8 Mart Hangi Kadınlar Günü?

8 Mart Hangi Kadınlar Günü?

8 Mart Hangi Kadınlar Günü? 1

Uzun yıllardır her 8 Mart’ta karşı karşıya geldiğimiz sorulardan biri de 8 Mart’ın hangi kadınların günü olduğudur. Daha somut ifadeyle: “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüdür / Dünya Kadınlar Günümüdür?” sorusuna yanıt arayalım istedik.

Buna verilecek yanıtlar, hiç kuşkusuz bu günü yaratan tarihler ve değerlerle ilgilidir. Öncelikle kabul etmeliyiz ki günümüzde iki 8 Mart var!

Biri; 8 Mart’ı tarihe kazandıran grev ve direnişlerle yaratılmış 8 Mart, diğeri ise Birleşmiş Milletler ‘nin (BM) 1977 yılında kabul ettiği 8 Mart.

8 Mart’ı yaratan grev ve direnişler

On Dokuzuncu Yüzyıl ortalarından itibaren, Avrupa’da ve ABD’de kadın işçiler, 8 Mart’ın tarihini oluşturan çok ciddi emek mücadeleleri verdiler.

8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan 40 bin kadın, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başladılar. 40 bin kadın işçinin örgütlediği bu grev, o zamana kadar ki en kitlesel kadın eylemlerinden biri olur. Polisin grev yapan işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi arkasından çıkan yangında 129 işçi yanarak yaşamını yitirir. Bu üzücü olay tüm dünyada büyük yankılar uyandırmış olmasına karşın, ABD basınında neredeyse hiç yer verilmez. Fabrika yönetimi ve polis, yaşananları halktan gizlemeye çalışsa da işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılır.

1908 yılının 8 Mart’ında ise yine New York’da 15 bin dokuma işçisi kadın, grev başlatarak işyerlerini işgal ederler. Bu kez işçi kadınlar taleplerini daha da genişletmişlerdir: “8 saatlik işgünü, çocuk emeğinin sömürülmesine son verilmesi ve kadınlara oy hakkı’’, tanınmasını isterler.

1909 yılında ise Manhattan’da 20 bin gömlek işçisi kadının grevi, diğer fabrikalara yayılır. Polis saldırısında yüzlerce kadın yaralanır ve tutuklanır. Grev talepleri kabul edilinceye kadar, yaklaşık iki ay grev ve eylemler sürer.

8 Mart’ın ilan edilişi

Kapitalizmin azgın saldırısının en somut ifadelerinden biri olan bu olaylar, 26-27 Ağustos 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde 17 ülkeden 100 delegenin katıldığı Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı’nda gündeme alınır. Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin üst düzey yöneticilerinden ve kadın politikaları konusunda uzman olan Clara Zetkin’in önerisi ile 8 Mart 1857’de öldürülen kadın emekçiler anısına 8 Mart’ı Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlamaya karar verirler.

Zetkin’nin hazırladığı karar önergesinde şunlar yazılmaktaydı. “Her ülkenin sosyalist kadınları, kendi ülkelerinde proletaryanın sınıf bilincine sahip politik ve sendikal örgütleriyle mutabakat içinde, esas olarak kadınlara oy hakkının ajitasyon ve propagandasına hizmet etmek üzere, her yıl bir kadınlar günü düzenler. Bu talep, sosyalist anlayışın kadın sorununa yaklaşımına uygun olarak gündeme getirilmelidir. Emekçi kadınlar günü uluslararası bir karakter taşımalı ve özenle hazırlanmalıdır.”

İlk 8 Mart kutlamaları

1910 Kopenhag Konferansı’nda alınan karar uyarınca, 1911 yılında 8 Mart ilk kez Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre de yüz binlerce kadının katılımıyla kutlanır. Bu kutlamalardan sonra 25 Mart 1911’de New York kentinde çoğu İtalyan ve Yahudi göçmenlerin çalıştığı, Triangel yangınında 140 kadın işçi yanarak ölür. Daha sonraki yıllarda yapılan Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamalarında, bu felakete yol açan çalışma koşulları gündeme getirilir.

1912 yılında Amerika’da, Massahucettes Eyaleti’ndeki büyük yün merkezi Lawrence’de, 20.000 işçi, ücretlerinin azalmasını protesto ederler. Bunun üzerine büyük New England Tekstil Sanayi’ni sarsan iş bırakma olayı gerçekleştirilir.

Yine, 8 Mart 1917’de (Rus takvimine göre Şubat ayıdır) Rus kadın işçiler sokağa dökülür ve “Ekmek ve Barış” için yürürler. Çarlığın günler öncesinden sokağa çıkanların kurşunlanacağını ilan etmesine karşın sokaklara çıkan ve Çarlığa doğru yürüyüşe geçen kadınlar, bu kararlılıkları ile Şubat devriminin ateşleyicisi olurlar.

Kapitalizmin, 8 Mart’ın içeriğini boşaltma oyunu

Onlarca yıl, adalet, eşitlik ve özgürlük için 8 Mart’larda sokaklara çıkan kadınlar, vahşi saldırılara uğrarlar. Katledilir, işkencelerden geçirilir, tutsak alınırlar. Fakat 8 Mart bir kadın özgürlük günü olarak kutlanmaya devam eder.

Kadınların direniş ve isyan günlerine dönen 8 Mart’ları yasaklayamayan kapitalistler, tıpkı 1 Mayıs’larda olduğu gibi bu defa içeriğini bozmaya çalışırlar.

Bu amaçla, sermayenin birliği olan Birleşmiş Milletler (BM) 16 Aralık 1977 yılında 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan eder.

BM’nin bu kararından sonra yapılan etkinlik ve resmi ağızlardan yapılan açıklamalarla emekçi kadınların hak alma mücadelesi ve talepleri gölgede bırakılır.

Günün gerçek sahipleri olan emekçi kadınlar, 8 Mart’ı özgürleşmenin ve sömürüye başkaldırının miladı görüp ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlarken, kapitalistler ise tüketim toplumunun tüm nimetlerini pazara sürerek, 8 Mart’ın eş ya da sevgililer tarafından özel hediyelere boğulduğu, bir günlüğüne kadının özelleştiği ve güzelleştiği ‘Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaya başlar.

Emekçi kadın kimdir?

Yaşamlarını kendi emek üretimleri ile sağlayan herkes emekçidir. Karşılığı alınan emek olduğu gibi karşılıksız emek de vardır. Örneğin emeğini ücret karşılığı satan bir kişi de emekçidir. Evde yaşayanları (eş, çocuk, aile) yarına hazırlayan, yemek, temizlik ve bakım yapan kişi de emekçidir.

Diğer bir anlatımla, dışarıda para karşılığı çalışan kadın da emekçidir. Evde aynı işi ücretsiz yapan kadın da emekçidir.

Emekçi olmayan tek kesim, yaşamlarını başkalarının emeği üzerinden sağlayanlardır. Örneğin hizmetçilere sahip, emek üretiminde bulunmayan bir kadın emekçi olamaz.

Emekçi olmayan kadınların kadınlık sorunları yok mudur?

Hiç kuşkusuz vardır. Fakat maalesef yaşadığı sorunlar, ait olduğu ezen ve sömüren sınıfın yaratmış olduğu sorunlardır. Ve bu sorunları ortadan kaldırmanın tek yolu sınıfsız, sömürüsüz bir dünya yaratabilmektir. Yani ezen ve sömüren sınıfa ait kadının sorununu da çözecek olan, emekçi kadın hareketidir. Dolayısıyla, 8 Mart’ı bir kadın kurtuluş mücadelesinin günü olarak “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” biçiminde tanımlamak ve içeriğini güncel mücadele talepleri ile doldurmak önemlidir.

Hiç kuşkusuz, sadece doğru tanımlamak yetmez. Protestoculuğu aşmış, kazanımlara kilitlenen, sonuç alıcı çalışmalar yürütmektir 8 Mart’a sahiplenebilmek!..

Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart özgürlük isyanı, kadınların kendi hayatlarını ve toplumu değiştirme mücadelesinde aktif yer almalarının sembolü olması umuduyla!

 

Hatice Güden

CATEGORIES
Share This