‘Alternatif Olduğumuzu Göstermemiz Gerekiyor’
Birleşik Krallık Perşembe günü yapılacak genel seçimler için hazırlanırken, Tusc’ın Tottenham’daki sosyalist adayı Jenny Sutton yürüttüğü yoğun seçim kampanyasından sonra gazetemize konuştu. Kendisini sosyalist olarak tanıtan Sutton, kampanyasında yoksulluk, sağlık hizmetler ve evsizlik gibi sorunlara özellikle dikkat çekiyor. Tusc adayı ‘Tottenham’ı adalet için pembeleştirelim’ sloganıyla, pembe seçim broşürleriyle kesintilere ve göç karşıtlığı politikaların aksine eşitlikçi söylemleriyle kendisini halka tanıttı ve tanıtmaya devam ediyor.
Sutton, özellikte, UKIP’in öncülüğünde yürütülen yabancı karşıtlığı politikaların diğer partilerin de dahil olmasını eleştiriyor.
Sendikalar ve Sosyalist Koalisyon, Tusc, mevcut sistemi sorgulayan bir oluşum. Eski milletvekili olan Tusc’ın başkanı Dave Nellist, milletvekilliği maaşının %40’ını, fabrika işçisinin kazandığı kadar, alıp gerisini de bağışlayan siyasetçi olarak biliniyor. Ülke genelinde 135 adayla seçimlere giren Tusc’ın seçim beyannamesinin ana başlığı özelleştirilen kamu hizmetlerinin ve sanayilerin tekrar kamulaştırılmasıdır.
Çeşitli sosyalist ve sendika kurumlarından, 2010 yılında, oluşan Tusc’ın Tottenham adayı Sutton, İşçi Parti’li David Lammy’e karşı yarışıyor.
Öğretmen, sendikacı, anne ve aktivist kimlikleriyle kendisini tanıtan Sutton ile seçim kampanyası ve bölge için yapmak istediklerini konuştuk.
Tottenham’da 27 yıldır yaşayan Sutton, 21 yıldır da Esol öğretmenliği yapıyor. Birinci Körfez Savaşı süresinde, 1990 yılında, Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde (KCC) gönüllü olarak kadınlara Esol dersleri vermeye başladığını anlatan Sutton, orada öğretmenlik yapmaya karar verdiğini ve 1993 yılından itibaren Tottenham’daki CONEL kolejinde Esol öğrettiğini ifade etti.
Sendika çalışmalarında aktif yer alan Sutton, ırkçılık karşıtı, savaş karşıtı, göç hakları ve mülteci hakları kampanyaların içerisinde yer alan Sutton, aktivist olmanın yanında ve öğretmenliğinin nasıl geliştiğini şöyle anlattı: ‘‘Savaşa karşı çalışma yürütürken Kürt ve Türk kurumlarla çalışmaya başladım, öyle de İngilizce öğretmeye başladım ve Esol öğretmeni olmak için eğitim almaya başladım.’’
Annesi İskoç, babası Galer’li olan Sutton, Essex’te doğup, 1987 yılından itibaren Tottenham’da yaşıyor ve ‘Artık başka bir yerde yaşamak istemem’, diyor.
Sutton, bölgenin en büyük sorunlarının yoksulluk ve konut sorunun olduğunu ifade ediyor ve İşçi Parti’li Haringey belediye’sinin Hükümet’in kemer sıkma politikalarına karşı durmak için yeterli olmadıklarını belirtiyor. Sutton şöyle konuştu: ‘‘Tottenham’daki gençlik işsizliği Londra’da en yüksekte. Konut çok büyük sorun. Haringey belediyesi, belediye evlerini özel şirketlere satmak istiyor. Bölgenin yenilenmesine sosyal arındırma olarak görüyor- fakirleri bölgeden uzaklaştırıp zenginleri getirmek. Durum şöyle İşçi Parti belediyesi, merkezi Muhafazakar Parti’nin bütçe kesintilerine karşı gelmektense, düşürülen bütçelerine razı gelip açığı business rates, ve ticaretten çıkarmak istiyor, bunun için de bölgede daha varlıklı insana ihtiyacı var. Yoksulluk Tottenham’da büyük sorun. Sağlık sorunları büyük sorun. Belediye sağlık ve bakım hizmetlerine kesinti yapmayı planlıyor. Bu kesintileri yapmalarının sebebi de austerity uygulamalarını kabul etmeleri ve ret etmemeleri. Kesintilere karşı mücadele edilmesi gerekiyor. Belediye evlerini satmasalar, bedroom tax’ı uygulamasalar, ve merkezi hükümete kesintilerle çalışmaların imkansızlığını dayatsalar, gerekirse greve girip uygulamazlarsa çoğunluk kazanır. Siyasetçi gibi davranmıyorlar, bürokrat gibi davranıp sadece kesintileri uyguluyorlar.’’
KALKINDIRMA ADI ALTINDA YAPILAN PLANLAMALAR EN ÇOK FAKİR KESİMİ VURUYOR
Haringey belediyesinin 10 bin belediye evini yıkma planına karşı olan Sutton, yıkılan evlerin yerine tekrar sosyal konut yapılmayacağına ve Tottenham’daki yoksul halkın bölge dışına sürüleceğini ifade etti. Sutton, bölgeyi kalkındırmak için görülen planların aslında en çok yoksul insanları etkileyeceğini ifade etti. Londra Büyükşehir Belediye Başkanlığı İşçi Parti aday adayları arasında olan Lammy’in bu kampanyası için, inşaat sektöründe çalışan, yatırım şirketi, Cain Hoy’ın üst düzey yöneticilerinden, Jonathan Goldstein’dan maddi destek almasını eleştirdi. Sutton, şöyle konuştu: ‘‘Burada iki sorun var. Birisi, belediyenin kendi sosyal etki raporunda planların özellikle siyahi toplumu olumsuz etkileyeceğini belirtmesine rağmen, Lammy’in belediyenin bölgeyi rejenere etme planlarına karşı gelmemesi. İkinci sorun da, bir konut yatırım firmasının Lammy’in Londra belediye başkanlığı kampanyasına destek olmasıdır. Bu yasa dışı değildir, fakat, etik ve siyasi bir sorun var. Maddi çıkarlarının olduğu bir yerde, farklı yaklaşımları varken sıradan vatandaşların haklarını aradıklarını nasıl söyleyebilirler.’’
Sutton, Tusc olarak amaçlarının kesintilere karşı durmak, Ulusal Sağlık Hizmetleri’ni (NHS) korumak ve yatırım yapmak, kamu işlerini korumak, zenginlerin vergilerini arttırıp, nükleer silahlanmayı kaldırmak olarak anlatıyor.
Kampanya süresinde olumlu yanıtlar aldığını belirten Sutton, bir çok insanın, İşçi Parti’sinin kendilerini temsil ettiğini düşünmemelerine rağmen, Muhafazakar Parti’nin iktidar olmasını önlemek için İşçi Parti’ye oy vermeyi planladıklarını gördüğünü belirten Sutton, Lammy’in bölge halkına yabancılaştığını ifade etti.
Sutton, adil bir vergi sistemin oluşturulup ve özelleştirilen hizmetlerin tekrar kamulaştırılmalarıyla toplumun eşit düzeylerde yaşamasının mümkün olabileceğine vurgu yapıyor.
KESİNTİLER EN ÇOK KADINLARI ETKİLİYOR
Sutton, bir eğitimci olarak, ülkenin eğitim sisteminde, ve özellikle eski Muhafazakar Eğitim Bakanı Michael Gove’ın yaptığı değişikliklerle, büyük eksiklikler olduğunu gördüğünü dile getirdi.
Sutton, sosyal bakım hizmetlerine yapılan kesintilerden de büyük endişe duyuyor ve hasta bakımına yapılan bu kesintilerin ilk olarak kadınları etkileyeceğini ifade etti.
Liberal Demokrat Parti’nin artık önemsiz olduğunu ifade eden Sutton, Yeşil Parti’nin oylarını arttırmalarının önemli olduğunu ve Tusc adaylarının olmadığı seçim bölgelerine Yeşil Parti’nin desteklenmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
İŞÇİ SINIFIN MÜCADELESİNDE KÜRTLERİN ROLÜ BÜYÜK
İstanbul’da, 1996 yılında, Emine Ocak da dahil olmak üzere, Cumartesi anneleriyle gözaltına alındığını anlatan Sutton, Kürt ve Türk sosyalistlerin mücadelesinden çok etkilendiğini ifade etti. Kürtlerin, Britanya toplumu içerisindeki rolünü şöyle anlattı: ‘‘Kürtlerin Britanya toplumu içerisinde önemli yerleri var. Bu da Sykes Picot a, ve Kürdistan’ın bölünmesine kadar gidiyor. Britanya Orta Doğu’yu bölmeseydi ve 1920’li yıllarda Kürtleri gazlamasalardı bu ülkede var olan göçmen toplumu olmayacaktı. İşçi sınıf mücadelesinde de Kürtlerin önemli rolü var. Kürt ve Türk toplumunun bu mücadelede var olmaları çok önemli ve olumlu. Buradaki işçi sınıf mücadelesinin Kürt toplumu gibi, emperyalizme mücadele eden toplumlarda öğrenecekleri çok şey var.’’
Sutton, Britanya solunun zayıfladığını ve yeni nesilde tekrar yayılması gerektiğini belirterek, solun bölünmesinin bunda büyük rol oynadığını ve Tusc’ın sol grupları bir araya getirmeye çalıştığını ifade etti. Yunanistan’daki Syriza’nın seçim zaferinin ve İspanya’daki Podemos’a desteğin artmasının önemli olduğunu vurgulayan Sutton, Britanya solunun güçlenmesi gerektiğini belirtti. Solun güçlenmesi, aşırı sağı zayıflatacağını belirten Sutton, şöyle konuştu: ‘‘Sağ yükselerek gerçek ve ciddi bir tehdit oluyor ve dikkatli olmamız gerekiyor. Yunanistan’da Syriza’nın kazanması buradaki insanlara, ‘austerity’, kemer sıkma politikalarını kabul etmeleri gerekmediğini gösteriyor. Syriza ve Podemos Avrupa’daki austerity karşıtlarına biraz güven verir.’’
‘‘ANA AKIM PARTİLERİ İÇİN GÖÇMENLERİ SUÇLAMAK DAHA KOLAY GELİYOR.’’
Yabancı ve göçmenlerin evsizlik, yoksulluk ve sağlık hizmetlerinin çöküşünden sorunlu tutulmalarının, yeterli vergi ödemeyen zenginlerden dikkati dağıttığını anlatan Sutton, şöyle devam etti: ‘‘Yunanistan’daki sol Britanya’nın solundan çok daha ileride ve organize. Organize olan bir işçi sınıfları var. Yunanistan’da sağın yükselmesinin önlenmesinde, sosyalistlerin rolü büyük oldu. Golden Dawn, vahşice göçmen işçiler ve toplumları hedef alıyordu, ama sosyalist sol, göçmenlerin ülke sorunlarından sorumlu olduklarının söylemine devamlı karşı olarak, öfkeyi vergilerini ödemeyen zengin Yunan sınıfa yönlendirdiler. İşçilerin austerity’ye karşı birleşmeleri gerektiğini vurgulayıp, ırkçılığa karşı söylemleri de kampanyalarının ana maddesi yaptılar. UKIP faşist bir parti olmasa bile, ırkçı popülist bir parti, ve yabancıların evsizliğe ve düşük maaşlardan sorumlu olmasının sebebi oldukları söylemi aynı. Bu söylem Muhafazakar Parti tarafından besleniyor ve İşçi Parti tarafından da meydan okunmuyor. Ana akım partileri için göçmenleri suçlamak daha kolay geliyor.’’
Left Unity’den destek aldığını belirten Sutton, Tusc’ın solun bölünmesine bir çözüm bulmaya çalıştığını ve Tusc çatısı altında olmasa da solun toplu olarak çalışması gerektiğini vurgulayıp, ‘çok daha ileriye gidilmesi gerekiyor’, dedi.
‘‘BİZ ORGANİZE OLUP, ALTERNATİF OLDUĞUMUZU GÖSTERMEMİZ GEREKİYOR’’
Sutton, Tusc’ın, desteklenmesinin önemine vurgu yapıp, uzun vadeli bir mücadele içerisinde olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: ‘‘Biz protesto oyuyuz. Ve mesajımız, azınlığın yararına yarayacak şeylerin yapılıp çoğunluğun zarar görmesine karşı durulmasıdır. Sosyalistler var olan sistem içerisinde değişiklik yapılabileceğine inanmıyor. Ama ben, çoğunluk için faydalı olacak bir şeylerin yapılabileceğine inanıyorum. Parlamentoda bu sesi çıkartacak milletvekillerine ihtiyacımız var. Alt tabanın bilinçlenip ses çıkarmaları gerekiyor. Çok ufak bir oluşumuz ama bu tartışmalar olması gerekiyor. Şu anda sol zayıf ama olasılıklar var. Yeni nesili kazanmamız gerekiyor. Bu yeni nesil çoğulcu mücadelelerin zaferlerine tanık olmamışlar henüz. Kazanım olmadan onları ikna etmemiz zor. Ama ortada büyük haksızlıklar var ve alternatif aranıyor. Biz organize olup alternatif olduğumuzu göstermemiz gerekiyor.’’
Sutton, son olarak haksızlığın olduğu yerlerde mücadelelere destek verilmesi gerektiğini belirten Sutton, sosyalist yapıların bu değişimlerden faydalanmak için kendilerini göstermeleri gerektiğini anlattı ve şöyle devam etti: ‘‘Çevre için de sosyalistlerin organize olup, çevreyi koruma altına almamız gerekiyor. Nerede bir mücadele var ise orada olmamız şart. Düşük ücretler, ırkçılık, cinsiyetçilik, sosyalistler orada olup organize olmaları gerekiyor.’’
Haber: Esra Türk