AKP’nın Anası CHP’dır

AKP’nın Anası CHP’dır

Amerikalı ünlü yazar  Murray Bookchin derki kapitalizm büyümezse ölür. Gerçekten de kapitalizm büyümek için ahlak kural demeden doğayı emeği toplumsal değerleri limitsiz kullanarak  her şeyimize hükmeder hale geldi.  Öyle ki son 200 yıllık ulus devlet tarihiyle beraber din ve milliyetçilik argümanlarıyla toplumlar adeta çıldıran travmatik güruhlara dönüştürüldü ,  dünyanın 5 milyar yıllık Doğa birikimi bu kısa sürede  tüketildi. Yaklaşık 4 milyar insan her gün aç yatıyor aç kalkıyor .Doğa adeta nefessiz bırakıldı.
Dünyanın  önde gelen kapitalist ülkeleri,  dünya düzenine hükmetmeleri ve bu ilişkilerden  elde ettikleri haksız geliri bir sus payı veya kendilerine adam devşirecek arka bahçe olarak gördükleri toplumlarıyla sınırlıda olsa paylaştılar.

Uzun bir dönem bu refah politikalarını  reel sosyalist blok karşısındaki cazipliğini korumak için yaptı. Ancak kapitalist rekabet arttıkça ve sermaye yavaş yavaş yukarıya toplandıkça ve artan teknoloji ile monopoller ortaya çıktıkça ; alt ve orta sınıfların farkı kalmadı sefalete mahkum olmaya başladılar. Her ne kadar sınırsız futbol, içki, uyuşturucu, kumar, metalaştırılan kadın olgusu, uyuşturan medya,…vb envayı türlü yöntem kullanılıyor olsada artık Avrupada yığınların homurdanışı başladı.

Yunanistan’daki SYRIZA çıkışı başarılı  önderlikler ve popülist olmayan ; radikal demokrasi, çoğulculuk, anti cinsçilik,  kolektivizm, ekolojik yönelimlerle Avrupa’ya yayılması muhtemeldir. Doğrusu kapitalizmin merkezlerinde böyle bir dönüşümün başlaması en gerçekçi durumdur ve hayırlısıdır.

Vahşi global kapitalizm üçüncü dünya ülkelerinde yerli işbirlikçi ekipleriyle kimi zaman din ile kimi zaman milliyetçilik zehri ile toplumlarda akıl tutulmasına neden oldu. Binlerce sene toplumlar bu kadar birbirine en azından etnik olarak bu kadar bilenmemişti, ama şimdi tek millet zihniyeti kanser gibi yayıldı; dünya çapında farklı olanlar azınlık olanlar katliama maruz kaldı.

Nitekim talancı Osmanlı bakiyesi olan Kemalist Türkiye cumhuriyetide Batı kapitalizminin dizaynıyla bu tekçi politikalara yöneldi ve geride sayısız farklı etnik ve  farklı inanç  toplumlarının katliamıyla  kurbanlar bıraktı.
Bu tekçi politikalar öyle gayri insani durumlar oluşturuyordu ki katliamı yapanı ahlaksız, direnmeden devşirileni azılı Türkçü yapıyordu, direneni de zaten katlediyordu. Velhasıl aynı coğrafyada yaşayan herkes maddi ve manevi kin, nefret, travma, bencillik, eziklik , soysuzluk, hırsızlık, ajanlık, direniş, …..konumuna göre  cebelleşiyordu; halklar üryan , ürkek , ekmeksiz ve fikirsizdiler.

Sahi kimdi bu tekçiliği bu ülkede ağababalarıyla dizayn eden ve uygulayan; nerde bu Lazlar, nerde Çerkezler, Ermeniler, Boşnaklar, Gürcüler, Kürtler, Araplar, Rumlar , Hemşinliler,…..nerde bu halklar?  Neden herkes dilini unuttu? Yada  dillerini yuttular mı? Yada Kimliğini inkar edenler (yada ettirilenler) neden Türk ırkçılığı yapıyor?

Nerede Yaradanın kuluyuz , Hak için adalet  ve sevgi yolcusuyuz diyen mütevazi Dinler… nerde Ezidilik, Hristiyanlık, Yahudilik , Müslümanlık, Enel Hakcılık, Alevilik, Zerdüştçülük , Manicilik,….nerde bu dinler ? Neden yok oldular?  Kalanlar neden dinini saklıyor veya göç ediyor? Neden herkes Dindarlık değil de Dincilik yapıyor? Bu Müslümanlığın içine ne katıldı da herkesi kafir ve katli-i vacip görüyor?
Bu dönen tezgahtan herkesi düşman ve hedef gösteren  Müslümanlık ve Türk toplumu en çok kirlenmiyor mu? Aslında bu şekilde bu inanç ve etnisite kirletilmiyorlar mı, hedeflemiyorlar mı? Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki bile bile bu inanç ve toplumdan olanlar basiret gösterip “yeter!” bizi  kullanmayın diyemiyorlar?

Sanırım bu ülkede bu tekçiliği , bu kötülüğü, bu ırkçılığı , bu devşirmeciliği, bu kendini inkarcılığı ; yani faşizmi kurumsal olarak bu ülkenin gündemine sokanların adresi aşağıdaki kurum, kişi ve anlayışlardır.
CHP’li Bakan M. Esat Bozkurt:
” Herkes , dostlar, düşmanlar ve dağlar , bilsin ki bu ülkenin efendisi Türklerdir. Saf Türk olmayanların, Türk Ana vatanında sadece bir hakları vardır: Hizmetkar olma hakkı, Köle olma  hakkı.” 19 Eylül 1930 Milliyet gazetesi.

AKP’li Başbakan Tayyip Erdoğan sık sık ” Tek millet, tek din, tek devlet, tek dil,  tek bayrak” diyordu  ve aynı Erdoğan IŞİD barbarları karşısında onurları ve ülkesi için direnen Kobani’li Kürtler için “Kobani düştü düşecek….” diye  çaba ve arzusunu gösteriyordu.

Artık Mızrak çuvala sığmıyor; bizler bu ülkeye bu halklara bu inançlara Kapitalizmin farklı enstrümanları olan tekçi Kemalist milliyetçilik (CHP) ve tekçi dinci yobazlıkla  (AKP) neler yapıldığını biliyoruz; yukarda bahsettiğimiz Halkların ve İnançların nasıl buharlaştırıldıklarını biliyoruz, kendini inkârcılığın ve devşirmeciligin nasıl geliştirildiğini biliyoruz, ve aynı zamanda hakim unsur Türk milleti ve Sünni Müslümanlığın ne kadar ahlaksızca kullanıldığını biliyoruz.

ÇÖZÜM HDP

İşte bu noktada ortaya çıkan panzehir  HDP projesidir.
HDP bu ülkeyi , bu Halkları , bu İnançları artık sömürmeye, ezmeye, birbirine kırdırtmaya,   onun bunun uşağı olmasına izin vermeyeceğini, kendine  toplumuna emeğine  doğasına yabancılaşmaya izin vermeyeceğinin projesidir.
HDP yüzyıldan fazladır CHP  ve onun sağlı sollu türevleri MHP , İşçi partisi, AKP ,…vb  ırkçılığı, gericiliği, sömürüyü, kimliksizleştirmeyi,  sistematik olarak bu ülkede kurumsallaştırılmaya çalışanların kirini pasını temizleyecek.

HDP halkın ve halkların içine ekilen kin, nefret, bencilliği ifşaa edecek; önyargıları kıracak kardeşçe yaşama vizyonunu ortaya çıkaracak.

HDP halkın düşmanlarını hırsızları ortaya çıkaracak , düzen partilerinin tutuşması bundandır.
Gelin hep beraber haramilerin saltanatını yıkalım; üstümüze sindirilen umutsuzluğu, negatifçiliği, bananeciliği, olumsuzu esas almayı, pasifliği tuzla buz edelim; yeter diyelim .

Bulunduğumuz her alanda örgütlü mücadeleyi  büyütürsek ; CHP si ve AKP’siyle halk düşmanlarını sandığa gömebiliriz.
Haydi iş başına!

Bülent Bingöl-Londra

CATEGORIES
Share This