu açıdanda bu kararlı Avrupalı evetçilerin Avrupa sermayesi politikalarına itirazı olarak görmekteyim.
Türkiye ile İngiltere’nin egemen siyasetei, örneğin Türkiyenin olduğu yerde milliyetçiler ve ırkçılar açısından söyleyecek olursak, ‘Türkiyenin olduğu yerde biz de olmayız’ gibi mesele ele alınıyor. Ama mesele bu değil, tam tersine AB ülkeleri içerisinde emek sömürüsü ve işçi haklarını gasp eden yasaları görmemezlik edemeyiz. Hükümetlerin tutumlarından ziyade işçi sınıfının tutum ve duruşunu etütü ederek Türkiye’nin nasıl etkilenebileceğini anlayabilirz.”
Özellikle başta HDP milletvekilleri olmak üzere, ‘dokunulmazlık olayı’ ile ilgili fikirleriniz…? Nasıl bir süreçten geçildi, şuanki durum nedri…?
Gürkan: “Dokunulmazlıkların kaldırılmasının, her nekadar içerisinde AKP’li CHP’li vekillerin de olsada esas olarak HDP’li vekillere yönelik bir hamle olduğunu biliyoruz. Yargı sürecinin işleyeceği söyleniyor ama sonçuta tarafsız bir yargı süreci olmayacağınıda biliyoruz. Dokunulmazlık sürecini biz demokratik bir Türkiye mücadelesinin bir parçası olarak görüyoruz. HDP’li vekillere yapılan, yapılabilecek bir salıdıryı yada yapılabilecek bir hak ihlalini, kabu etmemiz mümkün değildir, demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak buna karşı da mücadele edeceğiz. Ancak dokunulmazlık tartışmaları bize AKP nin dokunulmazlık tartışmaları üzerinden de muhalif partileri yada muhalefetteki partilerin içerisindeki siyaseti nasıl dizayn ettiğinide gösterdi.
Nitekim işte CHP’nin anayasaya aykırıdır yani evet diyeceği refleksi çok açık göstermektedir. Yani mesele devlet düzeni ve sistemi olunca AKP’si ile MHP’si ile CHP’si ile kaldıki hani bence CHP’nin içerisinde bu duruma itiraz eden daha demokrat daha özgürlükçü olan kesimleri bir kenara bırakarak bunu ifade etmek istiyorum. CHP’nin resmi politikası açısından da tüm bu unsurların birleştirilmesi bir sakınca ile karşılaşmamaktadır. Birkere daha gerçek demokraki, gerçek hak ve özgürlüklerin savunulması açısından bir kristal olma görevi görmüştür günümzdeki dokunulmazlıklar meselesi.”
Türkiye’de aydın kesim diyebileceğimiz ve içerisinde akademisyen ile özellikle gazetecilerin bulunduğu bu kitleye yönelik nasıl bir baskı var? Özellikle Can Dündar ardından sayın Fincancı’nın da tutuklanması gazeteci ve akademisyenler çevresinde nasıl bir ortam yarattı?
Gürkan: “Tabiki AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan fiili başkanlığını ilan etti ve Türkiyeyi hızla çok daha gerici ve faşizme inanan bir şekilde rejimin yeniden inşaasını hedeflemektedir. Bu hedefeni gerçekleştirirkende toplumun tüm kesimlerine saldırmaktadır. Dolayısıyle bu hükümetin baskıları söz konusu ama bir taraftanda bu baskılar çoğaldıkca mücadele iradeside söz konusu dolayısıyla Türkiyenin geleceğini ezilenlerden yana çok daha iyiye götürecek olan işte bu mücadeleci güçlerin azmi ve ortak mücadele platformudur. Önemli oln bunu iyi değerlendirmek ve ortak yürütebilmektir. Bunu yapabilirsek hem demokrasi hem de barış kazanacak.
Kürt halk önderi sayın Öalan üzerinde uygulanan tecrit sizce bugün kaldırılmalımıdır?
Gürkan: “Tabiki kaldırılmalıdır. Sonuçta şunu biliyoruz ki Kürt sorununun demokratik çözümü Kürtlerin halk olmaktan kaynaklı en doğal haklarının verilmesi ile mümkün olacaktır ama esas olarakta onun siyasi iradesini tanımakla mümkün olacaktır. Bu nedenlede Abdullah Öcalan başta olmak üzere Kürt siyasi hareketi bu sorunun çözümü ile muattaptır ve bu muhattaplık ilişkisinin kurulması gerekir.
Esas olarakta sadece Kürt halkı sahipleneceği talepleri Türkiye’deki bütün kimlikler ve halkların bütün ulusların saiplenmesi gereken taleplerdir. Bu sonuçta birdemokrasi taleibidir. Eğer dempkratikleşme, demokratik hak ve özgürlüklerimiz ile yaşamak istiyorsak, Kürt sorununun demokratik çözümünü savunmak Kürt halkının taleplerini savunmak onun verilmesi için mücadele etmek bizim temel görevlerimizden birisidir.”
Avrupa’da yaşayan toplumlarımıza, Türkiyede yaşayan ve ezilen yoldaşları için eyllemler dışında neler yapabileceğini söylemek istersiniz?
Gürkan: “Sermayenin saldırıları bütün dündayada benzerdir. Bugün Türkiyedeki işçi sınıfının sosyal ve siyasal sorunları Avrupa emekçilerinin de sorunları ve dertleridir. Bu nedenle enternasyonal dayanışma ve enternasyonal mücadele çok önemlidir. Özellikle lobi çalışmaları çok önemlidir ve özellikle bizlere gelen dayanışma mesajları dayanışma etkinlikleri Orada TC hükümetinin demokrasi ve barış güçlerine yönelik baskınısını hafifletiyor. Eğer bugün Şebnem Hanımla birlikte tutuklanan arkadaşlar 10 günde serbest bırakılmısşa bunda uluslar arası ölçekteki dayanışmanın örneğidir. Uluslarası platforumlarda dayanışma gösterilmesi oldukça önemlidir.”