Deniz’ler Londra’da anıldı
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilişlerinin 40. yılında, Day-Mer tarafından Londra Toplum Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikle anıldı. Etkinlik çerçevesinde düzenlenen panelde BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü bir sunum yaptı.
Türk Kürt Dayanışma Merkezi (Daymer); Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı, idam edilişlerinin 40’ncı yılında bir etkinlik ile andı. 29 Nisan Pazar günü Londra Toplum Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlik panel, sinevizyon gösterimi, şiir ve müzik dinletisinden oluştu. Yaklaşık 200 kişinin takip ettiği panelin panelistleri BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve gazeteci-yazar Mustafa Yalçıner idi.
Panel, Day-Mer Başkanı Ahmet Sezgin’in kısa sunumu ile başladı. Sezgin, “Amacımız klasik bir anma değil, onların mirasını yaşatmak ve bayrağın gençlere geçişi için zemin yaratmak” dedi.
Kürkçü: Kürt hareketi ile 68 kuşağı arasında bir köprü var
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, panelde yaptığı konuşmada, 68’in mirası konusuna değindi. Bugün sola dair herhangi bir tartışmanın şu ya da bu şekilde o döneme referansla yürütüldüğünü kaydeden Kürkçü şöyle konuştu: “AKP tek parti diktatörlüğüne soldan payanda olanlar için, Gezmiş’in şahsında, o dönemin geleneği ‘darbeci’dir. Bu anlayışı gömerek ileriye gidilebileceğini düşünürler. Gezmiş ve arkadaşlarının 60’ların ilk yarısındaki düşüncelerini bütüne yayan ‘ulusalcı’ tasvir de vardır. Gezmiş’in hayatının son soluğunu verirken yaptığı açıklamanın 16 kelimesi tutanağa geçirilmedi. O 16 kelimede ne ulusalcıların ne libereallerin dediğini görüyoruz. Teorisyen değildi, ama basiretli bir teorik kavrayışın izi; Türk ve Kürt halklarının, işçi ve köylülerin birlikte mücadelesine gönderme vardır bu 16 kelimede. Bu 16 kelimeyi bizim kılmak, Deniz’i bizim Deniz’imiz yapmak çok önemli. Bunu kimseye bırakamayız. Bıraktığımızda yenilmişiz demektir.”
Türkiye’de modern sınıf mücadelesine girişin de o yıllarda olduğunu kaydeden Kürkçü, bugünkü Kürt hareketi ile 68 kuşağı arasında bir köprü olduğunu söyledi. Ertuğrul Kürkçü, “Kürtlerin Türkiye’deki özgürlük mücadelesi de kaynağının bir kısmını modern Türkiye devrimci geleneğinden alır. Kürt özgürlük mücadelesinin önderi Öcalan’ın her seferinde Deniz, Mahir gibi isimlere referans vermesi de bunun göstergesi” dedi.
‘O dönemin öğretileri bugüne cevap olamaz’
Kürkçü, olumlu mirasına karşın 68’in kendi bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “O yılların bakış açısı ile bugünü açıklayamayız. 20. yüzyılın devrimleri geride kaldı, artık yeni bir yüzyıldayız” diyen Kürkçü şöyle devam etti: “Eninde sonunda vardığımız her uğrakta, bütün yenilgilerden başarısızlıklardan dersler çıkarmak ve ilerisi için zemin oluşturmak ile yükümlüyüz. 68 bir daha tekrarlanamaz. Koşullar değişti. Dünya tarihi bambaşka bir yöne doğru akıyor. 20. yüzyılın devrim çağı bitti. Artık yeni modellere bakmalı ve geleceği yorumlamalıyız, birlikte düşünmeliyiz. Birlikte düşünmek bağlamında Demokratik Toplum Kongresi önemli bir kazanım. Toplumu birçok mücadele başlığı ve tüm hetorojenliği içinde kavramaya çalışıyor.”
Diğer panelist, gazeteci-yazar Mustafa Yalçıner ise 68’in ‘örgütlü bir halk hareketi’ niteliği taşıdığını ve bunun yaşatılması gereken önemli bir özellik olduğunu söyledi.