Başaran’dan kadınlara çağrı: Her alanda mücadele edelim, dayanışalım
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 7 Kasım’da 25 Kasım çalışmalarının startını vereceklerini duyurdu, kadınlara seslendi: “Biz kadınlar evlerde, sokaklarda, fabrikalarda şiddete karşı mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Gelin hep birlikte iktidarın kadın düşmanı politikalarına karşı bulunduğumuz her alanda mücadele edelim, ortaklaşalım, dayanışalım. Çünkü bizi yaşatacak olan birlikteliğimizdir, dayanışmamızdır, örgütlü mücadelemizdir.”
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyerek kadın gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
30 Ekim’de İzmir’de yaşanan depreme ilişkin konuşmasına başlayan Başaran, “Sadece deprem öldürmüyor, yürütülen politikalar sonucunda insanların hayatını kaybettiğine hep birlikte şahitlik ettik” dedi, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.
‘KADINLARIN KARARLI DURUŞU IŞİD’İN KARANLIK ZİHNİYETİNİ YERLE BİR ETTİ’
1 Kasım Dünya Kobanî Gününü’nün geride kaldığını hatırlatan Başaran, bu vesile ile Kobane’de tarih yazan başta kadınlar olmak üzere yaşamlarını yitirenleri andı. Başaran, “Bilinmelidir ki, Kobane direnişi ve sonrasında gelişen devrim, bir kadın devrimi olarak dünya tarihine geçti. Kadınların kararlı ve direngen duruşu, IŞİD’in karanlık zihniyetini yerle bir etti. Kadınlar, bugün Kobanî başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni yaşamın öncü güçlüğünü yapmaya devam ediyorlar.”
‘4 KASIM DARBESİ TEKÇİ ERKEK REJİMİNİN İNŞA PLANIDIR’
Partilerine yönelik 4 Kasım 2016’da gerçekleştirilen siyasi darbenin 4. yılı olduğunu hatırlatan Başaran, şunları söyledi: “AKP-MHP faşist bloku, 4 yıl önce bugün, eşbaşkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın aralarında olduğu binlerce yoldaşımızı bu darbe sonucu hukuksuz bir şekilde rehin aldı. 4 Kasım Darbesinin; faşizmin kurumsallaştırması, tekçi erkek rejimini ve eril tahakkümü inşa etme planı olduğunu biz çok yakından biliyoruz.
‘YOLDAŞLARIMIZ ZİNDANDA DA OLSA MÜCADELELERİ DUVARLARI AŞIYOR’
Bu vesileyle; buradan, Kandıra’dan, Sincan’a, Edirne’den Amed zindanındaki yoldaşlarımıza; Sebahat’e, Gülten’e, Gülser’e, Figen’e, Çağlar’a, Aysel’e, Ayla’ya ve ismini sayamadığım kadın yoldaşlarımız başta olmak üzere selam yolluyoruz. Gülser yoldaşımızın buradan bir cümlesini aktarmak istiyorum. Gülser yoldaşımız 4 duvar arasında rehinken “bizler biliyoruz ki, tutsak arkadaşlarımızın yürek gözleri beton duvarları değil, yıldızları görüyor” demişti. Çünkü onlar zindanlarda da olsa, verdikleri direniş ve mücadele duvarları aşıyor, dışarıya taşıyor, hepimize güç veriyor.”
‘HADDİNİZ DEĞİL BEDENİMİZ ÜZERİNDEN SÖZ SÖYLEMEK’
Partilerinin, kadın partisi olduğu için de hedef alındığını vurgulayan Başaran, “saldırılar, kadın partisi olma iddiası olan kadın rengimizedir, kadın mücadelemizedir, eşbaşkanlık sistemi ve eşit temsiliyet ilkesinedir” dedi. Başaran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Evet, kadınlara yönelik saldırıların, baskıların hız kesmediği bir haftayı daha geride bıraktık. İktidar kadınlar adına söz kurma haddini göstermekten vazgeçmedi. Yine kadın bedenine yönelik cinsiyetçi saldırılarını sürdürdü. Kadın bedenine yönelik cinsiyetçi politikalar geçen hafta da devam etti. İktidar 2021 yılı programında, kadınların kaç çocuk doğuracağına karar vermiş! Cumhurbaşkanı kadınların kaç çocuk doğurmasını ifade ediyordu şimdi de programa almış.
“İktidar, neredeyse kadınların ovulasyon dönemlerini bile takip edecek duruma geldi maalesef! Bedenlerimiz üzerinde söz hakkı kurma hakkınız ve haddiniz olmadığını buradan bir kez daha söylüyoruz. Haddiniz de değil, bedenimiz üzerinden söz söylemek ve programlar yapmak.
“AKP erkek iktidarı, kadınların kaç çocuk yapacağına kafa yormasın, İzmir depreminde enkaz altında çıkan çocukların can güvenliğini sağlasın, yoksulluk nedeniyle eğitim alamayan çocuklara güvenli ve eşit bir yaşam sağlasın, eğitim alamayan çocukların sorunlarını çözsün, çocuk istismarını meşrulaştıracak yasalar getirme çabasından vazgeçsin! Eğer ihtiyaçsa çocukların kadınların ihtiyaçlarını buradan ifade edelim.”
‘KADINLARIN TALEBİ ‘KADIN ÜNİVERSİTELERİ’ DEĞİL, ÖZGÜR BİR ÜLKEDE YAŞAMAK’
Bu haftanın bir diğer gündeminin de kadın üniversiteleri olduğunu hatırlatan Başaran, Japonya’ya giden Erdoğan’ın “kadın üniversiteleri açmak istiyoruz” dediğini söyledi. “Biliyoruz ki bu ülkede bahsedilen kadın üniversitelerinin amacı, pozitif ayrımcılık ya da kadına daha özgün çalışmalar yapabileceği alanlar yaratmak değil” diyen Başaran, AKP’nin kendi tekçi, gerici bir yapıyı oluşturmak için bu üniversiteleri de araçsallaştırdığını söyledi.
Başaran, sözlerine şöyle devam etti “Kadınlar, her fırsatta kendilerini sosyal ve ekonomik hayattan adeta silmeye çalışan bu zihniyetin açmaya çalıştığı bu üniversiteyi günlerdir reddettiklerini ifade ediyorlar. Türkiye’de bugün kadınların üniversitelerle ilgili problemlerini çözmek istiyorlarsa bunlardan birkaçını sayalım. Binlerce kadın bu süreçte 2016 darbe girişimi bahane edilerek çıkarılan OHAL sonucu KHK ile işinden edilerek akademiden uzaklaştırıldı. Kadınların kadın üniversitesi talebi yok. Bugün birçok kadın üniversitelerde mobbinge uğruyor ve şiddetin farklı biçimlerine maruz kalıyor. Yine binlerce kadın öğretmen atama bekliyor.
“Kadınların, kadın üniversiteleri talebi yok; kadınlar eşit, parasız, anadilinde, bilimsel ve toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan üniversitelerde okumak istiyor. Kadınlar her şeyden önce özgür bir ülkede yaşamak istiyor, haklarının gasp edilmediği, kısa etek giydiği için katledilmediği, emeğinin sömürülmediği, siyasi iradesinin yok sayılmadığı, şiddete maruz kaldığında gidebileceği mekanizmaların kapatılmadığı, yaşam hakkının korunduğu bir ülkede yaşamak istiyor.”
‘HALK SAVAŞ BÜTEÇESİNİ, KADINLAR DA İKTİDARIN ERKEK BÜTÇESİNİ İSTEMİYOR’
AKP’nin 2021 bütçesinin de daha öncekiler gibi savaş ve saraya ayrıldığını vurgulayan Başaran, HDP olarak geçtiğimiz günlerde “toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe çalıştayı” düzenlediklerini hatırlattı. Kadınlardan nasıl bir bütçe istediklerine dair güzel öneriler aldıklarını bildiren Başaran, önümüzdeki günlerde de her kesimden kadınla görüşerek hazırlayacakları raporu kamuoyuna açıklayacaklarını, Melis’e sunacaklarını açıkladı. Başaran, “Toplumdan gizlenen bir bütçe var karşımızda, ama kadınlar iktidarın savaş bütçesini istemiyor. Savaşa, yandaşa, ranta aktarılan cinsiyetçi bütçe değil, cinsiyet eşitlikçi bütçe önerilerimizi önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Çünkü biliyoruz ki halk; iktidarın savaş bütçesini istemiyor, kadınlar iktidarın erkek bütçesini istemiyor” şeklinde konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’nin hala iktidarın hedefinde olduğunu anımsatan Başaran, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü yaklaşırken kadına yönelik şiddet ve katliamların sürdüğünü hatırlattı. Buna rağmen iktidarın, cinayetleri önlemek yerine hala İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamadığını ve sözleşmeden çekilmeyi tartıştığını ifade eden Başaran, kadın cinayetlerine, şiddete karşı mücadele eden kadınların ise tutuklandığını söyledi.
‘BİZ ERKEK EGEMENLİĞİNE KARŞI 365 GÜN TETİKTEYİZ’
Son olarak TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökhan’ın da aralarında olduğu 14 kişinin gözaltına alındığını anımsatan Başaran, “İktidar, kadınları koruyan sözleşmeden, kadınlara açılan alana, kadına dair her kazanıma topyekûn saldırıyor. Ama kadınlar vazgeçmeyecek biz vazgeçmeyeceğiz. Biz kadınlar erkek egemenliğine karşı 365 gün tetikteyiz ve mücadele ediyoruz.”
7 Kasım’da pilot illerde yapacakları çalışmalarla 25 Kasım’ın startını vereceklerini de açıklayan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, “Erkek-devlet şiddetine karşı mücadeledeyiz” sloganıyla sokaklarda, alanlarda kadınlarla birlikte olacakların ifade etti.
Başaran, konuşmasını şöyle tamamladı: “Katledilen kadınların hesabını soracağız, kayyım rejimine karşı ses yükseltmeye devam edeceğiz. Kesintisiz bir şekilde ev ev, kapı kapı, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak kadınlarla bir araya geleceğiz, dayanışmamızı ve örgütlülüğümüzü büyüteceğiz.
“60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde kanlı diktatöre karşı mücadele ederken katledilen Patria, Minerva ve Maria Mirabel Kardeşlerin bıraktığı mirasa bizler sahip çıkıyoruz. Mirabel Kardeşlerden Sevgili Maria’nın dediği gibi, ‘Haklı olan her şey için mücadele etmeye devam edeceğiz’ Çünkü haklı olduğumuzu çok iyi biliyoruz.
‘BİZİ YAŞATACAK OLAN BİRLİKTELİĞİMİZDİR, DAYANIŞMAMIZDIR, ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDÜR’
“Erkek egemen zihniyete karşı her zaman dimdik durmaya devam edeceğiz. Biz kazanımlarımızı kolay elde etmedik, her bir kazanımımızda yüzlerce kadının emeği, alınteri var. Biz kadınlar evlerde, sokaklarda, fabrikalarda şiddete karşı mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Buradan bir kez daha kadınlara da sesleniyoruz; gelin hep birlikte iktidarın kadın düşmanı politikalarına karşı bulunduğumuz her alanda mücadele edelim, ortaklaşalım, dayanışalım. Çünkü bizi yaşatacak olan birlikteliğimizdir, dayanışmamızdır, örgütlü mücadelemizdir.”