BAŞKA BİR İSKOÇYA MÜMKÜN !..

BAŞKA BİR İSKOÇYA MÜMKÜN !..

İskoçya Bağımsızlık Referandumu…

Britanya adasının kuzeyinde bir ülke var, adanın en eski ve kurucusu bir halk, bir ülke: İskoçya..

Gealic dilini, ulusal varlığını neredeyse kaybetmek üzere olan bir ulus: İskoçlar..

İskoçya halkı bağımsızlık için referanduma gidiyor. 15 Ekim 2012 tarihinde İskoçya Birinci Bakanı Alex Salmond ile Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron tarafından imzalanan Edinburgh Antlaşması ile atıldı. Antlaşmayla referandumun 2014 yılı sonundan önce gerçekleştirilmesi ve referandumda bağımsızlık ile ilgili tek bir sorunun sorulması kararlaştırılmıştı. Alınan bu karar şimdi uygulamada ve 18 Eylül akşamı sonuçları belli olacak. Bu referandumun sonucu sadece İskoçya için belirleyici olmayacaktır. Aynı zamanda dünya nın devletsiz diğer halkları için de örnek teşkil edebilecektir. Egemen ulusların boyunduruğundan çıkıp bağımsızlık elde etmek için mücadele eden ulusların tanınması ve yol haritasının çizilmesine de vesile olabilir. Galler, İrlanda, Katalanlar, Bask, Kıbrıs Türkleri, Kürtler, Tamiller ve daha ismini sayamadığımız diğer halklar…

İskoçlar başka bir İskoçya mümkündür diyebilecekler mi? Yoksa yüzyıllardır İngiliz egemen sistemine devam kararı mı verecekler? Bunun yanıtını yakında öğreneceğiz.

Britanya da ki Birleşik Krallık yönetiminden ayrılıp bağımsız bir ülke olmak için referanduma gidecek olan İskoçya referandumu Avrupa da ve İngiltere epeyce gündem işgal etmektedir. Hatta dünya nın diğer bölgelerinde bağımsızlık mücadelesi veren halklara örnek te teşkil edebileceği kaygısıyla bu referandum kamuoyunda önemseniyor. Belki nüfus ve toprak bakımında büyük değil ancak siyasi mesajı yüksek olacağı için İskoçya’nın bağımsızlık için sandık başına gideceği 18 Eylül tarihi İngiltere’nin de dönüm noktasıdır.

1997 yılında Britanya İşçi Partisi hükümeti İskoçya, Galler ve İrlanda’ya yerel hükümet yetkisi verdi. Yerel hükümetin parlamentosu da olacaktı. Bir nevi otonom bölgeler ilan edildi. 1999 yılında yapılan ilk yerel seçimde 129 İskoçya parlamenteri seçildi. İçerde otonom İskoçya ülkesi dışarda Birleşik Krallığa (Büyük Birtanya) bağlı olacaktı. Benzer haklar ve özerkli Galler ve kuzey İrlanda ya tanınmıştı.

300 yılı aşkın bir süredir devam eden bir birlikteliğin ardından İskoçya, esasen İskoç toplumunda uzun zamandır bağımsızlık ülküsü var. Bir kaç kez ayrılmak, bağımsız olmak için silaha sarıldı, İngilizlerle savaşları oldu, referandumla ayrılma istekleri oldu ancak üç asırdır gerçekleşmedi bu istek. Birleşik Krallığı’n İskoçya Parlamentosu’na yetki devretmesine neden olan bağımsızlık fikrini, 18 Eylül 2014 tarihinde düzenlenmesi öngörülen referandumda halkın görüşüne sunacaktır. Yapılacak olan Referandum ‘da bir tek soru var ‘ İskoçya Birleşik Krallıktan ayrılmasına evet mi? Hayır mı?’ ..İşte İskoçya halkı kendi geleceği için sandık başına gidecek.

İskoçya Parlamentosu’ndaki Siyasi Partilerin Dağılımı:

2012 seçimlerine göre 129 parlamenterden oluşan İskoç Parlamentosu’nda

İskoçya Ulusal Partisi (69),İşçi Partisi(37), Muhafazakâr Parti(15), Liberal Demokratlar(5)

Yeşiller Partisi(2) olmak üzere 5 siyasi parti temsil edilmektedir. Meclis’te 1 bağımsız sosyalist parlamenter bulunmaktadır. İskoçya Ulusal Partisinin başkanı Alex Salmon’dur.

Yerel parlamentosu her ne kadar özerk olsa da Londra’da ki Avam ve Lordlar Kamarasına bağlı bir bölge durumundadır İskoçya. Yani Londra’dan yönetilmiş tarihi bir İngiliz sömürgesidir.

İskoçya’da kullanılan temel resmi dil İngilizce olmakla birlikte İskoçça ve İskoç Galcesi de kullanılmaktadır. 1997 de Özerk olan İskoçya da kendi dillerine bir dönüşte başlamıştı. Neredeyse yok olan ana dilleri yeniden kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin, 2001 nüfus sayımı sonuçlarına göre İskoçya’da 65.674 kişi, bir diğer ifadeyle nüfusun yaklaşık %1,3’ü Galce konuşabilmekte, yazabilmekte ya da okuyabilmektedir. 2014 yılında bu sayının ve yüzdelerin en az üç katına çıktığı belirtilmektedir.

İskoçlar, kendi ulusal kültürleri , toprak ve geleneklerine bağlı, geçmişlerini sürekli canlı tutan, İngilizler’den farklı bir millet olduklarını vurgulayarak ulusal kimliklerini ön plana çıkaran ve tarihe önem veren bir ulus olarak bugüne kadar gelebildiler. Bununla birlikte, İskoç ulusalcılığı somut sonuçlar doğuracak biçimde canlanması ancak 20’nci yüzyılda gerçekleşmiştir, 1934 yılında kurulan İskoçya Ulusal Partisi (SNP) tam bağımsızlık programından hiç vazgeçmedi. Bugün yerel iktidar olan SNP bu Referandum da tek başına diğer bütün partilere, büyük şirketlerin tehditlerine, NATO ve AB üyelikleri, İngiliz parası ve Merkez bankasının yaptırımlarına inat Referandum da ayrılık çıkması için mücadele ediyor. Londra da ki Avam Kamarasının sağlı-sollu bütün partilerine karşı tek başına kavga veriyor. İngiliz egemen ulus yönetimini red edip bağımsız bir İskoçya’yı savunuyor.

İSKOÇYA’NIN İNGİLİZ KOLONİSİ OLMASININ SOMUT TARİHİ 300 YIL

Aslında 1900 yılı aşkındır İngiltere ile olan, daha doğrusu onun egemenliğinde ki ada aynı yönetim, dinsel inançları paylaşan İskoçya’nın İngiliz kolonisi olmasının somut tarihi yaklaşık 300 yıldır. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in varis bırakmadan ölmesi üzerine, kraliçenin en yakın akrabası olarak İskoçya Kralı VI. James tahta geçmiştir. I.James adıyla 1603 yılında taç giyen kral, İskoçya ile birlikte, İngiltere’yi, 12’inci yüzyıldan beri değişen derecelerde İngiliz tacı altında bulunan İrlanda’yı ve 1536’da İngiltere ile siyasi olarak birleşen Galler’i Londra’dan yönetmeye başlamıştır. İngiliz egemen ulus devleti ada da ki diğer ulusları İskoç, Galler ve İrlanda’lıları kendi boyunduruğu altında yüzyıllarca tutmuştur. Güneşin üzerinde batmadığı imparatorluğun bekçiliğini, hamallığını ve savaşlarda en öne sürme görevini bu halklara vermişti. İngiliz sömürgeciliğinin en vahşi uygulamaları bu halklar üzerinde denenmiştir. Birleşik Krallık adıyla aldatılan İskoçya halkı 1715 ve 1745 tarihlerinde olmak üzere birkaç kez bağımsızlık için ayaklanmışlarsa da başarılı olamamışlardır.

 

Silahla, savaşla bağımsızlıklarını alamayan İskoçya halkı bu referandum da sandık ta elde edebilecek mi?..

Kıran kırana bir yarış var. SNP’nın bağımsızlık için EVET cephesinin destekçisi sadece halk ve gençlik. SNP’nin referandum da ki masrafı 1.4 milyon sterlin iken Hayır cephesini oluşturan birlikçiler, İngiliz egemen ulusun partileri ise 2.5 milyon sterlin harcadılar. Fakat İngiliz medyası, büyük sermayesi, bankalar, sigorta ve enerji şirketleri şimdiden bağımsızlık isteyenleri tehdit ediyorlar. Eğer referandum da bağımsızlık için EVET çıkarsa merkezlerinin Glasgow ve Edingbury’yi yani İskoçya’yı terk edip Londra taşınacağını açıkladılar. Büyük tekeller bağımsızlık isteyenleri ekonomik olarak İngiliz emperyalizminin çıkarları doğrultusunda tehdit ediyorlar. Referandumun sonuçlarını etkileyecek yanlı açıklamalar yapıyorlar. Londra da ki İngiliz Hükümeti, muhalefet partileri, şirketler ve sermayedarlar İskoçya halkının iradesine ipotek koymaya çalışıyorlar.

IMF, NATO, AB ve benzeri üye olunan birlik ve paktlardan kovulacağı tehdidi, Pound denilen sterlin para sisteminden düşürüleceği şeklinde açıklamalarla referandum da ki bağımsızlık ruhu etkilendirilip, korku yayılıyor. Bütün gözler 18 Eylül akşamına çevrildi, BBC ve diğer İngiltere medyasının duyuracağı sonuçlarda EVET mi HAYIR mı olacağını öğrenebileceğiz.

REFERANDUMUN ANAHTARI GÖÇMENLERDE

33 belediye bölgesinde ki İskoçya ülkesinde toplam 4.1 milyon seçmen referandum da oy kullanacak. Evet bağımsızlık, Hayır ise Birleşik Krallık’ta kalma anlamındadır. İskoçya’da son yüzyılda yerleşen yaklaşık 800 bin göçmen bulunuyor. Asya, Afrika, doğu Avrupa ve Ortadoğulu bu göçmenlerin yaklaşık 5 bini Türk ve Kürt’lerdir. Ayrıca işi veya ailesinden dolayı İskoçya da yaşayan yerleşik 500 bin İngiliz bulunmaktadır. Göçmenlerin ezici çoğunluğunun yani yüzde 55-60’nın İskoçya’nın bağımsızlığı, İngilizlerin ise yüzde 65’inin Birleşik Krallık’ta kalma için oy kullanacağı varsayılıyor.

REFERANDUM SONUCU

18 Eylül 2014’te yapılacak olan Bağımsızlık Referandumu İskoçya da gerçekleşecektir. Referandum da bağımsızlık çıkmazsa zaten yapılacak bir değişiklik yok eski sistem devam edecektir. Şu anda yapılan değişik anketlere bakılırsa kafa kafa ya giden bir durum yaşanıyor. Daha bir hafta var ve çok şey değişebilir ancak ki The Times gazetesinin yayınladığı ankete göre bağımsızlığa EVET’ diyenlerin oranı 1-2 puan ilerde, yani % 52 dolayındadır. Bu haberden sonra İngiltere Başbakanı David Cameron, koalisyon ortağı ve Liberal demokrat Parti başkanı Nick Clegg ve muhalafet lideri ve İşçi Partisi başkanı Ed Milliband koşa koşa İskoçya ya gittiler. 10 Eylül günü deyim yerindeyse İskoçya ya bir çıkartma yaptılar. Toplanı ve konferanslarda konuşmalar yaparak Referandum da HAYIR oyu kullanılmasını istediler. Birleşik Krallıkta kalmanın önemini defalarca tekrar ettiler. Oysa yüzyıllardır İskoçya zaten birlikteydi ve bundan razı kalmadığı için ayrılmak istiyordu. Egemen sınıfın ve egemen ulusun, kraliçenin simgesel de olsa yönettiği Monarşi’nin bütün partiler İskoçya halkının iradesi karşısında bir tek partiye dönüştüler, birleştiler, aman ha sakın bağımsızlık için oy kullanmayın kampanyası başlattılar. İskoçya yı abluka altına alıp halkın iradesini etkilemeye çalışıyorlar.

İskoçya’nın bağımsızlık referandumu biraz da Kanada’nın doğusunda ki Qebek (Kebek)’e benzetiyorum. Fransız asıllı Kebekliler sık sık referanduma giderlerdi ve Kanada’dan ayrılıp bağımsız Kebek devleti kurmak istiyorlardı ve her referandum sonucunda ise bir kaç puanla kaybedilirdi bu rüya. Orta ve batı da ki İngiliz hakimiyetine karşı doğu da ki Fransız Kebek devleti kurulamıyordu.

Eğer İskoçya bu dayatılmış kaderine hayır derse Britanya adasında ilk defa ikinci bir bağımsız devlet ortaya çıkacaktır. İsmi İskoçya. Yüzyıllardır ekonomik, sağlık, eğitim, konut, iş, askeri, siyasi ve idari olarak bağlı olduğu İngiliz ulusu –sermayesi egemenliğinde ki Birleşik Krallık’tan ayrılmış olacak. Kraliçe’nin hükmettiği ada da farklı bir halk devleti kurulacak.

Kral ve Kraliçe olmayacak. Britanya adasında monarşi yönetimine son verilecek, en azından İskoçya da..

İSKOÇYA KRONOLOJİ :

Bazı kaynaklara göre M.Ö 4000 yıllarından bu yana İskoç-Gelik milletinden söz edilir. Hatta en az 8500 yıllık tarihi olduğunu söyleyen de var. Buzul çağında Britanya adasına ilk gelen İrlanda’lılar gibi eskiler. Roma imparatorluğu döneminde söz edilen İskoçların yazılı tarihi 1. Yüzyıldan itibaren bilinmektedir. Gaelic kralı Dál Riata tarafından 6. Yüzyılda kurulduğu iddia edilen İskoçya yüzyıllarca Birleşik Krallığın himayesindeydi. Bir başka kültürü, dili ve coğrafyası olan İskoçların iktisadi yaşamları da farklıydı. Hep krallıklarla yönetildi ve son 3 asırdır İngiltere ile Birleşik Krallıktadır.

İskoçya; İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda ile birlikte Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallık’ı oluşturan dört ülkeden biridir. İskoçya, 77.900 km² yüzölçümü ile Birleşik Krallık’ın toplam yüzölçümünün yaklaşık %32,3’ünü; 27 Mart 2011 tarihinde yapılan son nüfus sayımı verilerine göre ise 5.295.400 olarak kaydedilen nüfusu ile de Birleşik Krallık’ın toplam nüfusunun yaklaşık %8,4’ünü oluşturmaktadır. 4.1 milyon seçmeni bulunuyor. Yüzölçümü ve nüfus oranının da ipucu verdiği şekilde İskoçya, nüfus yoğunluğu düşük bir ülkedir; nitekim 2010 yılı verilerine göre km² başına 67 kişi ile 4 ülke arasında en düşük nüfus yoğunluğuna sahip olan İskoçya’dır.

2011 nüfus sayımının din ile ilgili verileri İskoçya için henüz açıklanmadı ancak 2001 nüfus sayımı sonuçlarında elde edilenlere göre ise %42,4’ü İskoçya Kilisesi’ne bağlı olmak ve %15,9’u da Katolik olmakla üzere İskoç halkının %65’inin Hıristiyan olduğunu göstermektedir. Yine sayım sonuçlarına göre, İskoçya nüfusunun %27,6’sı herhangi bir dine mensup değildir. Protestan mezhepli sayısının çoğunluk olmasının büyük etkisiyle de yüzyıllarca din kardeşliği adıyla İngiliz egemenliğinde kalmasına neden oldu. Hatta çok sayıda İskoç asıllı protestan kuzey İrlanda’ya yerleştirilerek orada ki Katolik inanç ve İrlanda ulusalcılığı kırılmaya çalışılmıştı.

Britanya Ulusal İstastikler kurumunun 21 Mart 2013 tarihinde açıklanan verilerine göre, İskoçya’da 65 yaş ve üzeri nüfus ilk kez 15 yaşın altındaki nüfustan fazladır. Sayım sonuçlarına göre İskoçya nüfusunun %17’si 65 yaş ve üzeri kişilerden oluşurken, nüfusun %16’sı 15 yaşın altındadır.

Dağlık bir ülke olan İskoçya’nın üç tarafı denizlerle çevrili ve Atlantik okyanusunun doğu kıyısında çok sayıda adaya sahiptir. Britanya ortalamasına göre oldukça sert ve soğuktur. Gulf Stream nedeniyle, yağış oranı Londra’dan biraz daha fazladır. En sıcak aylar olan Temmuz ve Ağustos’ta ortalama hava sıcaklığı 15-20 °C olarak seyreder.

1451’de kurulan Glasgow üniversitesi İskoçya’nın en eski üniversitelerinden biridir. Edingburg üniversitesi ise dünya çapında bilinen yüksek kalite eğitimi ile tanınır. Edinburgh Üniversitesi 1583 yılında kurulmuştur. Edinburgh Üniversitesi dünyanın en saygın üniversiteleri arasında yer almaktadır. 2010 yılında uluslararası üniversiteler arasında dünyanın en iyi 9. üniversitesi seçilmiştir. 9 Nobel Ödülü, 1 Abel Ödülü ve Olimpiyatlarda birçok altın madalya çıkaran Edinburgh Üniversitesi, Harvard, Oxford ve Cambridge gibi dünyaca ünlü ve prestijli üniversiteler arasında yer almaktadır.

2010 yılında Britanya Birleşik Krallık’ta kişi başına düşen milli hasıla 15.727 Sterlin olarak kaydedilirken, kişi başına düşen brüt harcanabilir gelir, aynı yıl için İngiltere’de 15.931 , İskoçya’da 15.342 , Galler’de 13.783 ve Kuzey İrlanda’da 13.554 sterlin olarak kaydedilmiştir. Fakat 2014 yılında bu rakam kişi başına düşen miktarın 25 bin sterline dayandığı açıklanmaktadır. İskoçya’nın gayri safi milli hasılaya katkısının ise yaklaşık 200 milyar sterlin olduğu tahmin edilmektedir.

İskoçya parlamentosu en son mali yıl rakamlarına göre toplam bütçesi 38.5 milyar sterlindir ancak bunun 30 milyar doğrudan Londra hükümetince kontrol edilmektedir. Ulusal sağlık, konut ve vergi sisteminin doğrudan kontrolü merkezi hükümetin elindeyken sadece eğitim ve bazı sosyal giderler ve gelirler de özerk olan bir İskoçya parlamentosu var.

İskoçya’nın en temel gelir ve geçim kaynağını özetlersek, başta petrol ve gaz gelir. Bunu takiben hayvancılık, Whiski üretimi, Balıkçılık ve tarım önemli ekonomik akarını oluşturmaktadır. Birçok yeraltı atom ve kimyasal santralların yanı sıra askeri üsleri ve sanayisi ile önemli bir ülkedir. Bazı uzmanlara göre bağımsız olursa daha zengin bir ülkeye dönüşeceği yönünde beyanlar var. İskoçya bir başka ülke olmak istiyor!

 

***

 

 

Kadim Laçin

info@kadimlacin.com

12 Eylül 2014

Londra

CATEGORIES
Share This