YPG’li Erik’in ailesinden Boris Johnson’a ‘İşgali durdurun’ mektubu
LONDRA- İngiltere’den YPG’ye katılan ve Rojava’da yaşamını yitiren Erik Scurfiel’in ailesi tarafından İngiltere Başbakanı Boris Johnson’a bir mektup sunuldu. Johnson’a hitaben yazılan mektupta, Türk devletinin soykırım, işgal ve savaş suçlarına karşı kararlı adımlar atmayan Johnson ve hükümetinin İngiliz değerlerine ihanet edeceği ve tarihi bir yanlış yapacağı vurgulandı.
İngiltere’den YPG’ye katılarak İŞİD’e karşı savaşırken 2 Mart 2015 tarihinde yaşamını yitiren Erik Scurfield’in annesi Vasiliki ve babası Christopher Scurfield tarafından Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye’ye (Rojava) yönelik işgaline karşı İngiltere Başbakanı Boris Johnson’a bir mektup sunuldu. Downing Street’teki Başbakanlık Ofisi’ne mektubu sunan Scurfield ailesine, bir diğer yaşamını yitiren YPG’li Anna Campbell’in babası Dirk Campbell’da eşlik etti. Mektup yetkililer tarafından kayıt alınarak kabul edilirken, mektubun içeriğinde ise Rojava’ya ilişkin detaylı bilgilendirmeler de bulunuldu. Oğulları Erik’in Rojava’da yaşamını yitiren ilk İngiliz vatandaşı olduğu belirtilen mektupta, “Oğlumuz Erik, insan hakları, din ve ifade özgürlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi batı tarafından paylaşılan tüm değerleri içinde barındıran ve bunun için mücadele eden SDG ve Kürt güçleriyle birlikte savaştı. Erik ile birlikte 7 İngiliz vatandaşı ile birlikte on bini aşkın Kürt, Asuri, Arap ve Yezidi gönüllüler de bu değerler için savaşarak Kuzey Suriye’de yaşayanların daha bir geleceği için büyük fedakarlıklar da bulunarak yaşamını yitirdi” denildi.
TÜRKİYE SAVAŞ SUÇLARI İŞLİYOR
Türk devletinin işgal saldırılarının İŞİD’lilerin yeniden bir araya gelmesini sağladığı ifade edilen mektupta, şunlara yer verildi: “Türkiye İŞİD ve benzeri güçler ile birlikte Kürtlere saldırıyor. Türkiye’nin bu işgal saldırıları İŞİD’in Türkiye üzerinden Avrupa’ya geri dönme tehdidi oluşturuyor ve yeniden İŞİD vahşeti ile karşılaşabiliriz. Bölge de Kürtlerin ve entarnasyonalistlerin sağladığı barış ve demokrasi ortamı Türk işgali ile yok edilmek isteniyor. Türk devletinin savaş suçları işlediğine dikkat çekilen mektupta, sivillere yönelik katliam ve bombardımanlar, cinayetler ve kimyasal silah kullanımına dikkat çekilen açıklamada, bu konuda AF Örgütü’nün de Türkiye’nin eylemlerini kınadığına dikkat çekildi. Türkiye’nin soykırım yapmak istediğine dikkat çekilen mektupta, uluslararası arena da herkesin Türkiye’nin işgaline karşı olduğu ifade edildi.
KİMYASAL SİLAH KULLANDI
Türk kuvvetlerinin beyaz fosforlu kimyasal silahları sivillere yönelik kullandığına dair ciddi bulguların olduğu belirtilen mektupta, bu silahların İngiltere tarafından Türkiye’ye satıldığı konusunda da iddiaların olduğu ifade edildi. Kuzeydoğu Suriye’ye yönelik işgale karşı 39 bin kişi tarafından işgalin durdurulması ve Türkiye olan her türlü anlaşmanın iptal edilmesi için düzenlenen kampanyaya imza attığı ifade edilen mektupta, 300’ü aşkın akademisyen, sanatçı ve kurumun da buna destek verdiği belirtildi.
ETKİLİ TAVIR ALIN
Boris Johnson’a hitaben Muhafazakar hükümetin Türkiye’nin eylemlerine karşı olduğunu söylemesine rağmen etkili bir tavır koymadığı ifade edilen mektupta, hükümetin bu konudaki isteksizliğinin üzücü ve utanç verici olduğu vurgulandı. Türk devletinin soykırım, barbarlık ve savaş suçlarına karşı kararlı adımlar atmayan Boris Johnson ve hükümetinin İngiliz değerlerine ihanet edeceği endişesi taşıdıkları ifade edilen mektupta, bunun tarihi bir yanlış olacağına yer verildi. Başbakan Johnson ve hükümetinin YPG’li ailelere destek verenleri soruşturmaya tabi tutmak yerine gurur duyması gerektiğinin altı çizilen mektupta, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın savaş suçları mahkemesinde yargılanması için bir dava hazırlığı olduğuna yer verildi.
TÜRKİYE’YE AMBARGO UYGULAYIN
Türkiye’nin savaş suçlarına karşı İngiltere’nin derhal açık bir tavır koyması ve Kürt halkına yönelik etnik temizliğe karşı harekete geçmesi çağrısında bulunulan mektupta, şu talepler yer aldı: “Afrin’de işgali sona erdirmek için hareket geçin ve buna liderlik edin. Toprakların terk etmek zorunda kalan halkın güvenli bir şekilde dönmesini sağlayın. Hava sahası Türk devletine karşı tamamen kapatılmalıdır. BM öncülüğünde bir güvenli bölge oluşturularak, BM Barış Gücü yerleştirilmelidir.
Rojava’nın siyasi statüsü tanınmalıdır. Türkiye ile silah ticareti yapan şirketlere yaptırımlar uygulanmalı ve Türk devletine ambargo uygulanmalıdır. Rojava gönüllülerine ve ailelere yönelik soruşturmalara durdurun.”