Erdoğan ile AB arasındaki kirli pazarlığın tutanakları
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği (AB) yetkilileriyle kasım ayında mülteci krizine karşı ortak eylem planı imzaladıktan sonra dahi sıkı pazarlığı sürdürdüğü ortaya çıktı. Yunan haber sitesi euro2day.gr, Erdoğan’ın G-20 zirvesi için Antalya’ya gelen AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile yaptığı üçlü toplantının tutanağını sızdırdı. Aggeliki Papamiltiadu imzalı haberde “Ankara vaatleriyle müzakere masasına getirdiği AB’ye tehdit ve şantaj uyguladı” denildi. İşte çarpıcı ifadelerle dolu o tutanaklar:
MÜLTECİLERİ ÖLDÜRECEK MİSİNİZ?
Tusk: İki yılda 3 milyar avro ödenmesi için anlaştık ama Davutoğlu’nın yılda 3 milyar istediğini öğrendim
Erdoğan: İki yıl için 3 milyar Avro verecekseniz, konuşmaya gerek yok. AB’nin parasına muhtaç değiliz. Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını açıp mültecileri otobüslere doldururuz. Yunanistan’a kriz sırasında 400 milyar Avro verildi. Bu paranın bir kısmıyla Suriye’de güvenli bölge kurup mülteci sorununu tamamen çözebilirdik.
Juncker: Türkiye dört yılda 8 milyar A vro harcadı…
Erdoğan: Biz o parayı kamplara harcadık. Kızlarım mülteci kampına gitti, ağlayarak döndü. (BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri) Gutteres daha iyi kamp görmediğini söyledi.
Tusk: Kamplar iyi ama Yunanistan’a Avro Bölgesi’ni kurtarmak için kredi verildi, böyle karşılaştırmalar yapmamalısınız.
Erdoğan: Bu da Schengen’le ilgili, o da bir Avrupa projesi.
Tusk: AB zor durumda, Paris saldırısından sonra Schengen Anlaşması iptal edilebilir. Bu yüzden sizinle anlaşmak istiyoruz.
Erdoğan: Anlaşma olmazsa mültecileri nasıl durduracaksınız, öldürecek misiniz?
Tusk: AB kendini daha az çekici yapabilir ama istediğimiz çözüm bu değil. Erdoğan: AB, Türkiye kıyılarında boğulan bir çocuktan fazlasıyla karşılaşır. 10 ila 15 bini bulur. Nasıl başa çıkacaksınız? Paris’teki saldırılar yoksulluk ve dışlanmışlıkla ilgili. Bunlar cahil insanlar, Avrupa’da terörist olmayı sürdürecekler.
SİZ İSTEDİNİZ, RAPORU ERTELEDİK
Juncker: Schengen dağılırsa Türkiye AB’ye vize muafiyetinden faydalanamaz. 5 Ekim anlaşmasına uyulmazsa başka çözümler aramak zorunda kalırız. İlerleme raporunu Türkiye’deki seçimlerin sonrasına ertelediğimizi hatırlatırım. Bu yüzden eleştirildik.
Erdoğan: Erteleme AKP’nin seçimleri kazanmasına yardım etmedi. Zaten rapor da bir hakaretti. Bu raporu kim hazırladı? Nasıl böyle şeyler yazarsınız? Bu gerçek Türkiye değil, gerçeği öğrenmek için bana hiç gelmediniz.
Juncker: Siz istediniz diye raporu erteledik. Avrupa’yla uzlaşmak istediğinizi sanmıştım, şimdi kendimi kandırılmış hissediyorum.
Erdoğan: Bize verdiğiniz tek bir sözü tuttunuz mu?
Juncker: Kaynaklar toplanıyor, müzakereleri ve vize muafiyetini hızlandırmaya çalışıyoruz.
Erdoğan: AB Türkiye için hiçbir şey yapmadı. Para Türkiye değil mülteciler için. Üstelik üyelik öncesi fonlarımızdan kullanıyorsunuz. Tek bir fasıl da açılmadı. Dalga geçiyorsunuz.
Juncker: Türkiye bu 53 yıl boyunca bir demokrasi değildi.
Erdoğan: Almanya ve Britanya da değildi, büyük bir savaşa da yol açtılar. Yunanistan, Portekiz, İspanya da değildi.
BRÜKSEL’DE SİZİ PRENS GİBİ AĞIRLADIK
Juncker: Çok yoğun çalışıyoruz, Brüksel’de sizi prensler gibi ağırladık.
Erdoğan: Prens gibi mi? Tabii ki, ben bir üçüncü dünya ülkesini temsil etmiyorum…
Juncker: AB hiç 28 artı 1 zirvesi yapmadı ama Türkiye için hazırız.
Erdoğan: Ben de öyle yapardım ama bunu yüzüme vurmayın. Juncker’ın böyle konuşması saygısızlık. AB Türkiye’yi istemiyor diye düşünüyorum. Öyleyse açıkça söyleyin, rahatlayalım.
Tusk: 29 Kasım’a dek anlaşmalıyız, böyle tartışmayı sürdüremeyiz. Üye ülkeleri mülteciler için para vermeye ikna etmek kolay değil.
Feridun Sinirlioğlu: Ama 3 milyar Avro hakaret.
Kaynak: Cumhuriyet gazetesi