Bir rant ve katliam aracı olarak ‘imar barışı’

Bir rant ve katliam aracı olarak ‘imar barışı’

Türkiye’de 12 Eylül sonrası “imar barışı” düzenlemeleri, neoliberal politikaların uygulanmasının bir aracı olarak görüldü. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den beri 8 defa imar affı çıkarıldı.

MUHAMMED KAYA

Kurdistan, Türkiye ve Suriye’yi vuran depremin üzerinde 5 gün geçti. Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki iki depremin ardından rant politikaları aracı olarak görülen ‘imar barışı’ denilen imar affı tekrar sorgulanmaya başlandı.

İMAR BARIŞI VEYA İMAR AFFI NEDİR?

İlki Turgut Özal liderliğinde 12 Eylül askeri darbesi sonrası neoliberal politikalar doğrultusunda 1984’te çıkarılan imar affı, en son 2018’de tekrarlandı. 2002’de hızlıca neoliberal politikaları temel hükümet program ve politikası olarak kabul edildi. 2022 yılı sonunda AKP-MHP iktidarının en küçük ortağı BBP lideri Mustafa Destici tarafından imar barışı kanun teklifi sunuldu. Böylece 1980’den bu yana 14; AKP iktidarı döneminde 9. İmar affı düzenlemesi girişimde bulunuldu. 9. İmar affı düzenlemesi Meclis Çevre Komisyonu’nda kaldı. Bir seçim ve rant yatırımı olan imar affı ile İmar Kanunu’na aykırı şekilde inşa edilmiş, iskan sorunu olan; bahçesi, balkonu, otoparkı imara aykırılık içeren ve kaçak kat mülkiyeti problemi olan yapılar düzenleme kapsamına alındı. Yani İmar mevzuatına veya ruhsata aykırı yapılara verilecek yapı kayıt belgesiyle kaçak yapılara resmi olarak izin verilmesi hedeflendi.

Özellikle deprem bölgelerinde imar barışı düzenlemesiyle kaçak yapılara ilişkin konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2018’deki imar barışıyla Yapı Kayıt Belgesi alan binalar için yıkılma endişesinin son bulacağı belirtildi. Aynı bakan, deprem açısından yapılarda alınması gereken tedbirleri kendilerinin değil de yapı sahiplerinin alması gerektiğini açıkladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yapı güvenliği olmadığı belgelenen yapıların depreme dayanıklılıklarının denetlenmediğini, sorumluluğun yapı sahiplerinde olduğunu söyledi. BBP lideri Mustafa Destici tarafından 11 Ekim 2022’de Türkiye Meclisi Başkanlığına “İmar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” sunuldu. Teklif ile “Başvurularda olağanüstü yoğunluk yaşanması; Yasanın uygulama şartlarının vatandaşlar tarafından tam olarak anlaşılamaması; başvuru şartları nedeniyle belgeleri iptal edilenler hakkında uygulanan idari ve para cezalarının iptal edilmesi”nin amaçlandığı belirtildi. İmar Kanunu’nun geçici 16. Maddesinde getirilen düzenleme incelendiğinde; yalnızca başvuru sürelerinin uzatılmasıyla yetinilmediği görülüyor. Daha önce imar affı kapsamına alınan 31 Aralık 2017’den önce yapılmış İmar Kanunu’na ve ilgili mevzuata aykırı ve kaçak yapıların kapsamı genişletilmesi ve 30 Temmuz 2022’den önce yapılmış tüm yapılara af getirilmesi hedefleniyor.

DEVLET SORUMLULUKTAN KAÇIYOR

İktidar elitleri, açıklamalarında imar barışı düzenlemesine “vatandaşların mağduriyeti” gerekçe gösterdi. Halbuki gündeme getirilen imar affıyla kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen bina ve tesisler dâhil olmak üzere, bütün kaçak yapılar yasal hale getirildi. Tek ölçü ise kaçak yapıyı inşa edenin devlete para vererek başvuru yapması oldu. Böylece devletin kasasını dolduran bakanlık, kendi denetim ve inceleme sorumluluğunu topluma yıkmış oldu. Nitekim bakan açıklamasıyla yasal olarak bir yapı için mühendislik hizmeti alma, gerekli zemin etüdü yapma, uygun malzeme kullanma, hatalı proje uygulama ve projede olmayan eklenti ve eksiltmeler yapılıp yapılmadığı yönündeki denetim sorumluluğundan devlet kaçmış oldu.

TMMOB: İMAR AFLARI YASAKLANMALIDIR

TMMOB tarafından 2020’deki İzmir depremi sonrası hazırlanan raporda, imar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatların iptal edilmesi isteniyordu. Üç yıl önceki raporda, yapılması gerekenler için şunlar belirtiliyordu: “Yer seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanması önem arz etmektedir. İçinde yaşadığımız binaların tasarım, inşa, denetim ve bakım süreçlerinin rant amaçlı yaklaşımlarla sürdürülmesi, depremlerin yıkıcı sonuçlarla karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlamanın, üretmenin, deprem hasarları ve can kayıplarının azaltılmasının bilinen tek yolu, mühendis, mimar ve şehir plancılığı hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır. Bu çerçevede; denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmelidir. İmar afları yasaklanmalıdır. İmar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatlar iptal edilmelidir.”

KATLİAM ARACI İMAR BARIŞI

Meclis’e sunulan 2022 imar barışı düzenlemesine tepki gösteren Maraş Mimarlar Odası ve Maraş Koordinasyon Kurulu Başkanı Mimar Yunus Emre Kaçamaz, kaçak yapılara af getirilmesinin, imar barışı değil imar katliamı olduğunu söyledi. Kaçamaz, 2018’deki torba yasada belirtilen ve 30 Aralık 2019’a kadar esnetilen bütün kaçak yapıları yasal hale getiren imar affıyla 3 milyon 119 bin 947 binaya yapı kayıt belgesi verildiğini hatırlattı. Nitekim, 11 Ekim 2022’de Meclis Başkanlığına sunulan “İmar Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nde, daha önceki yasanın kapsamı daha da genişletildi; 30 Temmuz 2022’den önce yapılmış tüm yapılara af getiriliyor.

İMAR BARIŞI ÖVGÜSÜ VE OY TALEBİ

AKP’liler, bir rant aracı olarak görülen imar barışı düzenlemeleriyle sürekli “vatandaş mağduriyeti” vurgusunu öne çıkardı. Meclis İmar Komisyonu’nun AKP’li üyesi,  “Gerekli bir düzenlemeydi. Hem devlet hem vatandaş kazanacak” dedi, ancak 2018 imar barışı düzenlemesiyle ilgili konuşan Bakan Murat Kurum, imar barışı ile hedefledikleri geliri elde edemedikleri için imar barışında süreyi uzatmayı değerlendireceklerini söyledi. 31 Ekim’de başvuru süresinin biteceğini hatırlatan Kurum, daha önce “40 milyar TL” olarak hedeflenen gelirin ise 5 milyar TL’de kaldığını belirtti.

AKP-MHP iktidarının bir rant aracı olarak gördüğü imar barışı düzenlemesi iktidara yakın kişiler reklamlarda oynatılarak toplum özendirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2018’de çekilen imar barışı reklam filminde AKP’ye yakınlığıyla bilinen oyuncu ve çizer Hasan Kaçan yer almıştı.

ANF

CATEGORIES
Share This