Eren Keskin : ‘Fail olan devlet güçleri cezalandırılmadı’

Eren Keskin : ‘Fail olan devlet güçleri cezalandırılmadı’

Jin News’den Gülistan Azak’a konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin “Erkek devletin meşrulaştırdığı şiddeti dışarıdaki erkekler uyguluyor” dedi.  Son zamanlarda kadına, çocuğa ve hayvana yönelik şiddet Türkiye’de korkutucu düzeyde artış göstermekte. Bölgede asker ya da polis tarafından süren kadına ve çocuğa dönük suçlara ve İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına ilişkin İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin Jin News’e değerlendirmelerde bulundu.

İSTANBUL – Asker ya da polis tarafından kadına ve çocuğa yönelik işlenen suçlara dönük cezasızlığın uzun bir geçmişi olduğuna dikkat çeken İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “Erkek devletin meşrulaştırdığı şiddeti dışarıdaki erkekler uyguluyor” dedi.
Son zamanlarda kadına ve çocuğa yönelik suçlarda artış yaşanırken, bölge kentlerinde ise bu suçlar daha çok asker ya da polisler tarafından işleniyor. Geçtiğimiz günlerde Şırnak’ta bir Jandarma Özel Harekat mensubu olan uzman çavuş Aslan A., 13 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulundu. Ertesi gün ise Batman’da uzman çavuş M.O.’nun 18 yaşındaki bir kadına tecavüz ettiği ortaya çıktı. Şırnak’taki fail, halkın tepkisi sonucu tutuklanırken, Batman’da ise fail erkek, serbest bırakıldı. Ardından da Hani-Dicle yolunda iki uzman çavuşun ve Hanili olduğu öğrenilen iki çocuğun içerisinde bulunduğu araç kaza yaparken, bu çocukların neden orada olduklarına dair ise bilgi edinilemedi.
Bunlar sadece son bir hafta içerisinde basına yansıyan suçlar olurken, bölgede asker ya da polislerin kadın ya da çocuğa dönük suçlarda bir geçmişi de olduğu biliniyor.
1990’lı yıllarda asker-polisin cinsel saldırı ve işkencelerinin olağanlaşması ile henüz yüzleşilmemiş adeta yeni vakalara davetiye çıkarırcasına failleri bölgeye gönderilmişti. Mardin’in Derik ilçesinde 1993-1994 yılları arasında 13 köylünün faili meçhul bir şekilde katledilmesi ve Şükran Esen’e gözaltında tecavüzün sorumlusu olarak yargılanan, tüm tanık beyanlarına ve adli tıp raporlarına rağmen beraat edilen Tuğgeneral Musa Çitil,  tümgeneral yapılmış, üstüne bir de Diyarbakır’a atanmıştı.
Yine 1993-94 yılları arasında gözaltına alınan Şükran Esen, Musa Çitil’in karakol komutanı olduğu dönemde bizzat onun talimatıyla cinsel işkenceye maruz kaldığını İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’e anlatmıştı. Yapılan suç duyurusun ardından başlatılan soruşturma, ‘ırza geçme’ ve ‘kötü muameleden’ Musa Çitil’in de aralarında bulunduğu 405 askerin yargılanmasına dönüşmüştü. Adli Tıp, tecavüze ilişkin rapor vermesine rağmen Musa Çitil hakkında beraat kararı vermişti.  Dava daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderilmişti. AİHM “etkin soruşturma yürütülmediği” gerekçesiyle Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum etmişti.
Tüm bunlara rağmen kadına ve çocuğa yönelik suçlarda faillerin cezalandırılmasını, şiddetle mücadelenin bütüncül politikalarla desteklenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi, AKP-MHP iktidarının “çekilme” ya da “çekince koyma” gibi tartışmalarıyla gündeme getirildi. Kadın savunucuları ise, sözleşmenin kaldırılması durumunda kadın katliamı bilançosunun ağırlaşacağı konusunda uyarıyor.
Bölgede asker ya da polis tarafından süren kadına ve çocuğa dönük suçlara ve İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına ilişkin İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin değerlendirmelerde bulundu.
‘Fail olan devlet güçleri cezalandırılmadı’
Bölgede devletin kadına ve çocuğa yönelik suçlarda uzun bir geçmişi olduğunu belirten Eren, bu suçlara ilişkin dosyaların büyük bir kısmının cezasızlık ile sonuçlandığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Batman’da İ.E.’ye tecavüz eden M.O.’nun serbest bırakılmasını örnek olarak veren Eren şunları dile getirdi: “Bugün yaşananların çok benzerlerini bizler yıllar önce de yaşadık. Herkesin hatırladığı olaylar vardır. Şükran Aydın, Şükran Esen olayı ve ismini anamayacağımız kamuoyuna yansımasını istemeyen yüzlerce kadının dosyasına girdik. Bütün bu süre içinde gördük ki, cinsel işkence faili olan hiçbir devlet gücü bugüne kadar iç hukukta cezalandırılmadı. Evet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye ceza aldı ama iç hukukta büyük bir cezasızlık söz konusu. Batman’da yıllar önce yaşanan kadın intiharları herkesin aklındadır. O kadın intiharlarının arkasında da hep devlet güçleri özellikle askerler tarafından gerçekleştirilen kadınlara yönelik cinsel saldırı olayları vardı. O nedenle bugün yaşananları dünle birlikte değerlendirmek gerekiyor.”
‘Yaşananlar, meşrulaştırılan şiddetten ayrı düşünülemez’
İktidarın bugünlerde dahi söylemleriyle şiddeti meşrulaştırmaya devam ettiğini belirten Eren, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz aylarda Diyarbakır’da yaşanan bir olay için “Talimat verdim, yakalayınca lime lime edin” sözlerini hatırlattı. Bunun “açık işkence talimatı” olduğunu ve en çok kadın ve çocukları etkilediğini kaydeden Eren, “O nedenle ne Gülistan Doku olayını, ne Şırnak’ta 14 Temmuz günü asker Aslan A.’nın cinsel istismara maruz bıraktığı olay ne de ertesi gün Batman’da asker M.O.’nun tecavüzüne maruz kalan kadının ne de dün cenazesi ortaya çıkan Pınar Gültekin olayını bu meşrulaştırılan şiddetten ayrı düşünmek mümkün değil. Yaşamın her alanında devlet tarafından meşrulaştırılan bir şiddet var. Erkek devletin meşrulaştırdığı şiddeti dışarıdaki erkekler uyguluyor. Bizler bu nedenle ‘kadına yönelik şiddet ve cinayetler politiktir’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Açıkça ‘yapıyoruz’ diyorlar’
Kadına ve çocuğa dönük suçların arttığı bir süreçte hükümetin İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmak istemesine tepki gösteren Eren, sözleşmenin kadın kurtuluş mücadelesinin kazanımı olduğunu, bu nedenle kaldırılmasına izin verilmeyeceğinin altını çizdi. İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekmenin “açıkça kadına yönelik şiddete prim vermek” olacağını belirten Eren, şiddetin devlet tarafından alenileştirildiğini vurguladı. Eren, “30 yıldır insan hakları mücadelesinde yer alan biriyim. Ama bu kadar açıkça devlet tarafından şiddetin meşrulaştırıldığını ilk kez yaşıyorum. Evet, hep uyguladılar şiddeti. Burası soykırımlar coğrafyası. Ama ‘biz yapmadık’ deyip reddederlerdi. Şimdi açıkça ‘yapıyoruz’ diyorlar. Yani jandarma, istihbarat ve polis değişik isimlerle açtıkları Instagram sayfalarında işkence görüntüleri yayınlıyor. Bu kadar açık yapıyorlar artık. O nedenle değişik bir süreç yaşıyoruz. Kadına ve çocuğa dönük şiddet suçları göz önündeyken, bu suçları protesto eden kadınlara polislerin şiddet uyguladığına şahit oluyoruz. Böylesi karmaşık, ironik bir durum içindeyiz” diye konuştu.
Eren son olarak, “Kadınların işi zor ama mücadelesi bitmez. Yönetenler de bence bu mücadeleden korkuyorlar” dedi.
Gülistan Azak
CATEGORIES
TAGS
Share This