Kadınlar; Seçimlere Hazır mıyız?..
Tüm kesimlerin birleştiği en önemli nota; 7 Haziran seçimlerinin tarihi özellikte olmasıdır. Evet, tarihidir. AKP faşizmi için Osmanlı tarzı yönetimin, yani “başkanlık” sisteminin oylanması, CHP için var oluş ve yok oluş çizgisindeki çırpınışın oylanması, emek ve demokrasi cephesi için 12 Eylül faşizminin koyduğu setlerin parçalanması bakımından tarihidir.
Bunlar, öne çıkan/çıkartılan yanlar… Oysa bu seçimlerin içerisinde saklı bulunan farklı tarihi özgünlükler de var ve olacak… Örneğin; LGBTİ bireylerinin ilk kez bu denli sözünün ve iradesinin konuşacağı bir seçim süreci yaşayacağız. Örneğin; kadınların eşit temsilinin, sözünün ve iradesinin boy verdiği/vereceği bir seçim süreci yaşayacağız.
Emek ve demokrasi cephesinin -ki bu HDP’den başkası değildir- hazırlandığı seçim süreci böylesine tarihi özellikte bir seçim süreci olacaktır. Ve daha ilk günden görüldüğü gibi sadece oylara kilitlenmiş bir seçim çalışması olmayacak, bu seçimlerde adaylar değil, politikalar çatışacak.
Buradan hareketle seçim çalışmalarında, biz kadınların duruşu oldukça önemlidir. Yıllardır özlemini çektiğimiz kadın özgürlük taleplerinin toplumsallaştırılması ve örgütlendirilmesi bakımından bu seçimler önemli bir role sahip olacak.
Bu nedenle; tüm kadın özgürlükçü kesim ve bireylerin bu seçim sürecini bir seferberlik ruhu ile örebilmeleri önemlidir.
Başta HDP Britanya Seçim Koordinasyonu olmak üzere yerel örgütlülüklerde yer almalı ve kadın örgütlülüklerinin oluşturmaya çalıştıkları “HDP Britanya Kadın Koordinasyonu” yada “Meclisi” -hangisi uygun görülecekse- bu çalışmalarda kadın emeğinin, etki gücü ve iradesinin görünür kılınması, kadın özgürlük taleplerinin seçim politikalarının bir malzemesi değil gerçek gündemi haline getirilmesi bakımından önemlidir.
Oluşturacağımız kadın koordinasyonu veya meclisi, merkezi koordinasyonun alt örgütü gibi değil bir bileşeni gibi işlev görmelidir. Merkezi koordinasyonlar bu örgütlülüklere öneride bulunabilmeli fakat onlar adına karar almamalıdırlar.
Oluşturulacak kadın koordinasyonunda, kadın grupları, örgütleri vb katılabileceği gibi bağımsız bireyler de katılabilmelidir. Bu oluşum içerisinde yer alan kadın grupları yada örgütlülükleri; oluşturulacak ortak politikaları eksen alarak çalışma yürütebilmelidirler. Hiç kuşkusuz koordinasyon bileşeni kadın grupları, kendi grupsal çalışmalarını da ayrıca yürütebilir ve örgütleyebilirler. Fakat koordinasyonun ortaklaşmadığı çalışmaları yada politikaları koordinasyon kimliği ile deklare etmemelidirler. Hepimizi bağlayan politik eksen HDP’nin kadın politikaları olmalıdır.
Koordinasyon komitesi kendi içerisinde iş bölümüne gidebilmeli ve hemen her dokunduğumuz kadının bu çalışmaların birer parçası olmalarını sağlayabilmeliyiz.
Güncel basını ve medyayı, burjuva partilerin kadın politikalarını ve söylemlerini takip edecek ve gerekli gördüğü yerde açıklamalar ve teşhir yazıları hazırlayacak, radyo ve TV programlarının ayarlanması gibi işleri omuzlayacak “Basın ve Medya Grubu” başta olmak üzere teknik işleri örgütleyecek gruplar, propaganda ve ajitasyon grupları, bölge ve semt gruplarını oluşturabilmeliyiz.
Yapacağımız çalışmanın hedef kitlesi kadın olduğuna göre, politik ekseni de esasen kadın olmalı. HDP’nin kadın politikalarının kavratılması, diğer burjuva partilerin kadın politikalarındaki iki yüzlü ve cinsiyetçi yanları teşhir edebilmeliyiz. Yapılabildiği oranda kadın eksenli ortak afişler, bildiri ve broşürler çıkarabilmeli, sokak stantları açabilmeliyiz. Ev ve mahalle toplantıları yapmalı ve “Neden kadınların oyları HDP’ye” sorularına yanıtlar aranmalıdır. Bu amaçla sinevizyon vb ile görsel yolla iletişimi güçlendirebilmeliyiz. Düğün, nişan vb halkımızın etkinlikleri de bu konuda kullanacağımız araçlar olabilmeli.
Yöresel derneklerin kadın kitlelerine ulaşmayı önemsemeliyiz. Yapılan kahvaltı ve diğer etkinlikleri kurumların bilgisi dahilinde değerlendirmeli, kadınların sorularına kendimizi açık tutabilmeliyiz.
Bunlar, HDP’nin gücünün hissettirilmesi, seçim sandıklarına gitmenin örgütlenmesi ve daha sonraki zamanlarda ilişkinin devamı bakımından da önemlidir.
Çalışmalarımızda; kapsayıcı, dostane bir dil, ortak akıl ve iş, kolektif katılım mutlaka önemsenmelidir.
Sadece kendimizi duyuran çalışmalar değil, kendimizi tanıtan ve yakınlaştıran çalışmalar yürütebilmeliyiz.
Bütün bunları başarabilecek gücümüz var. Yeterki buna inanalım!..