Ferhat Tunç, Pınar Aydınlar, Gökhan Yavuzel: Tehditler Devam Ediyor, Endişeliyiz
Sanatçılar Ferhat Tunç ve Pınar Aydınlar ile yazar Gökhan Yavuzel, kendilerine sosyal medyadan yeni bir silah resimleri ve ölüm tehditleri içeren mesajlar gönderildiğini belirterek ortak bir açıklama yayınladı.
Üç sanatçı ilk olarak 27 Mayıs Çarşamba günü de tehdit edildiklerini açıklamış ve “Bir adım bile geri atmıyoruz. Çünkü biz, ‘dönen dönsün, ben dönmem yolumdan’ diyen Pir Sultan’ın izinden yürüyenleriz” demişti.
“Tehditler artıyor”
Üç sanatçı son tehdit mesajlarına ilişkin şu açıklamayı yayınladı:
“Öncelikle şunu belirtmek isteriz. Gündeme malum sebeplerden dolayı gelmekten üzüntü duyuyoruz. Elbette ki, ülkemizin içinde bulunduğu sorunlar yumağında bunları dillendirmek ya da gündeme getirmekten de hoşnut değiliz, Ancak; kısa sürede gelinen gelişmelerden sonra, yeni bir ortak bildiri yazma gereği duyduk.
“Sosyal medyada özellikle şahsımızı hedef alan ciddi ölüm tehditleri gün geçtikçe artıyor. Fiziki zarar verme ve öldürmeye yönelik çirkin paylaşımlar servis edilip, isimlerimiz etiketlenerek dağıtımı yapılıyor. Bu durumdan sadece biz değil; dostlarımız, okurlarımız ve dinleyicilerimiz de yoğun bir kaygı yaşıyor.
“Ancak, bizim kaygımız can korkusu telaşından değil; bu tip saldırıların giderek artmasının toplumu kutuplaştırmaya, hakkımızda meydana gelebilecek yanlış algıların doğmasına ve en önemlisi ise, benzer ölüm tehditlerinin diğer sanatçı, yazar ve aydın dostlarımıza karşı yapılmasına sebebiyet verebileceğidir ki birçok yazar ve sanatçı dostlarımız da benzer olaylara maruz kaldığını bildirmeye başladı.
‘Mücadelemiz barış için’
“Amacımız; bu gibi bildirilerle herhangi bir kesimi temsil etme amacı gütmemektedir. Sadece, çeşitli grup ve kişilerle hakkımızda başlatılmış olan karalamaları boşa çıkarma, toplum nezdinde hiçbir yararı olmayan faşizan tehditleri bitirme ve bize karşı gelişebilecek olası saldırıları toplumun gözünde meşru hale getirmeye çalışanlara karşı tavrımızı ifade etmektir.
“Diyalektik tarih anlayışı bize göstermiştir ki, yılmayanların ve mücadele azmini devam ettirenlerin toplumları daha iyiye, daha güzele doğru dönüştürdüğüdür. Ve biz de çok iyi biliyoruz ki, ‘her mücadele kazandırmaz, ancak; kazananlar sadece mücadele edenlerdir.’
“Tıpkı; Muaviye’ye karşı Hasan, Yezid’e karşı Hüseyin gibi, zalim Emevi saltanatını yıkan Ebu Müslim Horasani gibi, zalimlerin ve saltanat sahiplerinin korkulu rüyası olan Hassan Sabbah gibi, zulme uğramış yoksul köylüleri ayaklandırıp Sultan Süleyman’ın tahtını sallayan Baba Zünnun gibi, ‘Yoksullar hakkını almalı’ diye haykıran ve Yavuz Sultan Selim’e başkaldıran Şeyh Celal gibi, ‘Tarih kavga verip yenilmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları asla unutmaz’ diyen Şeyh Bedrettin gibi…
“Düşümüz ve mücadelemiz; sanatla pekişmiş, kültürle donatılmış bir dünyanın, nefret dili yerine barışı ve sevgiyi esas alan bir toplum yaratabilmesi adınadır.”