Britanya Parlamentosunda Tarihi Öcalan Toplantısı
İngiliz sendikaları öncülüğünde başlatılan ‘Öcalan’a Özgürlük’ kampanyasının startı Britanya parlamentosunda yapılan geniş katılımlı bir toplantı ile başladı. Yoğun ilginin gösterildiği tarihi toplantıda Öcalan üzerindeki tecrit eleştirilirken, Öcalan’ın özgürlüğünün bölge barışına büyük katkı sunacağı ifade edildi.
Britanya’nın en büyük sendikalarından Unite ve GMB’nin öncülüğünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan kampanyanın startı Britanya parlamentosunda verildi. Dün akşam Avam kamarasının 10 numaralı komite odasında yapılan toplantıya aralarında sendikacı ve milletvekillilerinin de bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Yoğun ilginin gösterildiği toplantıda yapılan konuşmalarda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün başta Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu barışına büyük katkı sunacağı belirtildi.
Kısaca Unite olarak biline Unite The Union sendikası resmi olarak kayıtlı 1.5 milyon üyesiyle İngiltere ve Galler’in en büyük emekçi örgütü pozisyonunda. Onlarca farklı emek alanlarından üyelerinin bulunduğu ve 650 bin üyesiyle İngiltere’nin üçüncü büyük emek örgütü olarak bilinen GMB(Genel İş Sendikası) daha önce de Kürt sorununun demokratik yollardan çözümü için çalışmalar yürütmüştü. Panele katılan Unison sendikası İskoçya yetkilisi de kampanyaya destek verdiklerini açıkladı. Unison sendikası da 1.3 Milyon üyesiyle Britanya’nın ikinci büyük sendikası.
İskoç Milletvekili Natalie Mc Garry’nin moderatörlüğünde yapılan toplantıda GMB sendikası adına Bert Schouwenburg, Unite the Union sendikası adına Steve Turner, Unison sendikası adına Stephen Smellie, Unite sendikası uluslararası direktörü Simon Dubbins, DBP Eş genel başkanı Kamuran Yüksek, HDP Milletvekili Dilek Öcalan ve Lordlar Kamarasından Lord Rea birer konuşma yaptılar.
Tarihi Britanya parlamentosunun Avam kamarasındaki komite odasında yapılan toplantıda konuşmacı bölümünün arkasına, üzerinde Kürt Halk önderi Abdullah Öcalan’ın, ‘‘Barış savaştan daha zordur fakat her savaşın bir barışı vardır. Savaşmaktan korkmadığımız gibi barışmaktan da korkmayız.’’ yazılı iki adet büyük pankart asıldı. Konuşmacıların masasının önüne de Öcalan’ın İngilizceye çevrilmiş kitapları sıralandı.
BÜYÜK BİR TABUYU KIRDIK
Bir süre önce Amed’i ziyaret eden Unite sendikası uluslararası direktörü Simon Dubbins toplantıda yaptığı konuşmada, bir tabuyu yıkarak Britanya parlamentosunda Öcalan’a özgürlük çağrısı yapabilmelerinin çok önemli olduğunu belirterek bu adımın büyük bir kampanyanın başlangıcı olduğunu ifade etti. Kürtlerin tek dostunun artık sadece dağlar olmadığını söyleyen Dubbins, uluslararası dayanışmaya dikkat çekti.
Dubbins’in konuşmasından önemli satır başları şöyleydi; ‘‘Kürdistan’da olanları bizzat kendin gördüğünde Suriye’deki iç savaşın şu anda Türkiye’de olduğunda şüphen kalmıyor. Bunda soru işareti yok. Türk devleti tarafından uygulanan vahşet her hangi bir yerde gördüğümün en kötüsü- ve ben Filistin’e gittim, Kolombiya’ya gittim. Yani bir çok çatışmalı bölge gördüm. Ama Sur’da gördüklerimiz tamamen iğrenç ve tamamen rezildi. Bu saldırıların durması gerekiyor.
MÜLTECİ PAZARLIĞINDA, KÜRDE YAPILANA GÖZ YUMMAK İĞRENÇ
Erdoğan’ın, göçmenleri uzak tuttuğu müddetçe, istediğini yapmasına izin verilmesi, milyarlarca sterlin verilmesi ve halkına, basın özgürlüğüne, sendikal haklara istediğini yapmasına izin verilmesi ve Kürt halkına savaş açması tamamen iğrençliktir. Sadece Britanya devleti değil, diğer devletlerin de, bu durumun sona ermesi için, Türkiye üzerinde baskı uygulaması gerekir.
ÖCALAN’I MUTLAKA OKUYUN
Geçen hafta burada Öcalan’ın demokratik konfederalizm modelini konuştuk. Öcalan’ın, Türkiye’nin ileride neye benzeyebileceğine ve barışın neye benzeyebileceğine bu kadar dikkatini vermesi, bir lider olarak siyasetinin ve aklının kanıtıdır.Öcalan’ın kitaplarını okumayan var ise, okumalarını tavsiye ederim. Medeniyetlerin köklerine ilişkin kitabı, bölgenin tümüne şaşırtıcı bir bakış açısıdır. Tecrit altındayken, neredeyse hiç kimseyle konuşmaya izin yokken böyle bir analizi ortaya çıkaranın hayret edici bir zekası vardır ve bunu tanımamız gerekiyor.
Müzakereleri gerçekleştirebilecek ve iradesi olan halkın tek lideri tecrit altında tutuluyorken gerçek ve kalıcı müzakere ve uygulanabilir sonuçlar nasıl elde edilebilinir ki? İrlanda’da böyle bir barış müzakeresi olmadı. Kolombiya’da bile devlet Farc ile yüz yüze görüşüyor. Doğru bir barış sürecine ihtiyacımız var ve Öcalan’ın özgürlüğü bunun için temeldir.
Uluslararası dayanışmanın gücünü küçümsemeyin. Doğru yolda olduğumuza yüzde yüz inanıyorum. Tarihsel olarak doğru zamandır. Öcalan’ın özgürlüğü ve Türkiye’de barışçıl bir çözüm için hep birlikte çalışalım.’’
MASA DEVRİLDİ, ÜLKE KAOSA SÜRÜKLENDİ
HDP Milletvekili ve aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yeğeni olan Dilek Öcalan da, Öcalan’ın 17 yıldır İmralı adasında tek kişilik bir hücrede tamamen haklarından yoksun ve bir şekilde kaldığını hatırlatarak, son bir yıldır da kendisiyle hiçbir görüşmenin yapılmadığını belirtti. Türk devletinin Öcalan ile 3 yıl boyunca yaptığı görüşmelerin tüm Türkiye halklarına büyük umut verdiğini belirten Dilek Öcalan, Türk tarafının masayı devirmesinden sonra ülkenin büyük bir kaosa girdiğini ifade etti.
Öcalan konuşmasında şunları belirtti; ‘‘17 yıldır süren tecrit koşulları son 1 yılı aşkın süredir de daha da ağırlaştırılarak tamamen insani temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan sayın Öcalan şahsında ve özellikle Kürdistan’da yürütülen bir tecrit ve imha politikası devreye konuldu. 5 yılı aşkın süredir sayın Öcalan ve avukatlarının görüşmeleri yapılamaması ve 1,5 yıl 2 yıla yakın bir süredir ailesiyle herhangi bir temasının sağlanmaması ve bir yılı aşkın bir süredir de İmralı heyetinin adaya girişinin engellenmesiyle İmralı’da yaratılan tecritin boyutlarının ve orada oluşan durumun başta Kürt halkı şahsında tüm haklarda artık kaygı verici bir boyuta ulaştığını belirtebiliriz. Bu kaostan çıkmanın tek yolu İmralı üzerindeki tecritin kaldırılıp müzakerelere tekrar başlanmasıdır.’’
MANDELA VE ÖCALAN AĞIR BEDELLER ÖDEDİLER
GMB sendikasından Bert Schouwenburg, Öcalan’a Özgürlük kampanyası başkanı ve GMB sendikası eski başkanı Paul Kenny’nin mesajını okudu. Kenny mesajında Mandela ile Öcalan arasındaki benzerliğe değinerek ikisinin de halklarının özgürlüğü için mücadele verdiğini ifade etti.
Penny mesajında şunları ifade etti; Bu önemli ve belki de tarihi günde orada olamadığım için özür dilerim. Geçenlerde bana, GMB ve benim bir çok kişi tarafından terörist olarak tanımlanan bir adamı neden desteklediğim soruldu. Etiketlerin bir çok zaman barış ve diyalogu önlemek isteyenler tarafından veriliyor cevabını verdim. Abdullah Öcalan Nelson Mandela değildir ama ikisi arasındaki benzerlik çarpıcıdır. İkisi de halkları için özgürlük arayışı içindeydi. İkisi de özgürlüklerinden olarak ağır bir bedel ödediler. Daha çok ta Öcalan’ın durumunda uzun süreli tecritlere maruz kaldılar. Her iki insan da özgürlük arayışlarından dolayı terörist ilan edildiler. Savaşların uzun tarihinde, çözümler sadece eşit yurttaşlar arasındaki diyalog ile çözüme ulaşabileceğinin kabul edilmesiyle gerçekleşmiştir.
KAMPANYA DOĞRU YERDEN BAŞLADI
Unite sendikası adına toplantıda bir konuşma yapan Steve Turner, sendikalar olarak yıllarca Kürt halkının yaşadıklarını göz ardı ettiklerini ve bu hatayı düzeltmelerini gerektiğini ifade ederek, Britanya’nın Kürt halkının yaşadığı acılarda payı olduğunu ve bunun için kampanyanın Britanya parlamentosundan başlamasının önemli ve doğru olduğunu belirtti.
Turner şunları belirtti; ‘‘Kampanyanın amacı Kürtler için özgürlük ve insan hakları sağlamak ve Türkiye toplumunda demokratik değişim için katkı sunmak ama en başta Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak. Öcalan’ın tutukluluğu Türkiye devletinin Kürtlere yönelik zulmünün somutlaşmasıdır. Hiç şüphe yok ki tüm dünyada, Öcalan Kürt halkının büyük bir kesimi için siyasi liderdir.
Tarafların birisi hapisteyken ve temel insan hakları inkar ediliyorsa ve halkı katlediliyorsa barış müzakeresi gerçekleşemez. Bu durması gerekiyor. Bunda Britanya devletinin de rolü olmalı. Bu Parlamento Türkiye devletinin yaptıklarını kabul etmemeli.’’
ATALARIMIZIN BAŞARAMADIĞINI BİZ BAŞARACAĞIZ
Toplantının konuşmacılarından DBP Eşgenel Başkanı Kamuran Yüksek ise yaptığı konuşmada toplantının tarihi önemine değinerek, bazen küçğk adımların büyük gelişmelerin yaratıcısı olduğunu ifade etti.
Yüksek’in yaptığı konuşmadan satır başları; ‘‘Türkiye’de şiddetle çözülmeye çalışılan Kürt sorununu demokratik yollarla çözülmesini sağlayacak yegane lider sayın Öcalan’dır. Sayın Öcalan’ın fikirleri Ortadoğu’nun barış ve demokrasisi açısından çok önemli. Çünkü sayın Öcalan dini milliyetçiliğe karşı, mezhepsel ayrılıkçılığa karşı , etnik milliyetçiliğe karşı bir şahsiyet ve liderdir.
Bugün Ortadoğu’da yaşanan savaş ve çatışmaların en önemli nedenlerinden biri dini milliyetçiliktir, mezhepsel milliyetçiliktir, etnik milliyetçiliktir. Ortadoğulu toplulukların batıyla yaşamış oldukları çatışmaların ve savaşın da nedeni dini mezhepsel milliyetçiliktir. Batı dünyasıyla Ortadoğu’nun kültürel barışı ve entegrasyonu orta doğunun demokratikleşmesinden geçer. Sayın Öcalan Ortadoğu’nun demokratikleşmesini savunan, Ortadoğu Demokratik Konfederalizmini savunan bir liderdir.
Özellikle İngiltere parlamentosunda bu konuşmayı yaparken şunu da ifade etmek istiyorum. Yüzyıl önce I. dünya savaşıyla dünya sistemi şekillenmişti. Ve İngiltere özellikle Ortadoğudaki sistemin kuruluşunda önemli bir rol oynadı. Orta doğu yeniden kurulurken sınırlar çizilirken biz Kürtler maalesef birbirimize kavuşamadık. Bu kez yeni yüzyıl şekillenirken biz Kürtlerin de özgürlüğünü elde edebileceği bir rol oynamasını bekliyoruz İngiltere’den. Atalarımız bir çok nedenle başaramamıştı yüzyıl önce. Ama inanıyoruz biz başaracağız.’’
ÖCALAN BARIŞIN SESİ OLMUŞ
Sinn Fein Partisi de toplantıya gönderdiği bir mesajla destek verdi. Sinn Fein Partisi milletvekilleri Pat Dowerty, Paul Maskey, Framic Molloy ve Mickey Brady imzalı yazılı mesajda, Türk devletine yönelik, Kürtlere yönelik saldırılarının derhal durdurulması ve Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması çağrısı yapıldı. Açıklamada şunlar belirtildi; Sinn Fein olarak kampanyanıza dayanışma duygularımızı gönderiyor, Kürt halkının mücadelesini desteklemeye devam ediyoruz. Abdullah Öcalan’ın devam eden tutsaklığı yalnış olup, Türk devletine Öcalan’ın bırakılması çağrımızı yineliyoruz.
Uzun süreli farklılıkları ve çatışmaları bitirmek, sorunları diyalog yoluyla çözebilmek, düşmanı ikna etmek iyi bir liderlik gerektirir. Abdullah Öcalan bu liderliğin gerekliliklerini yerine getirmiş ve barışın sesi olmuştur. Bu liderliği ve vizyonu için kendisini takdir ediyoruz.
Türk devleti, Kürtlere yönelik saldırılarını derhal durdurup müzakere masasına geri dönmeli. Biz Kürt halkının özgürlük mücadelesini desteklemeye devam edeceğiz.’’
TOPLANTIYA ÇOK SAYIDA PARLEMENTER KATILDI
Çok yoğun ilginin toplantıya farklı siyasi partilerden Avam Kamarasından Britanyalı parlementerler Angela Rayner, Jim Shannon, Kelvin Hopkins, Diana Johnson, Dave Anderson, Julie Elliot, Valerie Vaz, Andrew Gwynne, Neil Gray, Tania Mathias, Ruth Smeeth ve Lordlar Kamarasından Lord Rea, Lord hylton, Lord Dholakian ve Lord Judd da katılarak kampanyaya destek verdiler.