Salih Müslim: Kürtlerin Önünde Çetin Bir Mücadele Dönemi Var

Salih Müslim: Kürtlerin Önünde Çetin Bir Mücadele Dönemi Var

Başkent Londra’da düzenlenen bir halk toplantısında konuşan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Kürt halkının önünde çetin bir mücadele dönemi olduğunu belirterek, yeni sistemlerini demokratik federal sistem olarak tanımladıklarını ve bu sistemi tüm Suriye için istediklerini söyledi. Müslim, Türk cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın, Demirtaş için ‘YPG gelsin sizi kurtarsın’ sözüne de cevap vererek, ‘Demirtaş ve arkadaşlarının özgürlüğü boynumuzun borcudur’ dedi.

Aladdin Sinayiç

Bir dizi toplantı ve görüşme için Britanya’da bulunan Demokratik Birlik Partisi-PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Londra’da bulunan Kürt Toplum Merkezinde konuştu. Suriye ve Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Müslim önemli değerlendirmelerde bulundu. Müslim’in El Bab konusu, YPG’nin Minbic’ten çekilmesi, Rakka operasyonu ve Türk devletinin Kuzey Kürdistan’a yönelik saldırılar başta olmak üzere bir çok konuda görüşlerini ifade ettiği toplantıya yoğun bir katılım oldu.

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in toplantıda yaptığı değerlendirmelerden öne çıkanlar;

20’inci yüzyılda başaramadıklarını şimdi yapmak istiyorlar

Halkı köklerinden koparmak istiyorlar. Bir yok etme politikası. Siyasetleri buydu. Özellikle Türkler, 20 yüzyılda isteyip te başaramadıklarını, 2’inci yüzyılda yapmak istiyorlar. Bundan öte de planları vardı. Dört yıl önce söylüyorduk, kimse inanmıyordu. Fakat bugün her şey ortaya çıktı. Mesele sadece Rojava meselesi değildi. Mesele Kuzey Kürdistan’dı. Rojava üzerinden halkı soykırımdan geçirmek, bölgenin demografisini değiştirip istedikleri gibi dizayn etmek. Sonrasında da Rojava’da yaptıklarını Kuzeyde de yapmak. Srilanka örneğindeki gibi bir planlamaları vardı. Önce Kobane’yi Daiş eliyle hal edeceklerdi, sonra da Kürdistan’ın diğer kentlerini.

Şırnak’ın Kobane’den Farkı Yok

Yaptıklarını hepiniz görüyorsunuz; Cizre’nin, Şırnak’ın Kobane’den farkı yok. Oralarda yapılanların Kobane’den yapılanlardan farkı yok. Evleri yıkılan Şırnak halkının kentin kıyısında kurdukları çadırlara bile tahammül edemeyip onları da yaktılar. Bunun anlamı şudur, bu toprakları temizlemek istiyorlar kendilerince. Osmanlı tarihinde yapılanlar bir nevi tekrarlanıyor. Orta Anadolu Kürtleri nereden geliyor. Bunların hepsi Kürdistan’dan zorla göç ettirilen insanlar. Hepsini asimile edip eritmek için. Mesela şuanda Maraş’ta yapılmak istenen kamp ta bu planın bir parçasıdır. Tamamı Alevi olan bir yerleşim yerine Sünni Arapları getirmenin anlamı budur.

Bu bir ahlak savaşıdır

Ahlak savaşı veren, insani değerlere bağlı olan, sadece özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren bir hareketiz, başka da bir amacımız yok. Diğer tarafta ise tüm dünyanın korktuğu Daiş ve El Nusra gibi bir terör var. Bu yüzden tüm uluslararası güçler planlarını yeniden gözden geçiriyor. Kürtler yeniden tarih sahnesine çıkıyor, tarihte ilk defa bu düzeyde tanınıyor. Mesela 1 Kasım dünya Kobane gününde uluslararası düzeyde bu kadar büyük destek görüyorsak bu bizim için bir değerdir. Bu bir tanınmadır, birçok halktan şehitlerimizin olması da bunun bir göstergesidir.

Çetin bir mücadele Kürtleri bekliyor

Bu durum Kürtler başardı anlamına gelmiyor. Önümüzde çetin bir mücadele var. bunu askeri anlamda söylemiyorum, askeri mücadele günlük olarak devam ediyor zaten. Biz şuan Rojava’da bir sistem inşa ediyoruz. Tabi biz bu sistemi sadece Rojava için değil tüm Ortadoğu için istiyoruz. Kendimiz için 2012’den beri demokratik özerklik inşası yürütüyoruz. Ama bize yeni katılan Minbic, Gre Spi ve benzeri yeni bölgeler var. Bunlarda Arap nüfusu da yoğun. Bu noktada sistemimizi de değiştirme mecburiyetimiz var. Tüm halkların birlikte yaşayabileceği demokratik bir sistem. Bu sistemi de şimdi federalizm olarak tanımlıyoruz. Tüm Suriye için demokratik federal bir sistem. Ancak birileri halen Kürtlerin irade sahibi olduğu bir sistem istemiyor. Kendilerinin sistem önerileri de yok. Suriye eski Suriye olmayacak, bu mümkün değil. Bunu herkesin görmesi lazım.

Bunlar ne ordudur, ne özgürdür, ne de Suriyelidir!

Bizim için El Bab’ın kuzeyindeki köyler çok önemli. Tabi Türkiye baştan beri dillendirdiği güvenli bölge planını uygulamanın peşinde. Demografik değişiklikler yapmanın peşinde. Bir yandan da Daiş ile ilişkisinin kopmasını istemiyor. Bu sebeplen de tankıyla, topuyla ve savaş uçaklarıyla oraya giriyor. Şimdiye kadar El Bab’a ulaşmış değil. Ulaşabileceğini de sanmıyorum. Bizimkiler doğudan doğru 7-8 kilometre El Bab’a yakınlar. El Bab’ın 10 km güneyinde de rejim güçleri var. Özgür Suriye Ordusu yalandır bu noktada. Bunlar ne ordudur, ne özgürdür ne de Suriyelidir. Bu konuda uluslararası koalisyon da halen bir karar vermiş değil. Türk ordusu ilerlemek istedi, bizimkiler durdurdu. Tabi direk Türk ordusu ile değil, ÖSO denilen güçlerle oldu çatışmalar. El Bab halen Daiş’in elinde. Türk devletinin de halen Daiş ile ilişkisi kopmuş değil. Orada savaşan güçler DSG değil, oradaki yerel güçler, El Bab askeri meclisi, Cephe tul Ekrad gibi.

Demirtaş ve arkadaşlarının özgürlüğü boynumuzun borcu

Rojava’dan baktığımızda, bizim açımızdan Erdoğan ile Bağdadi arasında bir fark yoktur. Daiş Suriye’de ne yapıyorsa, Erdoğan da Kuzey Kürdistan’da aynısını yapıyor. Kuzey Kürdistan halkıyla dayanışmak sorumluluğumuzdur, mecburuz buna. Tayip Erdoğan çıkıp Demirtaş için, ‘YPG gelsin size kurtarsın’ diyor. Burada şunu belirtmek isterim. Onları kurtarmak bizim boynumuzun borcudur. Devlet bizi bunları söylemeye mecbur bırakıyor. Evet sonuna kadar mücadele edip Demirtaş ve arkadaşlarının özgürlüğünü sağlayacağız.’’

Bayrak meselesi ulusal kongre meselesidir

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim yaptığı sunumdan sonra halkın sorularını yanıtladı. Kürdistan bayrağı ile ilgili gelen soruya da cevap veren Muslim, mevcut bayrağın Kürdistan Bölgesel Hükümeti meclisi tarafından kendilerini sembolize eden bayrak olarak karar altına alınıp kullanıldığını ve tüm Kürdistanı temsil edecek bir bayrağın henüz Kürtlerin geneli tarafından belirlenip karar altına alınmadığını ifade ederek, bayrağın da yapılacak Kürt ulusal konferansında ancak çözülebileceğini ve Ulusal kongrede alınacak karara da herkesin saygı duyacağını ifade etti. Kürdistan bölgesel hükümetini temsil eden bayrağa sonsuz saygıları olduğunu ancak bunun kendilerini temsil etmediğini, çünkü bayrak ile ilgili Kürt halkının genelinin verdiği bir karar olmadığını ifade etti. Bayrak konusunun çözümü için ulusal kongreyi işaret eden Muslim, bir bayrakta tüm Kürdistan halkının kararının olması gerektiğini belirtti.

YPG görevini tamamlayıp Minbic’ten çekilmiştir

YPG’nin Minbic’ten çekilmesiyle ilgili gelen soruya da Muslim; ‘‘YPG tüm Kürdistan halklarının çıkarları ve güvenliği için kuruldu. Minbic gibi yerlerde yerel güçler oluştuğunda ve güvenliklerini sağlayabilecekleri noktaya geldiklerinde YPG’nin orada durmasına ihtiyaç kalmaz. Tabi bu mesele Türkiye ile ABD arasında bir krize de dönüştü. En son orada askeri eğitim için kalan 200’yakın bir güç vardı, onlar da görevini tamamlayıp geri çekildi. Madem krize neden oldu, al sana çekiliyoruz ve Raqqa’ya ilerliyoruz. Kimse Minbic’i merak etmesin, orası Ebu Leylaların diyarıdır, orayı koruyacak yiğitler var.’’

saleh-muslim3

salih-muslim6

saleh-muslim4

saleh-muslim2

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim

CATEGORIES
TAGS
Share This