Londra belediye başkanlığı seçimine hazırmıyız?
Mayıs ayında Londra belediye başkanlığı için çekişmeli bir yarış olacak. Bir tarafta 8 yıldır Londra’nın yapılanmasında söz sahibi olan Muhafazakar Parti adayı Zac Goldsmith varken diğer tarafta İşçi Partisi adayı Sadiq Khan var. Bugüne kadar yapılan tüm Londra belediye başkanlığı seçimlerine karşılaştırırsak bu seçimde yarışacak adaylar daha önce Londra belediye başkanlığı yapmamış olan adaylar.
Zaten Londra belediye başkanlığı 2000 yılından bu yana var olan bir yönetim pozisyonu. 2000 yılında yapılan bir referandumla, Londra halkı, Londra’da bulunan belediyelerin dışında tüm Londra’yı yöneten bir başkanlık sistemi istediklerini söylemişlerdi ve böyle bir başkanlık o zaman var olmaya başlamıştı. Bu başkanlık aslında Türkiye’de bulunan büyük şehir belediye başkanlıkları gibi bir yapı. Son iki dönemdir, yani 8 yıldır, Londra belediye başkanı Muhafazakar Parti’den Boris Johnson. Belki takip edenleriniz vardır, Boris Londra’daki bisiklet yollarının, ve Boris bisikletleri olarak bilinen TFL (Transport for London) bisiklet taşıma sisteminin mimarıdır. Belirtmeden geçmek istemiyorum, Boris aynı zamanda sürekli artan toplu taşıma fiyatlarının da mimarıdır ve tabi TFL bünyesinde yapılan değişiklik sonrası yeraltı istasyonları içindeki bilet gişelerinin kapanması ve oradaki iş imkanlarının da bitmesine destek veren de yine aynı Boris’tir. Ama bu yazıyı Boris’i eleştiri yazısına dönüştürmek istemiyorum. Çünkü 8 yılda yapılmayanlar öyle iki sütunda çok zor anlatılır.
Biz yine bu yıl yapılacak seçimlere dönelim. Bu yılki seçimi özel kılan aslında başka bir unsur daha var. İşçi Partisi adayı Khan bir Müslüman. Eğer seçilirse, ilk kez bir Müslüman Londra belediye başkanlığı yapmış olacak. Londra gibi çok kültürlü ve çok dinli bir şehre çeşitlilik katacağı bir gerçek. Fakat son dönemlerde ki Paris saldırıları, Suriyeli göçmenlerin Avrupa’ya sığınmaları, IŞİD gibi cani bir örgütün Müslümanlığı temsil ettiklerini iddia etmeleri Khan’ın seçilmesini zorlaştıracağa benziyor. Britanya’daki sosyalistlerin bir çoğunun özgürlükçü, eşitlikçi ve çok kültürlülük yanlısı olduğunu birçok açıklamalarında görüyoruz. Fakat muhafazakar kesimde bulunan azımsanmayacak bir çoğunluk belki kendilerinin farkında olmadıkları o milliyetçi duyguları halen içlerinde barındırıyorlar. UKIP (Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi) milliyetçi hatta yer yer ırkçılığa ulaşan tutumunu gizleme ihtiyacı bile duymuyor. Khan’ın adından da anlayacağınız gibi Pakistan göçmeni bir ailenin Londra’da doğan çocuğu. Rakipleri milliyetçilik kartlarını oynamak isterlerse, ki Muhafazakar Parti geçtiğimiz günler bu kartı oynama eğiliminde bulundu, Khan son dönemde yaşanan olayların kendisine daha az oy olarak döndüğünü görecektir.
Muhafazakar aday Goldsmith, klasik üst tabakada yaşamış, babası milyarder bir aday. Böyle bir durumda olması kendisine avantaj bile kazandırıyor diyebiliriz belki. Malum, zengin üst düzey tabaka bulundukları şehri kendi hallerinden anlayabilecek, birinci dünya sorunları olan birine emanet etmek isteyebilir. Tabi Goldsmith’in hakkını yememek lazım. Adından söz ettirmiş bir çevreci. Heathrow havaalanına yapılması planlanan üçüncü piste karşı çıkışları ile tanınmış, Ulusal Bahçeler Planı (Narional Gardens Scheme), FARM çiftçi projesi, Toprak Derneği (Soil Association) gibi çevreci projelere desteğini görmezden gelmemiz haksızlık olur.
Dönem dönem halklar, kendilerini muhafazakar, kapitalist ve burjuva yönetimlerin daha iyi temsil edebileceği hayallerine kapılıp daha sonra kendi içlerinden birilerine yönelirler. Yapılan anketler İşçi Partisi adayı Khan’ın önde gittiğini gösteriyor. Fakat açık ara bir öndelik değil. Bu önde gidişin sebeplerinden biriside çok açık ki Londra halkının kendisini İşçi Partisi’ne yakın hissetmesi.
5 Mayıs’ta lütfen oyunuzu kullanın. Unutmayın ki daha güzel günler için sizin bir şeyler yapmanız şart!
Tom Webb