Benim oğlum mühendis, kızımda doktor olacak…
Çocuklarımızın başarılı olması için sürekli öğütte bulunuruz. Onların mutlu olmaları hepimiz için önemli ve değerlidir. Fakat bir çoğumuzun kabul edemediği şey onların istediklerini yaparak mutlu olmaları. Her ne kadar bunu kabul etmesek de, sürekli çocuklarımızdan beklentilerimiz var. Ben bile dün gibi annemin ve babamın söylediklerini hatırlıyorum, ‘Oğlum biriniz doktor olun biriniz mühendis’. Babam dört çocuk babası olunca hepimize bir meslek biçmişti, ama kararlı ve anlayışlı muhabbetlerimiz sonucu herkes kendi istediğini yaptı. Fakat maalesef bunu yapamayıp hayatları boyunca anne ve babalarının isteklerini yapmakla kalıp mutsuz olan sayısızca genç var. Ailelerimiz her ne kadar mutluluğumuzu istese de bazen istemeyerek de olsa bizleri mutsuz edebiliyorlar.
Eğitim hayatıyla, çocukları sayesinde, yeniden tanışan aileler çocuklarının isteklerini ve isteyebileceklerini bazen tahmin edemiyorlar. Bu yüzden kendi gelişim döneminde kendisi ve o dönem toplum içinde saygın olan mesleklerin halen önemli olduğu düşünebiliyor. Bunun dışında teknolojik gelişmeler ile sürekli değişen, yeni iş ve olanaklar yaratılan dünyayı algılamakta zorlanabiliyor. Durum böyle olunca da her şeyi kendi penceresinden görmeye devam ediyor. Bu kendi penceresi, kendisi için darlıkları getirdiği kadar çocuğu içinde belli sıkıntıları da yaşatabiliyor.
Çocuklarımız ile meslek ve gelecek konularını konuşmak kolay bir şey değil. Gerçekten faydalı bir sohbet etmek istiyorsak daha geniş bir bilgiye ya da araştırma içine girmemiz bizler ve çocuklarımız için faydalı olacaktır. Fakat çoğu zaman çocuklarımıza bu konuları nasıl anlatacağımızı düşünmüyoruz, yardım da istemiyoruz. Dolayısıyla kendi önyargılarımızı çocuklarımıza aktarıyor, her çocuğun aslında farklı geliştiğini unutuyor ve farklı istekleri görmezden gelip, okul ve kurumlara destek olunması için talepkar olmuyoruz. Bu tür durumlarda çoğu zaman ya yanlış bilgilendirme yapıyor ya da çocuklarımızın isteklerinden daha çok kendi isteklerimizi onlara dayatıyoruz. Sonuç mutsuz ve aile ilişkileri yıpranmış bir gençten öteye gitmiyor.
Bir çok araştırmacı ya da uzmana göre çocukları doğru bir mesleğe yönlendirebilmek için anne ve baba çocuklarının nelere ilgi duyduğunu, nelere karşı becerileri olduğunu, bir iş yaparken ne yaptığını objektif olarak gözlemleyebilmeli. Bu sürece çok erken yaşlardan başlamalı. Çünkü çocuğun ilgisinin başladığı dönem okul öncesidir. Velilerin çocuklarının iyi bir meslek seçimi konusunda yardımcı olabilmeleri için, okul öncesi dönemden başlayarak ilgilerini, becerilerini ve sosyal ortam ile oyun gruplarında ne yaptıklarını çok iyi gözlemlemeleri gerekmektedir. Bu sayede çocuklarına daha doğru ve objektif olarak yardımcı olabilirler.
Çoğu kişi “Ben çocuğumu çok iyi tanıyorum. O benim evladım. Onu ben yetiştirdim zaten” diyerek yanılgıya düşebiliyor. Çocuklarımızın gerçekten neleri severek ve isteyerek yaptıklarını iyi gözlemleyip onlar ile doğru ve adil sohbetler edelim. Eğer anne ve baba olarak bu sohbetleri yapmakta kendimize güvenmiyorsak o zaman çevremizde İngiltere eğitim sistemini tamamlamış akraba, eş dost ya da abi ve ablalardan yardım istemeyi ihmal etmeyelim. Unutmayalım gelecek çocuklarımızın geleceği.