Ankara Antlaşması’nda kazıklamanın ‘Arz Talep’ bahanesi

Ankara Antlaşması’nda kazıklamanın ‘Arz Talep’ bahanesi

Hiç kuşkusuz işletme sahiplerinin yaptıkları iş karşılığında harcamış oldukları toplam zamanı karşılayabilecek düzeyde bir ücret talep etmesi kabul edilir bir durum. Yani hiç bir özel işletme sırf hayır işleri yapmak için kurulmuyor. Ya da zor durumda olan kişilere zor durumlarından dolayı yardımcı olmak için işlemiyor. Bu zaten Kapitalizmin genel geçer kurallarına aykırı bir durum.

Kuşkusuz ki bugün ki mevcut ekonomik işleyiş modelimiz (Market Economy) yani serbest piyasa ekonomisi, yani fiyatların hükümet tarafından değil de pazarın kendisi tarafından belirlenip dengelendiği ekonomik model. Ancak kapitalist ekonomik işleyişte dahi ortalama belirlenen fiyatın üzerine yapılan işler ve verilen hizmetler çok kaba bir deyimle vatandaşın kazıklanması anlamını taşıyor.

Tam da burada son bir kaç yıldır yeni bir yaşam umudu ile buraya Ankara Antlaşması ile gelenlerin karşı karşıya kaldıkları akıl almaz talepler üzerinde durmak gerekir. Son zamanlar da Ankara Antlaşması ile buraya gelmek isteyenlere bazı şahıs ve firmaların danışmanlık ücreti adı altında uyguladıkları fahiş fiyatlar dudak uçuklatan cinsten. Kuşkusuz bu hizmeti hakkı ile yapan ve karşılığında da makul ücret alan onlarca avukatlık ve danışmanlık firması var bu yazıyı onları tenzih ederek yazıyorum.

Ancak yeni bir hayat kurma umudunu sömüren o kadar çok kişi ve firma var ki bunlara karşı toplumsal bir karşı koyuşun olmaması, bunları teşhir edilmemesi kabul edilebilir bir durum değil.

Ankara Antlaşması başvurusu diğer vize başvurularının aksine tamamen ücretsiz. Yani bir kişi herhangi bir ücret ödemeden destekleyici evrakları ile birlikte başvurup, hiç kimseye bir kuruş para vermeden Ankara Antlaşmasına başvurabilir. Nitekim bu şekilde kendi yöntemleri ile gelen yüzlerce arkadaşımız var bunu belirtirken her halükarda uzman bir avukat ya da danışmandan bilgi almanın faydalı olacağını söylemeden geçmeyelim. Uzman bir avukat ya da danışmanın verdiği danışmanlık ve yaptığı başvuru karşılığında alacağı miktar da piyasa da üç aşağı beş yukarı bellidir. Yani iş planı, başvuru ve danışmanlık dahil kişi başı ortalama 2 bin sterlin alınmaktadır. Kendi içerisinde fazla bir rakam olsa bile avukat ya da danışmanın harcadığı zamanı dikkate alırsak kabul edilebilir bir rakam.

Ancak özellikle son zamanlar da bir kişi için 10 bin, 15 bin hatta 27 bin pounda varana kadar fiyat çeken danışman ve firmalar, bu toplumun çürüyüp birbirine olan güveninin tamamen sarsılmasına vesile olmuyor mu?

Hangi vicdan, merhamet bunu kabul edebilir. Bırakalım İnsanlığı, Kapitalizmin serbest piyasa ekonomik anlayışına bile ters olan bu durum karşısında sessiz kalmak, bu duruma ses çıkarmadan bu insanların daha iyi bir yaşam umudu ile gelenleri sömürmesine müsaade etmek kabul edilebilir bir durum değil. Bunu arz-talep bahanesi ile açıklamaya çalışmak, bundan ötürü fahiş fiyat uygulamak utanç verici bir durumdur.

Tabi ki de gazete aracılığı ile isim verip teşhir etmeyeceğim. Bu yazıyı okuduklarına onlar kendilerini bilecekler zaten. Ama bilmeleri gereken bir şey daha var. Yaptıkları ile belki ceplerine biraz daha fazla para atıyor olabilirler ama aslında koca bir toplumun giderek daha fazla yozlaşmasına sebebiyet verdiklerini unutmamalıdırlar.

Bura da yerleşik olan kurum ve kişilere bu meselenin çözülmesinde çok büyük görev ve sorumluluk düşmekte. Demokratik Kitle Örgütlerimiz, köye ve yöre derneklerimiz bu kazıklama durumuna karşı bir araya gelerek bunların teşhir edilmesinde önemli bir rol alabilir hatta kendi bünyelerinde oluşturulacak danışmanlık hizmetleri ile yeni yaşam umudu kuranların bu umut tacirlerinin eline düşmesine engel olabilirler. Ankara Antlaşmalılar ve karşı karşıya kaldıkları uygulamalar ile ilgili kurumların yapacağı bir saha çalışması durumun sadece başvurular konusunda uygulanan fahiş fiyat değil, çalışma koşullarından tutalım da konut koşullarına bir çok konuda dehşet verici sonuçlar açığa çıkartacaktır.

CATEGORIES
TAGS
Share This